Unutulmayan her şey şiir olur
Avuçlarına sığmayan kuşlar mesela
Hiçbir yere bırakamadığın telaşların
Tekinsiz bir aynadan söz eden maslahatgüzar
Issızlığın kuluçka dönemine giren toprakta
Yekinen bir ekini selamlayan bahar
Muvakkit dokudukça zaman kilimini
Ölen çocukların saçları uzamaz
Yalnız sır kâtipleri bilir bunu
Şairlere düşer ustaca onarmak belki
Hiroşima’nın kâğıttan turnalarını
Onlar yeşertir ancak
Sadako Sasaki’nin umutlarını
Çoğalıyor kemer köprüleri acının
Misasa, Drama, Mostar
Ve Gazze’nin adsız köprüleri
Katil en çok da köprüleri vurur
Çünkü köprülerdir birleştiren
Dünyanın en özgür çocuklarını
Şimdi soyun kalbim
Niyetini üç kez yıka
Hem pak hem paklayıcı sularda
Sıkı tut dizginlerini seddi zerâinin
Bir kalkışma telaşında gözlerin yine
Rehbersiz geçiyorsun kuşku geçitlerinden
Fav alan imgeleri ıskaladın
Uzak dur fıkıh yeşermeyen bahçelerden
Yalnızlık neye benzer Tanrı’m
Kuşkularımdan vuruyor beni
Üzerinde aşk yazan kurşun
İşime karış ki dolaşmasın elim ayağım
Libasımı biç, dalımı buda
Razıyım de bu bahsi kapatalım