Yalpalı koşunca sofada
Ev arkasından dürülür
Bakmadığı her köşe
Sonsuzlukta kaybolur
Köşelerde hayalet
Yatak altı canavar
Gölgesiyle Tepegöz
Duvarlarda gezinir
Tahıl ambarı korkunç
Ağzını aralarken
Karanlıkta zincirli
Dev anasını görür
Alev titreşir üşür
Eşyalar mırıldaşır
Uzar fasulye ağacı
Bulutlara sürünür
Sokaklar başka âlem
Atlıkarınca rüya
Kapılar hep kocaman
Her pencere yukarıda
Uğultulu cümleler
Uzun boşluğu örer
Tatlı bir ses tıkırdar
Taş zeminli mutfakta
Billur bir kuş yakalar
Uçuşan sorularla
Tomurcuklar açılır
Ezber bozan sayfada
Elinde bir bez bebek
Isırılmış bisküvi
Saydam elli melekler
Dolaşır saçlarında
Kırkikindi zamanı
Yağmur uyku büyütür
Camlarda elmas kuşlar
Ninni söyler pervazda
Aydınlık bembeyaz yüz
Sesleniyor gonglarla
Eriyor hızla vakit
Turuncu akşamlarda
Çocuk bulut papatya
Flüt dondurma boya
Pembe kedili rüya
Masallarda söyleşir