Bizimle İletişime Geçin

Kültür Sanat

Hece Dergisi (298. Sayı) Üzerine Ekim 2021

Hece 298. Sayı 168 sayfalık bir dergi. Dolu bir dergi… Gencinden kemal yaşında olanına kadar onlarca şair ve yazar sayfalarında yer buluyor. Her ay düzenli bir şekilde okuruna ulaştırılıyor. Böyle bir emeği gönülden tebrik etmek gerek: Hem yayıncısını hem yayın yönetmenini ve editörlerini hem yazar-şairlerini hem derginin mutfağındakileri hem de okurları.

EKLENDİ

:

Hece dergisi 25 yıldır her ayın birinde yayımlanan bir edebiyat dergisi… 298. Sayısı 2021 Ekim’inde yayımlandı. Nice yıllara ulaşması dileğiyle.

İrfan Çevik, Ali K. Metin, Mustafa Köneçoğlu, Abdurrahim Toprak, Leyla Arsal, Hüseyin Bektaş, Yasin Mortaş, Yusuf Bal, Hüseyin Kır, Emre Demir, Mehmet Mortaş, Ahmet Menteş, Yavuz Balı, Kubilay Özmen, Ayşe Nur Kaymak, Agâh Sayra, Alkın Sezen, Galip Puse, Süleyman Yılmaz ve Atike Çiçek şiirleriyle dergiyi süslüyor.

Mustafa Köneçoğlu Büyük Ustalık şiirinde şöyle sesleniyor bizlere: “Bak bunlar kuş sesleri sabahı savunuyor / boyadığı akşamları içeri alıyor çocuk / günleri üst üste yığıyor eski bir gazete gibi / bir gün okuyacak elbet tutmasa da harfleri”

Genç şair adaylarından Atike Çiçek Geçeriz Dağlardan adlı şiirinde insan ve dağ ilişkisini tüm yoğunluğuyla imgeler: “insan yüzleri solmuş çiçekler gibi durur / güneşin ince maviliği delerken korkulukları / dünya buğulu bir perde gibi düşerdi önümüze / geçerdik biz / dağlardan / bir gün”

Cemal Şakar, İbrahim Eryiğit ve Mustafa Köneçoğlu deneme ve inceleme yazılarıyla dikkat çekiyor. Cemal Şakar “İfade Edilemeyenin İfade Edilişi” denemesinde okuruna şöyle seslenir: “Eser dile gelendir, bu yüzden konuşkandır, onunla iletişim halinde olduğunuzda durmadan konuşur, dile getirir. Eserle iletişime geçmek demek, onun kendi bütünlüğünde meydana gelen gizi anlamaya çalışmak demektir. İfade edilemeyen eserde köklenir ve eser sayesinde var olur; yoksa eser kimi ifade edilemeyenleri kendi dışından alıp içine taşımıyordur; ifade edilemeyeni kendisi var ediyordur.”

Bu ayın dosya konusu Bağımsızlık Dönemi Kazak Şiiri. Dosya Aşur Özdemir editörlüğünde hazırlanmış. Bayan Kerimbekova ile Gaziza Otarbayeva’nın birlikte kaleme aldıkları makalede dönem ve şairleri incelenmekte. 1974 ve sonrası doğumlu yirmi şairin birer şiirini Türkiye Türkçesiyle söylemişler. Her bir söyleyiş, ayrı bir tını… 1981 doğumlu Iqılas Olijayulı “İnsanlığın Ölümü” şiirinde şehvet ve mide tapınağı peşinde koşan insana şu dizleriyle umut aşılıyor: “Hak sevgi, gül merhamet ve ar iffet / Her biri birer ulu kelimedir. / Sıcak bir söz damlarsa / buz üstüne / Oracıkta güller bitirebilir.”

Ömer Aksay “Şiire Dair Kaydedilen Notlar”da “Dünya şiir muhtaç. (…) Şiire doyamadan, şiiri duyamadan, şiirle dayanmadan ölenlere acıyorum.” diyor.

