Genel
Dünden Bugüne – 13 (Aralık 2023)
EKLENDİ
-:
Yazar:
Erdoğan MuratoğluAralık, yine Gazze’ye yönelik terörist İsrail’in saldırılarını yoğunlaştırdığı bir ay oldu. Aklımız, fikrimiz, kalbimiz, duygumuz Gazzeli Müslüman kardeşlerimizde. Her daim dualarımızda Filistinli kardeşlerimiz. Maddi ve manevi çabalarımızı Rabbim bereketlendirsin. İçinden geçtiğimiz günler şunu gösterdi ki Müslümanın Müslümandan başka dostu yok. Bizler Daha dün, Bosna’da Müslüman kardeşlerimiz kadın çocuk, yaşlı, hasta denmeden katledilirken yine aynı Batı, seyirci kalmıştı; bugün de Gazze’deki Müslüman kardeşlerimiz katledilirken yine seyirci kalmakta. Biz Müslümanlar kendi birliğimizi sağlamadıkça daima zalimlerin ağzından çıkacak sözlere esir oluruz. Hem bireysel hem toplumsal hem de devletsel anlamda Müslüman Birliğini kurmak için her birimiz elimizden geleni yapmalıyız. Müslümanlar arasına sokulmak istenen fitne, fesat ve tahriklere hiçbir şekilde fırsat vermemeliyiz öncelikle. Yine birlikte hareket etmenin imkânlarını aramalıyız her durumda. Biz üzerimize düşenleri yaparsak Rabbim de bize yardım eder hiç kuşkusuz.
Dünden Bugüne-13’te bu ay, 6 Aralık 2021’de aramızdan ayrılan merhum Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı’yı konuk edeceğiz inşallah. Şaban Teoman Duralı Hoca, bilim felsefesi üzerinde yoğunlaşarak düşünme melekesi dumura uğratılmış çağımız insanının kendine gelmesi için çaba göstermiş hem bilim adamımız hem de düşünürümüzdür. Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Hoca, 7 Şubat 1947’de, Zonguldak Kozlu’da dünyaya geldi. İlköğrenimini Zonguldak ve Ankara’da yapan Hoca, orta öğrenimini ise TED Ankara Koleji’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünden 1973 yılında mezun oldu. 1975 yılında mezun olduğu bölümde asistan olarak göreve başladı. Doktora çalışmasını Biyoloji felsefesine dair doktora teziyle 1977 yılında bitirdi. Akademik çalışmalarının yanı sıra düşünsel çalışmaları da ara vermeksizin sürdürdü.
Süreli yayınlarda yazıları yayımlanan Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Hoca, son gününe kadar “İngiliz-Yahudi medeniyetinin arkaplanını ortaya koymak için çalıştı. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Hoca, yaptığı tv programıyla insanımızı düşünce vadisine çekmeye çalıştı. Onu aşkın düşünce ve inceleme kitabı olan Şaban Teoman Duralı Hoca’yı rahmetle anıyorum. Allah gani gani rahmet eylesin.
Vefatının 2. yılında Merhum Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Hocayı, Sorun Nedir adlı kitabında yer alan “Barış- Savaş Zıtlığı” başlıklı yazısıyla yâd edelim. Tüm dünyayı fitne ve fesadıyla cadı kazanına dönüştüren uluslararası tröst terörü maalesef ilk günden itibaren hızını kesmeden devam ediyor.
Allah Hocamıza gani gani rahmet eylesin. Dostlarımızı merhumun ruhuna birer Fatiha okumaya davet ediyorum. Feraset ve basiret müminin iki temel özelliğidir. Bu iki idrake sahip olmamız dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
Barış – Savaş Zıtlığı
Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı
Zorluk, başlı başıma bir varlık değildir. Tıpkı yakın akrabası, kötülük gibi, zorluk da olumsuzluktur. Olumsuzluksa, kelimenin yapısından anlaşılacağı üzre, olum’un olma’nın bulunmaması anlamındadır. Zorluk şu durumda, rahatın, düzgünlüğün yoksunluğudur. Rahat, düzgünlük ve bunların devamı, bireysel sağlık ile onun toplumsal mukabili olan barış olağanlığın ifadesidirler. Lakin olağanlığı, yine karşıtıyla idrak edebiliriz. İşte bundan dolayı zorluktan rahat ile düzgünlük doğar. Nitekim Alman şairi
Friedrich Hölderlin (1770-1843) bu hususu unutulmaz mısrayla dile getirmiştir: “Tehlikenin başgösterdiği yerde, çare de göğüverir.”
