Modernlik kalbimizi ve ruhumuzu vahşice çalmaya devam ediyor.
Kalbi ve ruhu çalınan insan, bedenini, kozmetiğin ve estetik cerrahinin istimlak alanı haline getirdi.
Yaşanan tam bir ilkelliktir.
Vücuduna yaptırdığı dövmeler, botokslar, özellikle de yüzün muhtelif kısımlarına, güzelleşmek, daha da güzelleşmek, cazip görünmek adına yaptırılan sözümona estetik müdahelelerle günümüz insanı, ne için ve kim için bunlara heves etmekte hatta kendisi için zorunlu görmektedir.
Çok hacimli bir makalenin konusu olacak bu bahiste sözü, uzatmadan şu noktaya getirmek istiyorum.
DİKKAT
Yarın Mahşer’de, estetikli, dövmeli ve botokslu halimizle Allah’ın huzuruna çıktığımızda O, bize:
BENİM YARATIŞIMI KUSURLU MU BULDUN Kİ BUNLARI YAPTIRDIN
GİT ŞİMDİ, SENİ YARATTIĞIM O İLK HALİNİ AL DA GEL
Dediğinde verecek bir cevabımız var mı?
Yaratışına muhalif davrandığımız için bir yaptırım uygular mı uygulamaz mı; bağışlar mı bağışlamaz mı bilemem. Çünkü hüküm sadece Ona aittir ancak, Onun karşısında bir kul olarak o anda yaşayacağımız mahcubiyetin, bin cehennem azabından da beter olacağından eminim.
Allah’ın huzurunda Allah’a mahcup olmak nasıl bir şeydir.
Tasavvurumuzu, muhayilemizi, tefekkürümüzü bir zorlayalım.
Var mı bir cevabımız?