Bizimle İletişime Geçin

Kitap

Bir Hadisçinin Heybesinden Taşanlar

Derviş, yapılan iyilikleri heybenin ön gözüne, yapılan kötülükleri ise arka gözüne doldurur. Lazım oldukça ön gözünü açar, bakar, onları asla unutmaz. İnsanlara ihtiyaç oldukça oradan alır, dağıtır. Kötülükleri ise asla açmaz. Onlar hep heybenin arka gözünde kapalı olarak kalır. Unutur gider. İşte bunun için dervişler heybe taşır.

EKLENDİ

:

Başlıktaki heybe metaforunun ayrı bir anlamı vardır ve Türkçemizde farklı manalarda kullanılmaktadır. Sözlük anlamı olarak heybe; köylerde, yaylalarda ve kırsal alanlarda çok kullanılmakta olan ve eşya taşıma amaçlı olarak kullanılan bir taşıma aksesuarıdır. Diğer anlamıyla heybe bir yerden bir yere giden ve yanında gerek hayvanı gerekse de vasıtası ile eşya taşıyan kişilerin köylerde kullanmış olduğu bir araçtır. Kullanım itibarıyla heybe, at, eşek gibi binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilerek ya da omuzda taşınan, içine eşya ve öteberi koymaya yarayan, sert kumaş, kilim veya halıdan yapılmış, tek veya iki gözü bulunan torba, çantadır. Heybe genelde yukarıda zikredilen şekilde ve amaçlar çerçevesinde kullanıldığı gibi mecazî anlamlarda da kullanılır. Bu bağlamda ilk olarak belki şu soru akla gelebilir.

-Dervişler neden heybe taşır?

Konuyu araştıran bir araştırmacı bu konuda şu sonuçlara ulaştığını belirtmiştir:

“Kimseye yük olmamak için bu heybeyi taşıdıklarına karar verdim! Yiyecek, içecek ve diğer lüzumlu eşyalarını bu sırtlarındaki heybede taşıyorlardı.

Ama işin aslını yıllar sonra öğrendim. Tesadüfen bir toplulukta konuşurken, bir sûfiye denk geldim. İşin aslını o açıkladı.

Herkese sorduğum soruyu O’na da sordum;

-Dervişler neden heybe taşır?

Sûfi; önce bize baktı. Sonra gözlerini uzaklara dikti. Derin derin düşünmeye başladı.

O düşünürken ben de içimden dedim ki;

“Bu da ötekiler gibi cevap verecek;

Eşyalarımızı taşıyoruz, diyecek! Ben de yine cevabı aramaya devam edeceğim.”

Ama bu kez öyle olmadı.

Sen biliyor musun, dedi? Dervişlikte her eşyanın bir manası vardır.

-Evet, dedim. Bazılarını biliyorum. Fakat heybenin cevabını bulamadım.

– Biliyorum, dedi. Ben de bir zamanlar senin gibi merak ederdim. Bunu da

Şeyhime sordum.

Hiç unutamayacağım cevabı o verdi.

Nedir, dedim?

– Dervişler Allah yoluna baş koymuş insanlardır. O yüzden hep Hak’ka ve halka hizmet için vardırlar. Bu düsturu kendilerine hizmet saymışlardır. O sebepten iyiliği hiç unutmazlar. Hep iyilik yapmak için çalışırlar. Kötülüğü ise hep unuturlar. Onların bu davranışları halk içinde atasözü olmuştur;

-“İyilikten iyilik, kötülükten ise kötülük doğar!”

– İşte bu yüzden yapılan kötülükler unutulmalı, iyilikler ise devam etmeli. Kötü sözleri ve yapılanları bazen duymamalı, bazen de kulak ardına atmalı. İşte dervişler bunun için heybe taşırlar.

-Nasıl, dedim? Ben bir şey anlamadım!

-Basit, dedi. Ben de şeyhim anlattığında senin gibi bir şey anlamamıştım. Aynı senin gibi sordum;

-Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?

-Basit, dedi. Dervişin sırtındaki bu heybe; “Dervişin zikridir! Dervişin fikridir!”

