1. Anasayfa
  2. Edebiyat

İBNİ HALDUN’A GÖRE ARAPÇA DİL YETENEĞİNİ GELİŞTİRMENİN YOLLARI

İBNİ HALDUN’A GÖRE ARAPÇA DİL YETENEĞİNİ GELİŞTİRMENİN YOLLARI
0

Arap dilini öğrenmek isteyen biri, (şiir ve nesir şeklinde) çok fazla metin ezberlemek zorunda. İşte bu ezberlerden elde edilecek melekenin kalitesi, ezberlenen metinlerin kalitesine ve çokluğuna bağlı olacaktır.

Yine bu dili kullanmanın kalitesi de ezberlenen veya duyulan metinlerin kalitesine bağlıdır. Bu ikisinden (yani metinlerin ezberlenmesi ve bunlar üzerinde pratik yapılmasından) sonra da dildeki melekenin kalitesi ortaya çıkar. Ezberlenen metinlerin kalitesinin yüksek olması, onlardan elde edilecek melekenin kalitesinin de yüksek olmasını sağlar. Çünkü söz konusu meleke, o metinlerdeki modele göre gelişir ve o metinlerden beslenir.

Bunun sebebi şudur: Her ne kadar insan nefsi, yaratılış olarak tek bir cinsse de idraklerinin kuvvetli veya zayıf oluşuna göre farklılık arz eder. Bu farklılığın sebebiyse, hariçten gelen (yani sonradan elde ettiği) ve kendisini şekillendiren idraklerin, melekelerin ve diğer hususların farklılığıdır. Nefis, sonradan elde ettiği bu özellikler ile varlığını tamamlar ve sureti de kuvveden fiiliyata çıkar.

Daha önce söylediğimiz gibi, nefis, sahip olduğu melekeleri tedricen kazanır. Örneğin şiir melekesi, şiirlerin ezberlenmesiyle; nesir melekesi, seci ve düz metinlerin ezberlenmesiyle; ilim melekesi, ilimleri tahsil etmek, ilmi görüşleri ve araştırmaları bilmekle; fıkıh melekesi, fıkıh tahsil etmek, fıkhi meseleleri incelemek, birbiriyle karşılaştırmak ve fer’i meseleleri, temel meselelerden çıkarmakla; tasavvuf melekesi, ibadetle, zikirle ve güç yettiği kadar insanlardan uzaklaşıp yalnız kalmak suretiyle maddi algılardan soyutlanıp batini ve ruhi algılamalara geçiş melekesini kazanmakla elde edilir.

Nefis, bu melekelerin her biriyle, bir şekil ve özellik kazanır. Bu melekeler hangi örnekler üzerine gelişmişlerse, örneklerin kaliteli veya kalitesiz oluşuna göre, melekeler de kaliteli veya kalitesiz olurlar. Yüksek derecedeki belagat melekesi, belagat açısından kaliteli metinlerin ezberlenmesiyle elde edilir. Bu yüzden fakihlerin ve diğer alimlerin belagattaki seviyeleri yetersizdir.

Bunun tek sebebi, onların belagat üsluplarının dışında ve belagat derecesinin altında olan, ilmi kuralları ve fıkhi ibareleri ezberlemiş olmaları ve zihinlerini bu tür metinlerle doldurmalarıdır. Çünkü bu tür ilmi kuralları ifade eden ibareler, belagat açısından bir değer taşımazlar. İşte zihin bu nitelikteki metinlerin ezberleriyle meşgul edilir ve nefis buna göre şekillenirse, bundan ortaya çıkacak meleke, (belagat açısından) son derece yetersiz ve böyle bir melekeden kaynaklanan ibareler de Arapların kullandığı üsluplardan uzak olur.

İşte bu yüzden, Arapların belagat değeri yüksek metinlerini değil de bu tür ilmi kuralları ezberlemiş olan nahivcilerin, kelamcıların ve diğer alimlerin şiirlerinin, belagattan ve Arapların kullandığı üsluplardan uzak olduğunu görüyoruz.

kaynak: ibni haldun, mukaddime, c. 2. s. 390-400

Araştırmacı-yazar. 31 Aralık 1968 tarihinde Gaziantep’in Nizip ilçesinde doğdu. Aslen Diyarbakırlıdır ve ülkemiz alimlerinden merhum Muhammed Emin Er'in oğludur. Babasının yanında dinî ve Arabi ilimler okuyup ilmî ve amelî icazet aldı. Gaziantep'te Aliye Ömer Battal İlkokulu (1981) ve Gaziantep İmam Hatip Lisesi (1984)'ni, sonra Ankara Mimar Sinan Lisesini (1988) bitirdi. Daha sonra Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Medine İslam Üniversitesi Arap Dili Bölümünde yüksek öğrenim gördü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İslam Tarihi ve Sanatları bölümünde "İslam Tarihi ve Sanatları / Emeviler Döneminde İlim" konulu teziyle master programını tamamladı. Yüksek tahsilinin ardından çeşitli okullarda öğretmen ve idareci olarak görev yaptı, özel sektörde kendi işiyle meşgul oldu. İbrahim Halil Er'in ilk yazısı 1986'da Edebiyat dergisinde yayımlanan bir kitap tanıtımıydı. Sonraki yıllarda yazıları; Millî Gazete, İstiklal Gazetesi, Milat Gazetesi ile Anadolu Gençlik, Genç İstikbal, Gülistan ve Milli Şuur dergilerinde yer aldı. Hedef Radyo ve Kanal 5 Televizyonunda Programlar yaptı. Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi, Öğ-Der, Şuurlu Öğretmenler Derneği (Yönetim Kurulu), Öz-Der, Özel Öğretim Derneği (Yönetim Kurulu), Tarih ve Strateji Derneği (Başkan), Muhammed Emin Er İlim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Başkan) üyesidir. Evli ve Muhammed Emin ile Erkam Tuna’nın babasıdır. Hayatını ve çalışmalarını Ankara'da devam ettirmektedir. ESERLERİ: Cennet Doğuda Bir Yerdedir (Geçmişten Günümüze Haçlı Seferleri) (2006), Siyasal İslam Düşüncesinin Doğuşu (2016), Peygamberimizin Eğitim Metodu (2011), Çanakkale’ye Can Verenler (2013), Ümmetin Dirilişi Çanakkale (2014), Son Osmanlı Alimi (2014), Seyda Muhammed Emin Er Hoca ile Söyleşiler (2016), Öykülerle Osmanlı Padişahları 1-2 (2015), Selahaddin Eyyubi (2017), Hz. Muhammed’in Mektupları ve Diplomasi (2017), Asım’ın Nesli (2017), İstiklal Marşı ve Mehmet Akif (2015), Çad Bir Orta Afrika Devleti (2020).

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir