Bizimle İletişime Geçin

Düşünce

Astroloji, Yıldızname ve İtikad

Yıldızların insanları ve olayları etkilediği inancına dayanan ilim dalına kısaca “ilm-i ahkâm-i nücûm” adı verilir. Gezegenlerin konum ve hareketlerinin dünyadaki olayları ve insanların kaderini etkilediği inancına dayanan fallara ise “yıldızname” denilmektedir.

EKLENDİ

:

Tarihin en eski dönemlerinde olduğu gibi günümüzde de insanlar ay, güneş ve yıldızlar gibi bazı gök cisimlerini merak gayesiyle araştırarak onların hareketleri ve konumlarıyla insanların davranışları arasındaki ilişkinin ve etkileşimin peşine düşmüşlerdir. Bugün yazılı ve görsel medya başta olmak üzere birçok platformda astronomik anlamda meydana gelen hareketlerin insanların davranışlarını etkilediğine ilişkin geniş yorumların yapıldığını görüyoruz.

Yıldızların insanları ve olayları etkilediği inancına dayanan ilim dalına kısaca “ilm-i ahkâm-i nücûm” adı verilir. Gezegenlerin konum ve hareketlerinin dünyadaki olayları ve insanların kaderini etkilediği inancına dayanan fallara ise “yıldızname” denilmektedir.

Bunlardan “yıldız falı”, yıldızların hareketlerinin ve konumlarının insanların hayatlarının evrelerine ilişkin bir takım sembolik manalar taşıdığı iddiasına dayanır. Batı’da buna “astroloji”, Türkçe’de “yıldız falı” veya “yıldız bakıcılığı” denir.

Oldukça eskiye dayanan bu inanışlar aslında yeni değildir. Örneğin Eski Mezopotamya toplulukları, yıldızların her birinin yeryüzünde ayrı bir etkiye sahip olduğuna inanırdı. Yine Babilliler kurban edilen hayvanlar üzerinden bir takım falcılık işlemleri yaparlardı. Mısır ve Çinlilerde de benzeri bazı inanışlar mevcuttu. Ayların on iki hayvan adıyla adlandırıldığı eski Türk takviminde her bir hayvanın sahip olduğu özelliklere göre bir karakter analizi yapılırdı. İslâm öncesi Mekke Araplarında, İslâm’dan sonra Emeviler ve Abbasiler devrinde bir şekilde bu tür inançlarla karşılaşmak mümkündü.

Tabiatta meydana gelen bazı astronomik olayların tabiatın işleyişi içinde bazı sonuçlar doğurduğu bilimsel anlamda bir hakikati ifade eder. Allah’ın çerçevesini ve sistemini belirlediği ölçüde güneş, ay ve yıldızların hareketlerinin yeryüzünde sıcaklık ve soğukluk gibi hava durumlarına, yaz ve kış gibi mevsimsel olaylara, med ve cezir şeklinde su hareketlerine tesirleri inkâr edilemez. Hatta sözü edilen bu olayların insanların yaşamlarına ilişkin bazı sonuçlar doğurarak onları etkilediği de görülmektedir.

Yıldız falı genellikle evlilik, iş hayatı, ticaret, yolculuk ve savaş gibi önemli işlere karar vermeden önce, sonucun uğurlu olup olmadığını öğrenmek için yapılmaktaydı. Bugün Amerika ve Avrupa başta olmak üzere bazı ülkelerde burçlara yönelik geniş bir rağbet söz konusudur. Bununla ilgili çeşitli danışma kurumlarının ve merkezlerin varlığı bilinmektedir. Günlük yaşamda bu yola başvurmak adeta yaşamın temel bir unsuru haline gelmiştir.

Yüce kitabımız Kur’an, güneş, ay ve yıldızların konumlarını ve hareketlerini tevhîd inancının ispatı açısından ele almaktadır.

Aynı şekilde hadis-i şeriflerde de yıldızlara bazı olağanüstü güçlerin atfedilmesinin tevhîd inancımızla çelişeceğine dikkat çekilmektedir. Bu iki temel kaynaktan hareketle İslâm âlimleri, insanların davranışlarının ve fiillerinin ortaya çıkmasında gök cisimlerinin herhangi bir tesirinin ve etkisinin bulunmadığı üzerinde durmaktadırlar.

Bu uygulamanın bugün en yaygın şekli yıldızların konumuna bakarak yapılan yorumlardır. Yapılan yorumların ve bu yorumlara inanmanın inanç ve itikad açısından bir karşılığı bulunmaktadır ki bu hususta çok dikkatli olmak zorunludur. Zira böyle bir şey başından sonuna gaybdan haber verme çabasını ifade etmektedir. İslâm’a göre peygamberler bile Allah’ın kendilerine bildirdiği ölçüde gayb bilgisine sahip olabilmektedirler.

Sözü edilen durumları kendi tabiatı çerçevesinde değerlendirilmek yerine bunlar üzerinden insanların hayatta yapacakları ve yapmaları gereken işlerle alakalı çeşitli etkilerinden söz edilmesi, kadim dönemlerde olduğu gibi çağdaş dünyamızda da bir inanç problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. İslâm itikadı açısından bu yorumlar, tevhîd ilkesine aykırı olması hasebiyle asla doğru olmadığı gibi inancımız açısından ciddi riskleri barındırmaktadır.

Son olarak bu mesele, hem Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Din İşleri Yüksek Kurulu’nun fetvalarında hem de Diyanet İslâm Ansiklopedisindeki ilgili maddelerde geniş bir şekilde anlatılmış, bunun “gaybtan haber vermek olduğu”ndan hareketle inancımıza aykırı olduğu açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

Bu söylenenler ışığında birey ve kurum olarak en hassas olmamız gereken şeyin din ve itikad konuları olduğundan bu tür yorumlarla karşılaştığımızda bunların doğrudan tevhîd inancına aykırı olduğunu hesaba katarak hareket etmemiz hayati derecede öneme sahiptir.

Müracaat edilerek daha geniş bilgi alınabilecek kaynaklar:

  1. İLYAS ÇELEBİ, “YILDIZNÂME”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/yildizname (25.04.2021).
  2. TEVFÎK FEHD, “İLM-i AHKÂM-ı NÜCÛM”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ilm-i-ahkam-i-nucum (25.04.2021).
  3. Dr. Ekrem Keleş Hümeyra Nur İşlek (Din Hizmetleri Ataşesi/Mekke-i Mükerreme DİB Vakit Hesaplama Müdürlüğü-Astronom), Astroloji Üzerine Bir Değerlendirme.
  4. https://diniyayinlar.diyanet.gov.tr/Documents/Cagdas-inanc-Problemleri.pdf (Temel Yeşilyurt, Çağdaş İnanç Problemleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları).

Çok Okunanlar