Aynî (17. YY?)
Hamdü li’llāh ki cihān içre hele yok gamumuz
Gam bu idi ki eger hįçe ķıraydun elümüz
Allah’a hamd olsun, cihan içinde (cihanla ilgili) çok şükür bir kaygımız yok. Eğer elimizde hiçbir şey kalmasaydı bu, kaygımız olurdu.
Dehr-i fânîde vatan dutmaga mâyil degülüz
Cânib-i mülk-i ademdür fi’l-hakîkat yolumuz
Fani dünyada vatan tutmaya hevesli değilz. Yolumuz hakikaten yokluk mülkü tarafıdır.
Mülk-i âlemde seyâhat gibi devlet mi olur
Gussa vü derd ü elem dahı ola hem-demümüz
Her anımız keder, dert ve elem dahi olsa kâinat mülkünde seyahat etmek gibi bir nimet mi var?
Varalum pîr-i mugâna ki duâsın alalum
Ola kim alkış ide devlet ola hem-rehümüz
Yaşlı bilgeye gidip duasını alalım; ola ki o takdir eder de arkadaşımız devlet (ululuk, büyüklük) olur.
Vâdi-i mey-gedede düşdi bize saff-ı nihâl
Sadr-ı alâya irişmek yoķdurur ķudretümüz
Meyhane vadisinde (dünyada) bize taze fidan düştü. Görünürdeki yüce makamlara erişme gücümüz yoktur.
Ne gama bâk iderüz biz ne safâdan ķaçaruz
Yetişüp mevc-i muhabbet ele aldı gemümüz
Biz ne gamdan korkarız ne de eğlenceden kaçarız. Sevgi dalgası ulaşıp yönetimimizi eline aldı.
Görinürken düşdi ummâna görinmez oldı
Aynîyâ gör ki yine saldı bizi reh-berümüz
Görünürken okyanusa düştü ve görünmez oldu. Ey Aynî, yine rehberimiz bizi başıboş bıraktı, bu durumu gör.
Bu şiir şu makaleden alınmıştır: “Aynî Mahlaslı Bilinmeyen Bir Şair ve Şiirleri, Neslihan Dokumacı, Hikmet-Akademik Edebiyat Dergisi, Yûnus Emre’den Mehmed Âkif’e Şiir Özel Sayısı, Yıl: 7, Aralık 2021, s. 289-290.