Yakın Bakış’ta Nuri Pakdil Usta’nın vefatının ikinci yılı dolayısıyla Âtıf Bedir, Necip Evlice ile detaylı bir söyleşi gerçekleştirmiş. Teşekkürler Âtıf Bedir, teşekkürler Necip Evlice. Arif Ay “Altındağ Kavalcısı” ve Âtıf Bedir “Nuri Pakdil Şiirine İki Şerh Denemesi” adlı yazılarıyla Nuri Pakdil’in dünyasına kapı aralıyorlar.

Mehmet Kurtoğlu “Tacettin Veli Divanı” kitabı Hece Yayınlarından çıkan Nazif Öztürk’le bir söyleşi gerçekleştirmenin yanı sıra kitaba ilişkin de bir değerlendirme yazısı kaleme almış.

Ethem Erdoğan hem Bilal Can ile şiir üzerine söyleşi yapmış hem de “Şiir, Şair, Okur ve Gerçeklik Bağlamında Bilal Can Şiiri” adlı bir inceleme yazısı kaleme almış.

Okuryazarın Notları’nda İbrahim Demirci İstanbul’da yayımlanan Tercüman-ı Hakikat gazetesi ile Balıkesir’de yayımlanan Karesi gazetesinin ta 1886 yılındaki gazetecilik anlayışlarından birer örnek vererek önemli bir duruma dikkat çekiyor. Belki de GAZETE denen şey, böyle… Aradan 135 yıl geçmesine rağmen değişen bir şey yok, hem ülkemiz hem de dünya gazeteciliğinde bunca teknolojiye rağmen.

Mehmet Solak başka bakış’ta “Dergi: Meşru Zemin” adlı yazısında edebiyat dergilerinin yönetmenleriyle bu dergilere eser gönderenler arasındaki ilişkiye değiniyor. Bu konuda şunları söylüyor Solak: “Dergiler, öncelikle amaç birlikteliğinin tetiklediği bir meşruiyetle kendi zeminlerini oluşturmalı ve o zemini besleyen, canlandıran ve yaşatacak olan yazarlara / şairlere mazeretsiz bir şekilde yer açmalı hatta yer ayırmalı.”

İsmail Irmacık, Ertan Örgen, Hayrettin Durmuş, İbrahim Eryiğit ve Semiha Kavak ve Hülya Sezen film ve kitap tanıtma yazılarıyla dergide dikkat çekmekteler.

Mehmet Aycı Portre’de Ertuğrul Çekin’in portresini çiziyor: “”Yüzü de bir hassas terazi. (…) Ertuğrul Çekin bu, arkadaşımız. Yüzü insani olan her şeye ‘hâkim’… Böyle biliriz.”

Çeşitkenar bölümünde Hasan Arslan “Babalar Nasıl Ölür ya da Bir Evladın Cevabı Yeryüzünü Islah Eder”, Ulaş Köksal “Ağırdı Sessizliğin Çuvalı” adlı öykü-anlatılarıyla dergiye bir başka güzellik katmış.

Hece 298. Sayı 168 sayfalık bir dergi. Dolu bir dergi… Gencinden kemal yaşında olanına kadar onlarca şair ve yazar sayfalarında yer buluyor. Her ay düzenli bir şekilde okuruna ulaştırılıyor. Böyle bir emeği gönülden tebrik etmek gerek: Hem yayıncısını hem yayın yönetmenini ve editörlerini hem yazar-şairlerini hem derginin mutfağındakileri hem de okurları…

Hece dergisi ayrıca yılda iki defa özel sayı yayımlıyor. Her özel sayı sanat, edebiyat ve kültür dünyamızda ayrı bir iz bırakmakta.

Kutlu ideali eksen alan yolculukta Hece dergisine daha nice sayılar yayımlaması ve bu sayıları okuruyla buluşturması dileğiyle…

Yolun açık olsun Hece dergisi…

Çok Okunanlar