1. Anasayfa
  2. Din ve Hayat

Hiçlik Yokmuş Gibi Yaşanmaz

Hiçlik Yokmuş Gibi Yaşanmaz
0

Trafik akıyor. Gitmeler gelmeler… Yok olmaya mahkûm bedenleriyle koşturanlar, varlıklarını ciddiye almaya çalışıyorlar. Her şey normal görünüyor. Görünmemeli. Hiçlik yokmuş gibi yapılamaz.

Tabii haklısınız. Ne çok doğrunuz var ceplerinizde. Öyle haklısınız ve o kadar çok biliyorsunuz ki kendinizden bıkabilirsiniz.

Kraldan çok kralcı, kuraldan çok kuralcı tavırlarla boşluktan kaçıyoruz. Kendi kendimizi coşturuyoruz. Hiçliğe düşelim. Bir an için bile olsa düşelim.

Çıkarlarımıza hizmet eden şeylerle bağ kuran hırsımız; beni boşluğa daha çok itiyor. Düşelim.

Para, peşinden koşturan sürekli bir hayal… 7/24 ısrarla yeni, daha yeni, diğer insanlara kendimizi göstermemiz için rengârenk seçenekler sunan reklamlar bitmiyor. Toplum olmasaydı boşluğa düşerdik. Düşelim.

Ne kadar inançlı ve donanımlı olursa olsun insan, sistemin oturmuş çarklarına etki edecek bir eylem üretemez. Ne kadar güçlü ne kadar haklı olursa olsun örgütlenmiş yapılara karşı var olamaz. Örgütler, sadece çıkarları ölçüsünde cüzlerine değer verirken büyük potansiyel taşıyan yalnız insan, dünyadan tiksindirici şeyler edinir.

Bir sincap kadar uyumlu olamaz insanoğlu. Kendine alan açmak için tabiatla savaşır. Ondan alıp kendine elbise, ayakkabı, giyecek, yiyecek yapar. Varlığı için mücadele vermezse tabiat onu yiyip yutabilir. Onu kendi toprağına katmak için hazır bekleyen güçlü bir canlıdır o. İnsanoğlu çekildikçe orayı tüm otlarıyla kaplar.

İnsanın olmadığı, bağrının deşilmediği, ırmak yataklarının işgal edilmediği tabiat mutludur.

Gökten bu dünya için indirilmiş üstün bir varlık değildir insan. Bu dünyanın toprağından çıkmış ve aklıyla kendini en şerefli saymış bir tabiat parçasıdır. Onun etrafında dönüp durmaz şeyler. O, kendi için yaratıldığını var sayar. Aklından dolayı kurgulayıp durur. Gerçekse düşüncenin gürültüsünden uzak biçimde doğup ölmelerden ibarettir.

Namaz hâlinde kalıp sonsuzluğa bakmak… Sürekli bir ezan olmalı. Ruh bedenden ayrı düşmeli. Ruhum dünyalı değil. Bu dünyaya ait değilim. Birkaç söz mırıldanıp, göğe bakıp gideceğim.

Ayla Abak, 1966 doğumlu, İstanbullu. 1988’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Muğla, İstanbul ve Ankara’da öğretmenlik yaptı. Hâlen Ankara Şehit Ömer Halisdemir Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğretmenliğe devam etmektedir. Ayla Abak’ın İkindi Yazıları, Raillife, Diyanet Çocuk, Diyanet Avrupa, Birdirbir, Seyyide, Türk Dili ve Hece dergisi başta olmak üzere çeşitli dergilerde şiir, masal, hikâye ve denemeleri yayınlandı. Eserleri: Tüm Ortaokullar ve Liseler için Dilbilgisi - Hazar Yayınları Örnekleriyle Kompozisyon Bilgileri - Hazar Yayınları Doğrucu Davut (Masal) - Salıncak Yayınları Kardan Adam Camdan Baktı ( Hikâye) - Salıncak Yayınları Çevre Bilinci (Deneme) - Diyanet İşleri Başkanlığı Sonsuzluk Yurdu: Ahiret (Deneme) - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Martıları Evcilleştiren Şairler: Şeyh Yahya Efendi, Şeyhülislam Yahya Efendi (Roman)- Diyanet Vakfı Yayınları Samanyolundaki İslam Atlısı: Mevlana ( Roman )- Diyanet Vakfı Yayınları Ya Ben İstanbul’u Alırım Ya İstanbul Beni ( Roman)- Timaş Yayınları Aşkı Söylemek/Galib’in Hüneri (Roman)- Timaş Yayınları

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir