Bizimle İletişime Geçin

Düşünce

Bilgelik

EKLENDİ

:

Bilgelik, (sırf teorik) bilgi sahibi olmak, akıllı olmak değil, bildiğini yapmaktır. Bilgelik, hem teorik (nazarî) hem pratik (amelî) aklı (= ahlâkı) kapsar. Uygulanmayan bilgi, akla yüktür, onun hayata bir faydası da olmaz. Bu, bizzat hayatın içinde (= yaşarken) gerçekleşir.

Hayat şartları (= imkânlar, şartlar ve kabiliyetler) insan aklını ve davranışlarını “yönlendirir.” Hayat, dünden ders alınarak ve gelecek tasarlanarak yaşanır. Ders almayı ve tasarlamayı akıl yapar. İçinde bulunduğumuz şartlar, bize nasıl ve ne şekilde davranacağımızı öğretir. Örneğin, bir tehlike (savaş vb.) ortamında, aklı duygular ve kaygılar etkiler, etkileyebilir. Korku da bir duygudur. Korkup savaşmamak = savaştan kaçmak, akıl kârı olmayabilir, insan tutkularının esiri olabilir. Diğer taraftan, uzun vadeli hedef de (= gelecekte olacaklar da) bizi savaşmaya zorlayabilir. Böyle bir durumda, tutkuların esiri olmak, (gelecek için) tehlike demektir. Böyle durumlarda akıl, teori ile pratiği birleştirir; (savaşta) ölünecekse ölünür, sağ kalınacaksa kalınır; buna bilgelik denir. (Ayrıca savaşta öleceğimiz de kesin değildir.)

Aklın “yetmediği yerde”, tevekkül (ve iman) devreye girer.

Bilgelik, “deveyi sağlam kazığa bağlamak”, duyuyu, duyguyu, düşünceyi (aklı) ve bedeni “tüketene kadar” kullanmak, sonra da âcizliği bilip itiraf ederek Rabbe güvenmek, inanmak ve tevekkül etmektir; asla yatmak, boş vermek, nemelâzımcılık yapmak değildir.

Bir gün, Hz. Ömer bir grup sahabenin boş boş oturduklarını görür; onlara ‘Sizler burada ne yapıyorsunuz?’ diye sorar. Onlar da ‘Biz tevekkül ehliyiz’ diye cevap verirler. Hz. Ömer bunun üzerine siz tevekkül değil, teekkül ehlisiniz, buyurur. (Teekkül, yeme, yiyicilik, tembellik demektir.)

Kitâb, bilgeliği akla dayandırır ama aklı kuru bilgi fabrikası ve deposu olarak ele almaz, onu eylemden = amelden ayırmaz; kelime (= akıl) Kitab’ta hep eylem halinde, tea’kılû, yea’kılû, nea’kılu şeklinde kullanılır. 67/Mülk 10. âyette, geleceğini (âhireti) düşünmeden yaşayanların karşı karşıya kaldıkları olumsuz durum ve pişmanlık, onların sözleriyle şöyle ifâde edilir: “Biz, dinleseydik, düşünüp-anlasaydık (= aklımızı kullansaydık) bu ateşin halkından olmazdık.” 8/Enfal, 22. âyette de “Allah katında yeryüzünde yaşayan canlıların en kötüsü, anlamayan ve düşünmeyen (= lâ yea’kılûn) sağır ve dilsizlerdir.” denir. Bildiği ile amel etmeyenlerse “kitap taşıyan eşeklere” benzetilir. (62/5.)

Bilgelik, bir şeyi bilerek yapmak ve yaşamak; şeylerin birbiri ile ilişkisini doğru kurmak, onları “ortak bir hedefte, ortak bir noktada” birleştirmektir; buna “tevhîd” denir.

İlâh’ın tekliği ile (davranışlardaki, eylemlerdeki = amellerdeki) hedefin/amacın tekliği örtüşür, örtüşmelidir; yaptığımız şeyleri Allah için, Allah Rızası için yapmak da bu demektir. Bu, insanı manevî, duygusal ve psikolojik dağınıktan, parçalanmaktan ve bölünmekten korur.

Bilge insan, neyi, neden, niçin yaptığını bilen tutarlı insandır. Bunun dindeki adı da ‘hikmet’tir. İslâm âlimleri felsefeyi hikmet olarak okumuş ve anlamışlardır. Bu açıdan batılı anlamdaki felsefe (bilgelik), İslâm dünyasındaki felsefe ile aynı anlama gelmez; İslâm dünyasında filozofa, hükemâ/hakîm denir.

“Kime hikmet verilmişse, ona çok hayır verilmiştir.” (2/269.) âyeti buna işaret eder; âyet, “İşte bunlar derin/temiz akıl sahipleridir.” diye de biter. Buradaki elbâb, lübb’ün çoğuludur; lübb, aslında kalp, gönül demektir; elbâb da akleden kalptir. Bu, bilgiyi duyguya ve davranışa bağlar; bilgiyi (düşünceyi), duygu ve davranıştan (= ahlâktan, hayattan) ayırmaz.

Bilge insan bilir ki, Mutlak Bilgi, Mutlak Kudret = Hikmet, sadece Allah’a mahsustur, hastır; o (bilge insan), bilgisinin ve gücünün yetmediği yerde Allah’a tevekkül eder ve O’ndan yardım ister.

Erasmus’a sormuşlar:

– Hocam, deli ile bilge arasındaki fark nedir?

– Deli, tutkularına; bilge, aklına boyun eğer.

Bilge, eğer velî veya hakîmse; velînin ve hakîmin, akıl yanında vahye (= Rabbine) boyun eğdiği söylenebilir.

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar