Edebiyat
Balık Olmak İsteyen Çocuğun Masalı
Kış gelince herkes eve çekilir ve başlar soba yanında tatlı kış geceleri. Neler konuşulmaz, ne muhabbetler edilmez ki sobanın yanında… Dede de hep masallar anlatır böyle akşamlarda. Bu masallardan en güzeli Geyik Ana efsanesidir. Seneler geçse de o tüm Kırgız halkının anasıdır. Onlar iyiliği, esenliği getirenlerdir. O ve maral çocukları daima sevilir, korunur. Ta ki insanoğlu masallara inanmamaya başlayana dek.
EKLENDİ
-:
Yazar:
Münevver ÇağmanBir varmış, bir yokmuş. Aslında çok da uzak olmayan diyarlarda, hemen yanı başımızda anlatılan iki masal varmış. Biri çocuğun kendi masalı, diğeriyse dedesinin anlattığı masalmış…
Issık Göl’e uzaktan, tepelerin ardından bakan bir vadide, bir çocuk varmış ki o bu masalın baş kahramanıymış…
Sekiz yaşlarında, yapayalnız; hiç akranı, arkadaşı olmayan bir çocuk. Çevresini saran bu basit hayatın içinde küçücük şeyleri, dağlardaki kayaları, dürbününü, çantasını kendine arkadaş yapan; yelken kulaklı, ufacık tefecik bir çocukmuş. Üç haneli köyün tek çocuğu, en yakın arkadaşı olarak gördüğü dedesiyle yaşarmış… Bir de ninesi varmış, sonradan gelen kendisi olduğu halde çocuğun sürekli yabancı olduğunu iddia eden, onu kabul edemeyen, onunla pek hoş konuşmayan ama işte yine de ona bakan bir nine.
Çocuk onu oraların havasına benzetirmiş. Oralarda kâh güneş açar kâh yağmur yağar, bir bakmışsın fırtına kopmuş, bir bakmışsın tipi alıp götürüyor ortalığı… İşte nene de aynı o havalara benzer. Bazen günlük güneşliktir, bazen yağmurlu. Köyün diğer iki hanesinde ise; teyzesi Büke ile onun eşi Urazkul ve Seyit Ahmet ile eşi Gülcemal. Dedesi civarda herkes tarafından bilinen ve Hamarat Mümin olarak anılan biri. Çok iyi yürekli, saf, tanıdığı tanımadığı herkesin yardımına koşan ve elinden de her iş gelen biri Mümin. Bu yüzden Hamarat Mümin diye anılıyor herkesçe. Tüm insanlara iyi davranır, onları sayar ve sever ama pek de karşılık bulamaz. Kimseye üst perdeden hitap etmez; özellikle de damadı Urazkul tarafından ezilir biraz. Tüm işi Mümin dede yapar ama övgüyü Urazkul alır, bir de üzerine patronluk taslar. İnsanların utancı, Mümin’in ise karşı çıkacak mizacı yoktur. Yıllar yılı böyle geçmiştir. Urazkul kısır eşi yüzünden bir türlü baba olamadığını düşünüp öfkesini çevresindeki insanlardan çıkarır. Karısından, kayınpederinden, hatta bizim ufaklıktan bile… Çocuğunun olmamasını bir türlü sindiremez; annesiyle babası bizim ufaklığı bırakıp gittiği için çocuğa baktıkça daha da öfkesi, siniri artar. Çocuğun bir suçu yoktur ama yine de içinden iyi davranmak gelmez ona, itip kakar, hırpalar sözleriyle. Onu her defasında Mümin korur. Nerde bu çocuğun anne-babası. Çocuğu Mümin’e bırakıp ayrılıp gitmişler şehre. İkisi de başka hayatlarla evlenmiş ve uzaklarda yaşamlarını sürdürüyorlar. Çocuksa; babasının Beyaz Gemi’de çalıştığını biliyor ve durmadan babasının yanına gideceği gün ile ilgili hayaller kuruyor. Belki de bir gün gidecektir yanına. Kendi gibi ufak bir balık olmaktan korksa da bir gün balık olup Beyaz Gemi’ye kadar yüzecek ve oradan güverteye, babasının yanına atlayacaktır. Yaşadığı her şeyi, başından geçen tüm maceraları, nasıl balık olup buraya geldiğini, kurduğu