Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Karınca Göçü

EKLENDİ

:

varlığından korkarken

nasıl da cesurdum hükümlerine karşı

kalbimin ücra bir köşesinde

doludizgin atlar gibi ilerliyor karanlık

diğer köşeleri henüz aydınlık

harflerim eksilirken alfabemden

kelimelerim siliniyor defterimde

defalarca kuşatılsa da

zapt edilemeyen kalelerim var

bir gölge yükseliyor gölgelerin içinden

ve bulutlara değiyor kalelerimin burçları

 

zehirli hediyeler alıyorum tanımadığım ellerden

bağışlıyorum şehrimin sokaklarını

yüzlerini bile yitirmiş kipkirli ellere

insanları asıyorlar her köşebaşında

kurulmamış darağaçlarında

teşhirler de ibret verir

her ateş tesbih tanelerini eritir

 

çocukluğumdan kalma isteklerim içimde uyurken

güvercinleri vuruyorlar rüyalarımda

ürperiveriyorum hiç sebepsiz

belli ki bir yerlerde

parantez içinde yaşarken

bir insanın ömrü gelip geçmiştir

dirisini sevmeseler de

ölünce herkes sevmiştir

 

geçtiğim tüm yollar yitirmiş taşlarını

bir meczup yola saçıyor tüm anılarını

bense terk ediyorum tüm şehirleri

terkimde yaralı dişi bir yılan

heybemde gerçeklerle sulandırılmış koca bir yalan

peşimde beni arayan gölgem

bir çölün ortasındayım şimdi

boyunlarında yontulmuş putlar

mabetlerini yıkıyor insanlar

-olsa olsa seraptır-

 

işte tam bu sırada

şahit oluyorum bir karınca göçüne

belli ki dağıtılmış yuvaları

yine de umursamadan tüm dünyayı

sırtlarında taşıyorlar nevalelerini

kumları çiziyor bir tarafta bir derviş

izliyorum dudaklarım mühürlü

çoğun içinde sonsuz sayıda bir

ama asla tek değil

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar