Dünya
Geleneksel Uluslararası Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Sempozyumu: “I.Göç, Sürgün ve Soykırım: Srebrenica Boşnak Soykırımı” Bağlamında Başlıyor
EKLENDİ
-:
Yazar:
insaniyet.net
Onursal Başkanlıklarını Tuzla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nermina Hadzıgrahıc ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın üstleneceği sempozyum 07-08 Temmuz tarihlerinde Bosna Hersek’in Tuzla şehrinde gerçekleştirilecek.
Sempozyumun Düzenleme Kurulu Başkanlıklarını Tuzla Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sekib Umıhanıc, Prof. Dr. Vesna Bratovcıc, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Abdullah Şevki Duymaz ve Yalova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sibel Akova Havalı yapacak.
“I. Göç, Sürgün ve Soykırım: Srebrenica Boşnak Soykırımı Sempozyumu” vesilesiyle II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük soykırım olarak kabul edilen Srebrenica Katliamı, bir kez daha gündeme taşınacak. Uluslararası Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Sempozyumu’nda, “Göç, Sürgün ve Soykırım” bağlamında Srebrenica katliamı tartışılacak.
Geleneksel hale gelen sempozyum bu yıl Bosna Hersek’in Tuzla şehrinde düzenlenecek olup Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Üyesi Denis Becirovic ile Tuzla Kantonu Hükümeti ve Tuzla Kantonu Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleştirilecek. Sempozyuma Tuzla Üniversitesi ev sahipliği yapacak.
Sempozyum boyunca “Göç, Sürgün ve Soykırım: Srebrenica Boşnak Soykırımı” teması etrafında bildiriler sunulacak. Srebrenica Katliamı, katılımcıların sunduğu çeşitli bildirilerle yeniden gündeme getirilecek. Sempozyumda soykırımın ortaya çıkardığı sorunların, oluşturduğu travmaların bütün yönleriyle ele alınması, tartışılması ve konuyla ilgili yeni yaklaşımların ortaya konması bekleniyor.
Uluslararası Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Sempozyumu ile ilgili gelişmeler “https://www.isasor.org/” adresinden takip edilebilecek. Bu sitede yapılan açıklamada sempozyumun amacı, “sosyal bilim alanlarında araştırma yapan yurt içi ve yurt dışında yer alan
bilim insanlarının sempozyuma katılımlarını sağlamak ve engin bilgi ve deneyimlerini, güncel çalışmalarını, bilim dünyasında tartışmaya açmalarını sağlamak” ifadeleriyle anlatıldı. Sosyal bilimlerin gün geçtikçe artan önemine dikkat çekilen açıklamada, sosyal ve eğitim bilimi alanlarında araştırma yapan bilim insanlarını bir araya gelip, bilimsel bir tartışma platformu oluşturup, disiplinler arası çalışma ortamı oluşturarak alanla ilgili deneyimlerin ve teorik ve pratikteki güncel çalışmaların paylaşılmasını sağlamak bilim insanları için önemli hedefler arasında yer aldığı vurgulandı.
7-8 Temmuz tarihlerinde yapılacak olan sempozyumun hazırlık süreci geçtiğimiz Haziran ayında başlamıştı. Sunulacak bildirilerin özetleri 28 Haziran 2023 tarihine kadar sempozyum kurullarına gönderilmiş, kabul edilen bildiriler 1 Temmuz 2023’te ilan edilmişti. 3 Temmuz’da ilan edilen program çerçevesinde 7-8 Temmuz’da gerçekleştirilecek sempozyumda sunulan bildirilerin tam metinlerinin 30 Ağustos tarihinde düzenleme kurullarına gönderilmesi gerekiyor. Bildirilerin tam metinleri ise 15 Eylül 2023 tarihinde kitap olarak yayımlanacak.
Srebrenica Soykırımı Nasıl Olmuştu?
Uluslararası Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Sempozyumu’nun temasında yer alan Srebrenica
Boşnak Soykırımı 1991-1995 yılları arasında meydana gelen Yugoslavya İç Savaşı sırasında yaşandı. Sırp Cumhuriyeti Ordusu’nun Srebrenica’ya karşı giriştiği “Krivaya ’95 Harekâtı” sırasında Temmuz 1995’te yaşanan Soykırımda en az 8.372 Bosnalı şehit edildi.
Serebrenica’da general Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp askerleri tarafından yapılan katliamlarda kadınların ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlandı. Katliama Sırp Cumhuriyeti Ordusunun dışında katliama “Akrepler” olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştı. Birleşmiş Milletler Srebrenica’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önleyememiştir. Srebrenica katliamı II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşımaktadır.