Bizimle İletişime Geçin

Sinema

Karınca Evine Varınca

Bizi kendimize getiren yolları severiz” der İbrahim Tenekeci. Yol, muhayyilemezin önemli imgelerinden biri. Hayatın, kişinin serencamının, kemalat yolculuğunun, “olmanın”, mukim kalmayışın, tamahkâr olmadan sebat etmenin ifadesidir yol. Yol hikayeleri, tasavvuf edebiyatımızın da önemli temalarından birini oluşturur.

EKLENDİ

:

Bizi kendimize getiren yolları severiz” der İbrahim Tenekeci. Yol, muhayyilemezin önemli imgelerinden biri. Hayatın, kişinin serencamının, kemalat yolculuğunun, “olmanın”, mukim kalmayışın, tamahkâr olmadan sebat etmenin ifadesidir yol. Yol hikayeleri, tasavvuf edebiyatımızın da önemli temalarından birini oluşturur.

Salik yola çıktıktan sonra artık aynı kişi değildir menzile ister varsın ister varmasın…

Şemsi, hayatın rahle-i tedrisinden geçmiş; yollar boyu düşünmüş taşınmış ölçmüş, biçmiş, tartmış; kamyonunun içinde hayat yolculuğunun da seyrinde bir karakter. Uzun yol şoförü olan Şemsi, İstanbul’a nakliye yapmak üzere yola çıktığında kamyonunda bir kaçak yolcu fark eder. Ve yolculuk burada başlar. Kaçak yolcu Fidan’ın ve Şemsi’nin gençlik yıllarından bugüne kendiyle hesaplaşmasının yolculuğu…*

Şemsi, Fidan’ın tedirgin hali sebebiyle onu İstanbul’a götürmek konusunda tereddüt yaşar. Ve Yolların dili ile Fidan’a sorar:

Ters yola girmiş olabilir misin kızım?

Ters yola girince bütün trafik insanın üstüne üstüne gelir, bilesin”

Fidan aksini söylese de , Şemsi cevabından mutmain olmasa da “Gençliğin acı tecrübeler manzumesi” olduğunu bizatihi kendi hayatından bilir ve Fidan’ın kararına çok da müdahil olmaz.

Nedir Gençlik?,

Akılcılık, duygusallık, duygularda istikrarsızlık, kimlik arayışı benlik duygusu, bencillik, kendini yüceltme, aşağılık kompleksi, bağımsızlık arzusu, bağımlılık, isyankarlık, idealizm, hayal kırıklığı, cesaret , mahcubiyet, çekingenlik, tedirgenlik, huzursuzluk, maceraperestlik, kesin inançlılık, şüphecilik, bunalım, hırçınlık, kavgacılık, çabuk sevinme, çabuk üzülme, çabuk heyecanlanma, kararsızlık, güvensizlikler çağı…

Gençlik, karıncanın hâlinin temsilidir. Filmin yönetmeni Nazif TUNÇ Kuran-ı Kerimde tasvir edilen karıncanın bu tedirgin, kararsız, vehimli halinden mülhem bu filmi çekmeye karar verir. Filmdeki karıncamız bir canlı bomba adayıdır. Gençliğinin gel-gitli hallerini fırsat bilen bir terör örgütü tarafından, İstanbul’a canlı bomba eylemini gerçekleştirmek üzere davet edilmiştir. Bu eyleme ulvî amaçlar yüklenmiş, başta Fidan’ın ölen ablası olmak üzere hak sahiplerinin haklarının yerini bulacağına, yolunda gitmeyen düzenin değiştirilebileceği ümidine inandırılmıştır.

Şemsi, Fidan’ı emniyet içerisinde İstanbul’a götürerek bir iyilik yapacağını düşünür fakat bilmeden bir kötülüğe aracılık eder. Hatasını telafi edebilmek için tekrar yollara düşer. Bayezid-i Bistami Hazretleri’nin, Hemedan’dan aldığı hardal tohumuna birkaç karıncanın karışarak Bistâm’a geldiğini görünce karıncaları Hemedan’a götürüp eski yerine, evlerine geri bıraktığı gibi,

Karınca benimle geldi, benimle gidecek” diyerek kendi canını da ortaya koyduğu bir yolculuğa başlar.

Bu noktadan itibaren Şemsi’nin gençliğinden başlayarak kendi vicdan hesaplaşmasını da izleriz. Gençliğinde 80’li yılların sol örgütlerinde yer almış, bedelini ödemiş, sevdikleriyle ve dostlarıyla yollarını ayırmış, yalnızlaşmış bir karakterdir Şemsi. Fidan’ı bulmak için eskiden yoldaşlık yaptığı dostlarının kapısını çalar. He*r bir dostu Türkiye’nin farklı bir orta yaş tipolojisinin temsilidir. Hararetli gençlik döneminde birbirine yoldaşlık yapmış, ardından kendi yolculuklarına ayrı menziller seçmiş kimselerdir bunlar.

Ama benzer kanaati paylaşırlar: Zamane örgütleri onların gençlik yıllarındakilere benzememektedir. Fikriyatı, kavramları, idealleri mesnetsiz, köksüz, amaçsız; fiiliyatları acımasız ve çok yıkıcıdır.

Şemsi’nin kendi yolculuğunda vardığı nokta vicdanın, adaletin, vatanseverliğin, hür bir kalbin, derin köklerden gelen bir bilgeliğin karar kıldığı bir noktadır. Ruhunun karar kıldığı bu yer karıncanın da ait olduğu Hamedan şehrinin bir temsilidir.

Şemsi, “Karıncayı” da alıp yurduna dönebilecek midir?

2020 Önder Yılın Sinema Ödülü

Pandemi sebebiyle vizyona giremeyen film izleyicisi ile buluşmayı bekliyor. Filmin başrol oyuncusu Halit KARAATA 8. Antakya Film Festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görüldü. Karaata, “Bir hayat tecrübesini” hâl diline dökerek oldukça başarılı bir şekilde Şemsi karakterine hayat veriyor. Ama Fidan’ı eski dostuyla kurtardığı sahnede polis de olsa, “Kahraman ne kaybederdi kahramanlığından?” diyerek küçük bir eleştiride bulunmak isteriz.

5. Önder Kültür Sanat ödüllerinde yılın Sinema Filmi ödülünü alan Nazif TUNÇ imzalı “Karınca”ya kendi yolculuğunda başarılar diliyoruz.

Çok Okunanlar