tüm hayalleri anlatacaktır ona hemen oracıkta. Bu yüzden Muhafız Dağı’na her çıktığında Beyaz Gemi’yi izler. Beyaz Gemi bir bakıma çocuğun Kızıl Elma’sıdır. Ona gitmenin hayallerini kurar, yollarını düşler. Issık Göl’ün kenarına ne zaman yanaşacağını, ne zaman gideceğini bilir. Kendini hep Beyaz Gemi’yi izlerken bulur. Beyaz Gemi’yi, ıssız köydeki yalnız yaşamının tek eşlikçisi; en yakın yoldaşı dürbününe anlatır. Bir arkadaşı daha olmuştur bu sene. Dedesinin okula başlayacak diye köye gelen dükkân-kamyondan aldığı yeni çantası. Artık ona da anlatmaya başlar Beyaz Gemi’yi, yaşadığı her şeyi, dedesini, masalları, hayallerini… Bu dükkân-kamyon ilk başta çocuğun sonra da kadınların en büyük eğlencelerinden biridir. Her seferinde heyecanla beklerler kamyonu. En çok da çocuk heyecanla karşılar. Onu uzaktan görür görmez önüne çıkar sonra da koşar kadınlara haber verir. Çok büyük bir iş yaptığını düşünür ve gururlanır kendisiyle böyle anlarda. Ama en sonunda elle tutulur bir şey almadan yollarlar kamyon şoförünü. Başka da bir eğlenceleri yoktur köydekilerin. Günler böylece geçip gitmektedir, San-Taş vadisinde.
Yazarın tasarladığı bu evrenden hareketle hayal ettiğimiz bazı görüntüler oluşuyor zihnimizde. Bunlar belki hepimizde birbirine çok benzer, belki yakın, belki de tamamen farklı görüntüler olabilir. Ama zihnimde canlandırdığım Muhafız Dağı ve Issık Göl’ün uzaktan görüntüsünün ve ufukta bayrağı ile görünen Beyaz Gemi’nin bana hissettirdiği duyguları; kalbimin, göğsüme sığmayacak kadar büyümesi, akciğerlerime dolan havanın ciğerlerimi patlatacak kadar kuvvetli oluşu, tüm bunları hissederken hem gülümsemek hem de ağlamak isteyişim belki de okurken hepimizin bir an olsun hissettiği duygulardan bazılarıdır. Öyle ki Aytmatov, çok yoğun duygular saklamış satırların arasına. Geleneği hatırlatırken geleceği iliştirmiş cümlelerine. Biri dedenin anlattığı masal biri de çocuğun masalı denmişti yazının en başında, işte bu hikaye geçmişle geleceğin bir arada anlatımıdır. Acıların dolduğu kalbimize umut tohumları atılmasıdır. Bu umut tohumları da hep masallarla ve çocuğun hayalleriyle kesişir. Bu masallar da mevsim soğuyunca harlanır.
Kış gelince herkes eve çekilir ve başlar soba yanında tatlı kış geceleri. Neler konuşulmaz, ne muhabbetler edilmez ki sobanın yanında… Dede de hep masallar anlatır böyle akşamlarda. Bu masallardan en güzeli Geyik Ana efsanesidir. Seneler geçse de o tüm Kırgız halkının anasıdır. Onlar iyiliği, esenliği getirenlerdir. O ve maral çocukları daima sevilir, korunur. Ta ki insanoğlu masallara inanmamaya başlayana dek.
Cengiz Aytmatov’un birçok ünlü eseri gibi Beyaz Gemi de sinemaya aktarılan eserleri arasında. 1976 yılında yönetmen ve senarist Bolotbek Shamshiyev tarafından yönetilen film tüm dünyaya sunulmuş ve beğeni toplamıştır.


Çok Okunanlar
- Söyleşi-
D. Mehmet Doğan: Bizim Hakikatle Temasımız Kelimeler Üzerindendir
- Düşünce-
Muvvakkat Ömürler ve Mekânlar
- Ramazan-
7 Soruda Ramazan – Nurullah Öztürk – RTÜK Üyesi
- Ramazan-
7 Soruda Ramazan – Abdullah Yıldız – Yazar
- Tarih-
II. Abdulhamit ve Sosyal Devlet
- Ramazan-
Yeni Bir Ramazan Olsun
- Edebiyat-
Sarı
- Ramazan-
Peygamberimizin Ramazan Ayını İhyası