Derviş, yapılan iyilikleri heybenin ön gözüne, yapılan kötülükleri ise arka gözüne doldurur. Lazım oldukça ön gözünü açar, bakar, onları asla unutmaz. İnsanlara ihtiyaç oldukça oradan alır, dağıtır. Kötülükleri ise asla açmaz. Onlar hep heybenin arka gözünde kapalı olarak kalır. Unutur gider. İşte bunun için dervişler heybe taşır.

İşte dervişin heybesi gibi mecazî de olsa bilgin, âlim, mütefekkir ve şairlerin de heybesi bulunmaktadır. Bunlara bilgi, duygu ve tecrübe heybesi diyebiliriz. Âlimler yıllarca okudukları veya okuttukları bilgileri zihinlerinde, bilgi notlarında ve yazdıkları eserlerde toplarlar, daha sonra bu bilgiler heybelerinden taşar ve nihayetinde kitap olarak ortaya çıkar. Bu durum her alanda tezahür ettiği gibi hadis alanında da olmuştur. Bu tezahürlerden biri Ankara İlahiyat Fakültesi hadis hocalarından Prof. Dr. Enbiya Yıldırım’ın yazdığı Hadis İlminin İncelikleri adlı eseridir. Yıllarca hadis kitaplarında okuduğu satır arası değerli ve faydalı bilgileri ilim heybesinde saklamış ve daha sonra kitap haline getirip bizimle paylaşmıştır. Prof. Dr. Enbiya Yıldırım eserini; bilinen bilgilerin dışında okuduğu hadis ve benzeri alanlarla ilgili kitapların fark edilmeyip satır aralarında kalan, sürekli göz önünde bulunmayan nadir bilgileri, tabiri caizse cımbızla seçerek gün yüzüne çıkararak oluşturmuştur. Eserdeki bilgiler o kadar önemlidir ki, belki bu bilgiler sayesinde bazı yanlış anlayışlarımız düzelecek, tartışmalar bitecek, böylece alana yeni bir bakış açısı gelecek ve yeni bir ufuklar açacaktır. Diğer yandan bu bilgiler Prof. Dr. Enbiya Yıldırım’ın alanındaki birikimi ve yetkinliğini de göstermektedir.

Eserinde içeriğine baktığımızda; birinci bölümde 34 başlık altında hadis usulüyle ilgili konulara, ikinci bölümde 57 başlık altında hadis ravileriyle ilgili hususlara, üçüncü bölümde 57 başlık altında hadisler, hadisçiler ve hadis kitaplarıyla ilgili konulara, dördüncü bölümde 11 başlık altında Klasik eserlerin metinlerindeki sorunlar üzerinde durulmuş, beşinci son bölümde yirminci asırda yaşayan hadisçilerin nezaket, nezaheti ve insanların birbiriyle olan irtibatlarında örnek alınabilecek mektuplarına ve Arapça metinlerine yer verilmiştir.

Eser bir yönüyle de olsa hadise ilgi duyan ve hadis ilmiyle uğraşanların çokça müstefid olacağı önemli bir araştırmadır. Yılların birikimiyle ulaşılan bilgilerin yerine göre hülasası yerine göre ayrıntısıdır. İfade ve anlatım yönüyle sıkıcı olmayan, okudukça merak ve heyecan uyandıran, hevesi artırıp canlı tutan bir çalışmadır. Bilhassa hadis alanında akademik çalışma yapanların okuması gereken ve müstağni kalamayacağı önemli bir kaynaktır.

Eserin şahsımla ilgili de ayrı bir önemli tarafı da bulunmaktadır. Bu da büyük bir dostluk, vefakârlık ve kadirşinaslığın göstergesi olarak bize ithaf edilmiş olmasıdır. İthafla ortaya konan alicenaplığı ve bizlere layık görülen bu onuru kelimelerle anlatmam mümkün değildir. İnşallah bu mazhariyete layık olanlardan oluruz.

İthafınla bizleri mesrûr eyledin,

Kutlu bir geleneği ihyâ eyledin,

Eserinle ilm-i hadise hizmet eyledin,

Dostluk ve vefakârlığını ibkâ eyledin

İki cihanda aziz ol ey dost…

Kaynakça

Enbiya Yıldırım, Hadis İlminin İncelikleri, EnsarNeşriyat, İst. 2021.

Kemal Doğanay, https://www.edebiyatdefteri.com/154935-dervisin-heybesi/ (Erişim: 11.12.2021

TDK Sözlük

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar