Bizimle İletişime Geçin

Kitap

Ali Emre’nin Yeni Romanı “Mehmed Âkif”

EKLENDİ

:

Nureddin Zengi, Selahaddin Eyyubi ve Baybars’ı merkeze alan üçlemesiyle dikkat çeken Ali Emre’nin yeni romanı ‘Mehmed Âkif’ okurla buluştu. Şair-yazar Ali Emre, Mehmed Âkif’i doğumunun 150. yılında özel bir eserle andı. 4 Ocak’ta okura sunulan eser, okurlar tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. Ali Emre’nin Mehmed Âkif’i ikinci ikinci baskısını yaptı.

Alaz Kitap’tan çıkan yer yer duygu ağırlıklı, şiirli bir dille yazılan romanda Mehmed Âkif, yalnızca şair veya bürokrat olarak değil zor zamanlarda meydana atılan cesur ve fedakâr bir önder, memleketi kurtarmak ve bir nesil yetiştirmek için çırpınan bir muallim, eziyetlerden yakasını kurtaramayan gönüllü bir sürgün, merhametli bir talebe, ızdırap çeken bir baba olarak da çıkıyor karşımıza.

Âkif’in muhkem inancına, Kur’an ve Sünnet bilgisine, şehirleri peş peşe ışıklandırıp ayaklandıran vaazlarına, savaş yıllarındaki kesintisiz cehdine, etrafındakilere şahsiyet kazandıran eşsiz karakterine, yeni rejimin takibatı nedeniyle çektiği eziyetlere atıflarla zenginleşen roman; Kur’ân’la konuşan şairin az bilinen yönlerine de ışık tutuyor.

Romanda, Balkan faciası ve 31 Mart Vakası’ndan İstanbul’un işgaline, Ali Şükrü Bey cinayeti ve İstiklâl mahkemelerinden “İrtica 906” dosyasına kadar birçok önemli gelişmeye temas ediliyor. Aynı zamanda, Eşref Edîb, Babanzâde Ahmed Naim, Sultan Abdülhamid, Talat Paşa, Mithat Cemal, Abbas Halim Paşa, Cemaleddin Efganî, Tevfik Fikret, Mustafa Kemal Paşa, Topal Osman, Prenses Emine Hanım, Muhammed İkbal, Ömer Muhtar, Emin Ersoy, Abdülvehhab Azzam, Kuşçubaşı Eşref, Yozgatlı İhsan Efendi, Neyzen Tevfik, Celâleddin Ökten gibi önemli isimler de eserde söz alıyor.

Kitap, Ali Emre’nin, Mehmed Âkif’le ilgili bir şiiriyle sona eriyor.

Her biri kendi içinde beş alt başlık içeren altı ana bölümden oluşan romanda, Âkif’in hayatı babası Tahir Efendi’nin vefatından kendisinin vefatına kadar işlenmiş. Her bölümün sonunda, yaşanan döneme ve mütefekkir-şairin hayatına tanıklık eden önemli bir ismin konuşturulduğu eserde, oğlu Emin’e söz verdiği kısmı, Yeni Şafak ile yaptığı röportajda Ali Emre şu ifadelerle anlattı:

“Büyük oğlu Emin, Âkif’in en büyük imtihanlarından biriydi. 12 yaşında babasıyla savaşa koşan, cephe cephe gezen, büyük adamların arasında yetişen çocuk, yaşı ilerledikçe derdini, haylazlığını, talihsizliğini de büyüttü. Düzelmek ve yeni bir başlangıç yapmak için 26 yaşında Türkiye’ye gelip askere gittiğinde, ülkede bir tür erken 28 Şubat yaşanıyordu, ama daha yakıcı ve şiddetli. Askerde Kur’ân okuduğu ve birkaç kişiye tefsir yaptığı için suçlandı, dövüldü, irtica suçlamasıyla divanı harpte yargılandı, eziyete maruz kaldı. Kendisine ve çevresine zarar verdiği için yemeğine ilaç katıldığına, morfin verildiğine, uyuşturucuya alıştırıldığına dair iddialar, ifadeler var. İleride daha kötüsünü yaşayacağı sıkıntıların, askerlikte ve hapiste karşılaştığı kötü muameleden kaynaklandığını da akılda tutmak gerekiyor.”

Ali Emre’nin şiirlerinde ve romanlarında, kültürümüzden, milli bilincimizden, ulu büyüklerimizden izler görmemek olanaksız.

Yıllardır “milleti için kendinden geçen, dünyaya örnek olacak, romanı yazılıp filmi yapılacak ne çok değerimiz var” şeklinde sözler duyuyoruz. Ali Emre, bu sözleri gerçeğe dönüştürme niyetiyle yazıyor. Onun şiirlerinde ve romanlarında, kültürümüzden, milli bilincimizden, ulu büyüklerimizden izler görmemek olanaksız. Bu niyetin en güzel meyvelerinden biri de yeni romanı Mehmed Âkif.

 

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar