Genel
İstanbul’un Renkleri
EKLENDİ
-:
Yazar:
Açelya Beste Boran
Şiir gibi, roman gibi bir şehir olan İstanbul’da geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğim geziden anılarımı paylaşmak istedim. Hem estetiksel hem de algısal dünyamızı taçlandıran bir keyif ile yaptığım gezide, anlamlandırdığım şey, şehirlerin en güzeline sahip olduğumuzdu. Bu şehri korumak, onu düzenlemek ve olası facialardan kurtarmak Allah’ın izni ile elimizdeyken, bunu başarabilmemiz için duacı oldum. İstanbul’un renkleri insanı her manada cezbediyor. Şehre hakim olan aksiyon ise tadılması gereken bir duygu mutlaka. Saniyelerin kalabalıklar içinde sessizce dolaştığını hisseder gibi olduğumuz bir akış hakim sokaklarda. Hiç durmayan bu şehrin her sokağı bir cümbüş halinde. İstanbul’da anılacak o klasik mekanları bir de İstanbul’un renklerinde süzülerek görelim dedim. Her türlü vizyonun bir adım ötesinde dolaştığınızı hissediyor, her sokağında kapılacağınız bir çekimle karşılaşıyorsunuz İstanbul’da. Binaların arasında süzülen yeşil alanlar sizi bir masalın
içindeymişsiniz gibi hissettiriyor. Bunca kalabalık ve bunca betonun içinde adeta şehrin nefes aldığını hissedebileceğiniz ağaçlar hiç de az değil.

Sokakların sonu başı fark etmez bir gözler hep bir yeşille buluşuyor. Apartmanlar adeta sarmaşıklarla süslenmiş.
Öncelikle Yerebatan Sarnıcı’ndan bahsedelim. Uzun zamandır tadilatta olan mekan açılmış. Yakınından her geçişinizde uzun bir sırayla karşılaşabilirsiniz çünkü ziyaretçileri oldukça fazla. İnsanların merakına da oldukça değiyor içerisi. Güzel bir ışıklandırma ve bakımla sergilenmekte olan mekan insanı büyülüyor. Kısaca bilgi vermek gerekirse Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yarımadasında yer alan büyük ve antik bir su sarnıcıdır. Bu sarnıç, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde, 6. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. İstanbul’da yer altı su depolama sisteminin en büyük ve en iyi korunmuş örneklerinden biridir. “Yerebatan Sarnıcı” adı, sarnıcın altındaki bazilika (Basilica Cistern) yapısına dayanır. Sarnıcın sütunlarının bazıları özellikle Medusa başlarına sahip olmasıyla ünlüdür. Bu başlar, sütun tabanlarında kullanılmıştır ve bazıları ters çevrilmiş durumda bulunur. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, Medusa’nın sembolik veya kutsal bir anlam taşıdığı düşünülmektedir.

Sarnıç’ın içinde renkler aralıklarla değişiyor. Değişen renkler içerideki ambiyansı da değiştiriyor.
İkinci bahsim ise Sultan Ahmet ve Ayasofya Camilerimizden olsun. Gidip de görmeyi aksatmadığımız bu iki caminin kaçırılmaması gereken en mühim yanının ise tam namaz vakitlerinde ziyaret edilmesidir. Çünkü tam orta alanda okunan ezanı dinlerseniz, iki imamın adeta birbirini tamamladığına şahit olursunuz. Anlatılan ve anlatılacak onlarca şeyden ziyade, renklerden bahsederek giriş yaptığımız yazımda, biz dikkatleri Sultan Ahmet’in büyülü mavisine çekmek istiyorum. Sultanahmet Camii’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, dış cephesinin mavi ve beyaz renkli seramik çinilerle süslenmiş olmasıdır. Bu çiniler camiyi diğerlerinden ayıran özel bir atmosfer yaratır. Caminin iç mekanı da oldukça etkileyicidir. İçeride kullanılan ağırlıklı renkler mavi ve beyazdır, bu da camiye “Mavi Camii” adının verilmesine neden olmuştur. Bizlere şölen yaşatan o anlardan kaydettiklerimizi ise sizlere göstermek için fotoğrafladım.

İçerisi oldukça geniş olan Sultan Ahmet Camii içinde asıl ferahlığı duvarların 70 ilden getirildiği söylenen çiniler veriyor sanki.
Ayasofya’nın ise tarihi kadar heybetli ve ağır bir dokusu olduğuna şahit oldum.

(Sultan Ahmet Cami Kapısından Ayasofya)

( Ayasofya’nın içi) İçeride hisler de yoğunlaşıyor, düşünceler de. İnsan burada yaşanmışlığı düşündükçe düşüncenin ufku genişliyor.
Son olarak anacağım o klasik mekan ise Galata Kulesi. Tarihi boyunca, Galata Kulesi farklı amaçlar için kullanıldı. Navigasyon yardımı, gözlem noktası ve yangın gözetleme kulesi olarak görev yapmıştır. Ayrıca, günümüzde de birçok turistin ilgisini çeken bir müze ve gözlem noktası olarak kullanılmaktadır. Galata Kulesi’nin tarihi ve etkileyici görünümü, İstanbul’un tarihine ve kültürel mirasına olan vurguyu
simgeler. Şehrin önemli simgelerinden biri olan kule, ziyaretçilere hem tarihi hem de estetik bir deneyim sunmaya devam ediyor.

Günbatımı her yerde olduğu gibi güzel ,insanın ruhuna şifa veriyor.

Kalabalığın verdiği hissiyattan insanın içine sinen sıcacık enerjiyi yakalamaya çalıştım.
İstanbul kendi akıntısının içine karışıldığında insana bir hikayenin parçası gibi hissettiriyor. Kendinizi sanki adınıza yazılmış bir karakteri oynuyormuş gibi hissediyorsunuz. Şehirden biri olabilmek çok kolay. Çünkü dediğim gibi, sokaklarda hiç durmayan o enerji, şehrin renkleri ile bir illüzyon oluşturarak sizi içine çekiyor. Allah’ın izni ile bu şehri ve yaşayan ruhu koruyabilmemiz dileğiyle.