İnsanın olağan hâli, birey düzleminde sağlık, toplum bağlamındaysa, barıştır demiştik. Barış, sevgi ile saygının yaygınlık kazanması durumudur. Barışın zıddı savaştır. O da öfke ile nefret duygularından kalkan teşkilatlandırılmış maşerî eylemler dizisidir. Ne var ki, barışın da savaşın da ortak paydası, saygıdır. O ise önünde sonunda edebin türevi olduğuna göre, ahlâkın en önde gelen unsurlarındandır. Öyleyse barış gibi, savaş da ahlâka dayanır. Aradaki fark, sevgi- nefret zıtlığında yatar.
Sevgi, ‘ben in, kendini ‘ben-olmayan’a katıp karıştırma çabasıdır. Ben-olmayan-sen’in duygularına ben’in katılmasına duygudaşlık diyoruz. Duygudaşlık, ıztırab ile acıda da sevinç ile neşede de görülür. Duygudaşlığın, ıztıraptaki tezahürü, merhamettir. Onun da zayıf ve yüzeyde kalan hâli, acıma, en güçlü ve tanrısal kudretteki ifadesiyse, rahmettir.
Duygudaşlık, öncelikle de merhamet ile bunun genelleşmiş devamı olan barış, dişi, böylelikle de anne; zıddı, savaş ise, erkek, demek ki baba özelliğini barındırır. Her iki özelliği dengede tutabilen toplumun sağlığı yerindedir. Böyle bir toplum, barışta savaşabilme kuvvesi ile iradesine mâlik olup savaşta, barışma imkânını elinde tutar. Aynı durumun aile düzlemindeki yansımasına baktığımızda, annesinden şefkat dolu destek gören çocuğun, babasından yapabileceklerinin sınırlarını, erk (Fr autorite) yoluyla öğrendiğine tanık oluruz. İster ailede ister daha geniş toplum bağlamlarında olsun, şefkat ile merhamet çeşidinden dişilik vecheleri, tek hâkim âmil durumuna gelirlerse, yozlaşma, giderek, soysuzlaşma başgösterir. Sertlik ile kavga şeklindeki erkeklik tezahürleri önplana çıkarlarsa, o taktirde de kültür, medeniyet seviyesine asla ulaşamaz, vahşilik dediğimiz durum, ortalığı kırar geçer. Öyleyse sevgi ve nefretle dengede bir arada yaşamaya da savaşmaya da ruhca ve bedence hazır olma tavrı, aklın ve sonuçta adaletin gerektirdiklerindendirler. Aklın bildirdiklerini adilce ifa etmek ise, Müslümanlığın başta gelen vecibelerindendir. Nitekim Hadis’e bakılırsa aklın onayladığı her şeyi, din teyid eder ve dinin tasdik ettiği her şeyiyse akıl da benimser. Şu durumda İslam’ın gerek bireysel gerekse toplumsal hayatımıza ilişkin buyruk ile talimatları akılla çelişmez. Nihayet, aklan kendisi de dinin aslî uzvudur.
Sorun Nedir, Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı, Dergâh Yayınları, İstanbul 2011, s. 211-212.
Post Views: 29
Beğenebileceğiniz Gönderiler
Daha Fazla Yükle
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
Çok Okunanlar
- Dünyanın Renkleri-
Gül/lük ”Kırgızistan’da TDV ile Kurban Günleri (1)”
- Düşünce-
Haksızlık Karşısında Dilsiz Şeytan Ol(Ma)Mak
- Edebiyat-
Yaz Mevsimi
- Edebiyat-
Evlilikte Mutsuzluğun Nedenleri 2
- Edebiyat-
Gezen Güzel, Oturan Gazel Olurmuş
- Edebiyat-
Benzer İsimli Bilginler -Râzîler-
- Edebiyat-
Yüreği Olan Sözler ve Sözleri Olmayan Yürekler…
- Edebiyat-
Gazze’ye Mektup