Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Arayarak bulduğum i

Dükkân kapısının önünde dikilen delikanlı, gülümseyerek bakıyor bana. Ben de ona gülümsüyorum. “Nasıl gidiyor?” diye soruyorum. “Teklersek gidiyor, yoksa yerimizde sayıyoruz.” diyor. Anlamıyorum, anlayamıyorum. “Nasıl yani?” diyorum. Aynı cümleyi tekrarlıyor: “Teklersek gidiyor dayı, yoksa yerimizde sayıyoruz.” Yine anlamıyorum ama ısrar etmek yerine zihnim “dayı” ile uğraşırken “Hayırlı işler!” diyorum. “Sağol, dayı!” diyor.

EKLENDİ

:

Balıkçı tezgâhı hayli zengin: Dil balığı bile var.

Dükkân kapısının önünde dikilen delikanlı, gülümseyerek bakıyor bana. Ben de ona gülümsüyorum. “Nasıl gidiyor?” diye soruyorum. “Teklersek gidiyor, yoksa yerimizde sayıyoruz.” diyor. Anlamıyorum, anlayamıyorum. “Nasıl yani?” diyorum. Aynı cümleyi tekrarlıyor: “Teklersek gidiyor dayı, yoksa yerimizde sayıyoruz.” Yine anlamıyorum ama ısrar etmek yerine zihnim “dayı” ile uğraşırken “Hayırlı işler!” diyorum. “Sağol, dayı!” diyor.

Oradan uzaklaşırken bir yandan “tekleme”nin otomobil ve motorla ilişkisini düşünüyor, öte yandan bunun benim bilmediğim bir anlamı olup olmadığını sorguluyorum. Bu konuyu birilerine danışsam mı acaba? Gün Karşı Tepeden’ini sevgiyle ve zevkle okumakta olduğum Ali Karaçalı’ya telefon edip sorsam nasıl olur? Tek, tek tek, tekleme…

Birkaç adım attıktan sonra az önce kulağımdan hem de iki kez kaçmış olan i, beliriveriyor zihnimde ve anlamadığım cümleyi anlıyorum: “İteklersek gidiyor, yoksa yerimizde sayıyoruz.”

O i’yi o delikanlı mı iyi seslendirmedi, yoksa benim işitme organım mı iyi algılamadı bilmiyorum. Bildiğim, o i, teklemeyi itekleme yapacak kadar güçlü bir ses.

Yaşasın arayış, yaşasın buluş!

Çok Okunanlar