Bizimle İletişime Geçin

Şahsiyet

Bir Devrin Öncüsü: Ali Fuad Başgil (1893- 17 Nisan 1967)

1961 seçimlerinde senatör seçilip meclisin ekseriyetince Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiş. Bunun üzerine darbeciler kendisini başbakanlığa davet edip masa üstüne silah koyarak ölümle tehdit edip adaylıktan vazgeçmesini istemişler. Bunun üzerine karşısındaki komutana ‘’Paşa sen hiç savaş gördün mü’’ diye sormuş. ‘Hayır’ cevabını alınca da ‘’Ben gördüm. Savaş gören adam ölümden korkmaz’’ diyerek mukabelede bulunmuş. Milletinin selameti için adaylıktan vazgeçmiş. Kendisine yapılan ‘’senato başkanı ol’’ teklifini de reddedip, istifa ederek tekrar ilim hayatına dönmüş bir hamiyetli ilim adamıdır Ali Fuad Başgil.

EKLENDİ

:

‘’Hukukçu sadece hukuk bilgisine sahip olan insan değildir. Hukukçu bilgisini örnek ölçülerde kullanabilen insandır. Hak diyen insan hakşinas davranmayı da bilmelidir.’’

Ali Fuat Başgil.

Batıda polimat diyorlar. Hezarfen bir ilim adamı. Bir başka deyişle yed-i tûla. Çok geniş bir ilim sahasına dair vukufu var. Oldukça geniş bir alanda ilmi kavrayışı ve eserleri mevcut. Hukuk adamı, fikir adamı, Teşkilat-ı Esasiye Kürsüsü Başkanı, İş Hukuku dersinin Türkiye’de kurucusu, siyaset adamı, ilim adamı, Diyanet Teşkilat Kanununun ilk taslağını hazırlayan, Yüksek İslam Enstitülerinin kuruluşuna fikri önderlik eden, İstanbul Hukukun efsane anfisini ayakta yer kalmayacak şekilde dinleyici talebelerle doldurabilen, bugünkü Türkiye’nin fikir, kültür, idare, hukuk ve devlet hayatında yer alan binlerce insanımızın hocası, tanıyan herkeste bir tazim uyandıran, hatta onu çalışanların bile hatırasına tazimen ses tonlarını düşürdüğü, halen bir başucu kitabı olan çağdaş nasihatname niteliğindeki Gençlerle Başbaşa ve daha pek çok ilmî eserin yazarı Ali Fuad Başgil…

Meziyetleri saymakla bitmeyen… İlim, irfan ve hikmet sahibi bir alim Başgil Hoca.

Bakanların bizzat ayağına kadar gidip ziyaret ettiği, görüşlerini aldığı, hatırı ve hatırası olan ilmî vekâr sahibi bir şahsiyet.

Medeni ve ilmi cesareti oldukça güçlü. Türk irfanının semalarında görülmeye başlandığı 1940’lardan itibaren ortaya koyduğu fikirleri ile milletimize yol açmış bir alim Hoca.

Tahsil için gittiği Fransa’dan 3 üniversite diploması ile dönen,
fikir hayatımızda en zorlu dönemi olan tek parti döneminde hakikatleri ve Türkçe’ye yapılanların yanlışlığını basında ilk defa akademik kimliği ile yazabilen, ‘’sen Türkçe alimi misin diyenlere ‘’ ciğerinden rahatsız olduğunu hissetmek için ciğer mütehassısı olmak gerekmez’’ diyerek Türkçe’ye yapılan soykırım girişimlerinin acısını ciğerinde hissettiğini belirten, devrin cumhurbaşkanının yüzüne Türkçe’ye yapılanların yanlışlığını söyleyebilen,
1946’da Celal Bayar’ın siyaset ve mebusluk teklifini ‘’fikri istiklalimi korumalıyım’’ deyip ilim adamı tavrı ile kabul etmeyen, 27 Mayıs sonrası yapılan kurucu meclis üyeliği teklifini kabul etmeyen, bir arkadaşının sana koruma sağlar uyarısına da ‘’ben kalkan arkasında siyaset yapanlardan değilim’’ diyerek cevaplayan, yazı, fikir ve görüşleriyle halkın hakikatle buluşması için bir ömür ilmiyle mücadele eden, bedel ödeyen büyük fikir adamı ve alim Ali Fuat Başgil hoca.

İlim ve hukuk yolunda ortaya koyduğu hakikat çabası, milletimiz nezdinde en güzel manevi mirası olarak yaşayacaktır.

1961 seçimlerinde senatör seçilip meclisin ekseriyetince Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiş. Bunun üzerine darbeciler kendisini başbakanlığa davet edip masa üstüne silah koyarak ölümle tehdit edip adaylıktan vazgeçmesini istemişler. Bunun üzerine karşısındaki komutana ‘’Paşa sen hiç savaş gördün mü’’ diye sormuş. ‘Hayır’ cevabını alınca da ‘’Ben gördüm. Savaş gören adam ölümden korkmaz’’ diyerek mukabelede bulunmuş. Milletinin selameti için adaylıktan vazgeçmiş. Kendisine yapılan ‘’senato başkanı ol’’ teklifini de reddedip, istifa ederek tekrar ilim hayatına dönmüş bir hamiyetli ilim adamıdır Ali Fuad Başgil.

Cemal Gürsel’in Demokrat Parti için ‘’Anayasayı çiğnediler’’ diyerek darbeye gerekçe oluşturma çabası içinde olduğunu görünce, geçmişten örnekler verip bu sebeplerin darbe için gerekçe oluşturamayacağını söylemiş. ‘’Açık arazide herkes daha önce birilerinin geçtiği izden gider’’ diyerek durumun hakikatini dile getirmiştir.

55. ölüm yıldönümünde rahmet ve minnetle anıyorum.

Büyük eğitimci, büyük hoca Ali Fuat Başgil’e Mevla gani gani rahmet eylesin…

Ruhurevanı şadu handan ola…

Çok Okunanlar