Bizimle İletişime Geçin

Kültür Sanat

1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu Gerçekleştirildi

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki gelişmelerin, Avrupa’nın sahibi olduğu ekonomik zenginliği koruma ve güvenlik kaygılarını daha da artırma yönünde ilerlediğine dikkati çekerek, bunun da İslam düşmanlığının yükselmeyi sürdüreceği anlamına geldiğini söyledi.

EKLENDİ

:

 

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Diyanet İşleri BaşkanlığıErciyes Üniversitesi, TRTSiyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) iş birliğiyle 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu düzenlendi.

ATO Congresium’da 25-26 Mayıs tarihlerinde ilki düzenlenen sempozyuma, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da katıldılar.

Sempozyum Yürütme Kurulu adına sempozyumun açılış konuşmalarını, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin yaptı.

Sempozyum’un ilk gününde, açış konuşmalarının ardından dört farklı panelde, medya ve İslamofobi konusu uluslararası düzeyde katılımla ve ayrıntılarıyla ele alındı. Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, “İslamofobiyle Mücadelede Medyanın Rolü” başlıklı tebliğini gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün konuşmacı olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın da dinleyici olarak katıldığı oturumlarda, devlet yöneticileri, akademisyenler ve gazeteciler panelist olarak yer aldı.

Sempozyumun ilk gününde konuşan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın desteğiyle RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA tarafından düzenlenen bu toplantının icrasında emeği geçen herkesi tebrik ettikten sonra, “Sözlerime, karşımızdaki meselenin İslamofobi yani ‘İslam korkusu’ değil, düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Evet, Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır.” dedi.

Günümüzdeki İslam düşmanlığı dalgasının çok daha sinsi ve örtülü yöntemlerle yürütüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, “Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırıları ardından başlattığı Müslümanları şeytanlaştırma stratejisi pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür.” dedi.

Erdoğan, bugün Avrupa’da Fransa’nın başını çektiği bazı ülkelerin, İslam’ı kendi meşreplerine göre şekillendirmek için yoğun çaba içinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Sanayi Devrimi’nin ardından kendi halklarıyla birlikte sömürgeleştirdikleri pek çok coğrafyanın doğal kaynağı, alın teri ve kanı üzerinde güçlü bir güvenlik ve refah düzeni kuranlar, 21. yüzyıla ciddi endişelerle girdiler. Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle de karşı karşıya olan Batı ülkeleri, değişen küresel güç dengelerinin yol açtığı belirsizlikleri, kendi kamuoylarını faşist söylemlerle oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor. Marjinal kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı’nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine, derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. Uzunca bir süre dinî özgürlüklerin kalesi olarak kendilerini dünyada seçkin bir konuma oturtanlar, bugün Müslümanlara ait her türlü sembolü yasaklama yarışına girmiştir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselama, Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta olmak üzere dinî tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir.”

Salgınla beraber siyasi ve ekonomik gücü kaybetme kaygısı derinleştikçe, Avrupalıların dengesinin de bozulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu da modern Avrupalı kimliği, daha doğrusu Avrupalı birliğini, dinî ve kültürel fanatizmin dozunu artırarak koruma refleksinin yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Soğuk savaş döneminde, komünizm tehdidine karşı korunan bu Avrupalı kimliğinin yeni motivasyon aracı, İslam düşmanlığı olarak şekillenmektedir. Hristiyanlık içinde varoluş amacını İslam düşmanlığı olarak belirleyen kimi akımların sahip oldukları siyasi ve ekonomik gücün de katkısıyla giderek etkinlik kazanmalarını da bu çerçevede değerlendirebiliriz.”

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki gelişmelerin, Avrupa’nın sahibi olduğu ekonomik zenginliği koruma ve güvenlik kaygılarını daha da artırma yönünde ilerlediğine dikkati çekerek, bunun da İslam düşmanlığının yükselmeyi sürdüreceği anlamına geldiğini söyledi.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından, “Osmanlı Devleti zamanında bir Yahudi vatandaşın hükümdara sunduğu arzuhalin” yer aldığı tablo takdim edildi.

“Yalan Haber, Nefret Söylemi” ve “Kültürel Irkçılık Kıskacında İslam” başlıklarının ele alındığı sempozyumun ikinci gününde, 113 bilimsel çalışma katılımcılara sunuldu.

Çok Okunanlar