1. Anasayfa
  2. Düşünce

Devlet Nedir?

Devlet Nedir?
0

Devlet bireyi değil sermaye kesimini korumak ve kollamak için vardır.

Devlet aslında halkın değil belli bir sermaye grubunun kurduğu şirketin adıdır. Bu şirket, bu sermaye grubunun daha çok kazanması ve bireyin de isyan etmesini önlemek amacıyla faaliyet gösterir. Bunu da güvenlik güçleri ve yargısı aracılığıyla yapar…

Sermaye kesimi enerji firmaları, telefon firmaları, bankalar ve diğer alanlarla vatandaşı soyarken, vatandaşı onların zulmünden kurtaracak bir mekanizma bulunmamaktadır.

Eskaza aldığı krediyi veremeyen veya faturalarını ödemeyene devlet efendisi sermaye kesimi adına kolluk kuvvetleri ile ilgili kişiyi yakalar ve yargısı ile te’dip eder…

Devlet, bir avuç elitin ve sermaye kesiminindir. Halk ve vatandaş ise maraba olarak çalışılmasına ihtiyaç duyulan ve üretilen ürünleri tüketmesi için tüketici olarak gerekli olan unsurdur.

Devlet, halk ile devleti karşı karşıya getirmemek için de adını siyaset olarak tanzim ettiği bir ara formülle halkı idare eder. Halk hem sorununun kaynağı hem de çözümün kaynağı olarak bu siyaset kurumunu görürken asıl sahipler tüm eleştirilerden kurtulmuş olur. Sorun büyüdüğünde demokrasi enstrümanı ile devreye girilir ve “İnsanlara yöneticilerinizi değiştirebilir ve yenisini seçebilirsiniz” diye efendilerin bizim için beğenip öne sürdüğü seçeneklerden birisini tercih ederiz ve özgür olduğumuzu düşünür, yöneticilerimizi bile değiştirme kudretine sahip olduğumuzu sanırız. Hatta daha fazla bağırırsak “Buyurun siz yönetin!” diyerek bize yönetme kapısı aralanırken aslında hiçbir şeyin değişmediğini de görmüş oluruz. Güç, İktidar ve muhalefet arasında sürekli dolaşırken muhalefetin de aslında aynı gücün yedek unsuru olduğunu yani aynı takımın yedek oyuncusu olduğunu göremeyiz… Çünkü biz bizim görmemizi istediklerini görürüz.

Algılarla yönetiliriz. Algı üzerine bir yerlere sürükleniriz. Düşünmemizin sınırları bize çizilen kadar olur. Eskaza biraz farklı düşünürsek hemen yapay gündemlerle sorunun asıl noktasını görmemiz uzaklaştırılır. On yıl, yirmi yıl önceki bazı görüşler tedavüle çıkar, din ve vatan elden gidiyor intibasına kapılır ve kutsallarımızı savunma derdine düşerken bizi yönetenlerin küçük bir hamlesi ile tüm gazımız alınmış olur…

Daha da uslanmaz isek minik savaşlar ile terbiye ediliriz. Böylece devlet olmasa yani o efendilerin kurduğu çark olmasa canımızın, namusumuzun ve dinimizin de kıymetinin olmadığını bu nedenle devlete itaat eden köleler olmamız gerektiğini anlarız. Savaş zamanında hamasi nutuklarla can veririz ve vatan için mücadele ederken aslında “vatanın savaş zamanında fakirlerin, barış zamanında efendilerin (zenginlerin) olduğunu” görmeyiz…

Biz sömürüldüğümüzün ve köle olduğumuzun farkına bile varmadan özgür olduğumuzu sanarak ölüm ile yaşam arasındaki zavallı bir hayatta mutlu ve mesut olarak yaşar gideriz…

 

Araştırmacı-yazar. 31 Aralık 1968 tarihinde Gaziantep’in Nizip ilçesinde doğdu. Aslen Diyarbakırlıdır ve ülkemiz alimlerinden merhum Muhammed Emin Er'in oğludur. Babasının yanında dinî ve Arabi ilimler okuyup ilmî ve amelî icazet aldı. Gaziantep'te Aliye Ömer Battal İlkokulu (1981) ve Gaziantep İmam Hatip Lisesi (1984)'ni, sonra Ankara Mimar Sinan Lisesini (1988) bitirdi. Daha sonra Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Medine İslam Üniversitesi Arap Dili Bölümünde yüksek öğrenim gördü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İslam Tarihi ve Sanatları bölümünde "İslam Tarihi ve Sanatları / Emeviler Döneminde İlim" konulu teziyle master programını tamamladı. Yüksek tahsilinin ardından çeşitli okullarda öğretmen ve idareci olarak görev yaptı, özel sektörde kendi işiyle meşgul oldu. İbrahim Halil Er'in ilk yazısı 1986'da Edebiyat dergisinde yayımlanan bir kitap tanıtımıydı. Sonraki yıllarda yazıları; Millî Gazete, İstiklal Gazetesi, Milat Gazetesi ile Anadolu Gençlik, Genç İstikbal, Gülistan ve Milli Şuur dergilerinde yer aldı. Hedef Radyo ve Kanal 5 Televizyonunda Programlar yaptı. Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi, Öğ-Der, Şuurlu Öğretmenler Derneği (Yönetim Kurulu), Öz-Der, Özel Öğretim Derneği (Yönetim Kurulu), Tarih ve Strateji Derneği (Başkan), Muhammed Emin Er İlim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Başkan) üyesidir. Evli ve Muhammed Emin ile Erkam Tuna’nın babasıdır. Hayatını ve çalışmalarını Ankara'da devam ettirmektedir. ESERLERİ: Cennet Doğuda Bir Yerdedir (Geçmişten Günümüze Haçlı Seferleri) (2006), Siyasal İslam Düşüncesinin Doğuşu (2016), Peygamberimizin Eğitim Metodu (2011), Çanakkale’ye Can Verenler (2013), Ümmetin Dirilişi Çanakkale (2014), Son Osmanlı Alimi (2014), Seyda Muhammed Emin Er Hoca ile Söyleşiler (2016), Öykülerle Osmanlı Padişahları 1-2 (2015), Selahaddin Eyyubi (2017), Hz. Muhammed’in Mektupları ve Diplomasi (2017), Asım’ın Nesli (2017), İstiklal Marşı ve Mehmet Akif (2015), Çad Bir Orta Afrika Devleti (2020).

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir