bir dolu cinayet işledik
ama öldüremedik kimseyi
böyle avunuyorduk
ve biz kör olduk
gücümüz kadar zalimdik
ve gücümüz kadar merhametliydik
hem bir o kadar da mazlumduk
oysa oradaydınız siz de
duymuyordunuz biz ne kadar sussak da
kağıtlarımızı çalmışlardı
bu nedenle havaya astık kelimelerimizi
görünmez mandallarla
sonra haberciler çıkardı tüm sultanlar
bağıra bağıra sustular
oysa sultanlar da ölür
diğer kullar gibi
çalınmış ya da ayartılmış zamanlarda
yaşadık bir süre
avcılar oklarını yitirdi
kayıp oklar vurdu bizi
ve biz kör olduk
kazanlarda su ısıtıldığı
ölülerimizin yunduğu
boş arsalar doldu sonra
kokuları birbirine karıştıran apartmanlarla
biliyor musunuz yıkıldı onlar
kimi kendi üstüne
kimi içimize
ve biz kör olduk
kalbimizin içindekilere denk gelirse
dilimizin ucundakiler
konuşuyorduk arada sırada
dudaklarımız hep kilitli
sarı bir hüzün vardı havada
belli ki bir yerlerde
ölmüştü bir sevgili
hep duruyordu saatlerimiz
böyle anlarda
ve belli ki birileri kalıyordu yollarda
yanık bir ninni söyleniyordu
büyü de büyü
zira çabuk büyür yetimler
haramiler çıkınlarını çabucak topluyordu
sofraya gelmesin davetsiz misafirler
akşam yıldızlarını seriyordu
ama göremiyorduk
zira biz kör olduk
kıyametler kopuyordu içimizde
ve biz bilmiyorduk
gidenler neleri götürdü bizden
hani evler vardı
içlerinde doğulan
gülünen ağlanan
sonra ölünen
kayboldu hepsi
anılarını da toplayıp
duvar dipleri yoktu artık
sırtımızı dayayacağımız bahçe duvarlarımız da
anladık
sen kopsan da toprağından
o yine de çağırır bir gün seni
anladık
üzerlerinde oynayan çocukların olmadığı sokakların
artık şehrimizin sokakları olmadığını
anladık
ağlamanın da zekat olduğunu
gülümsemenin çocukların dudaklarına
niçin çengelli iğne ile asıldığını
annelerin ve babaların
niçin evladından önce ölmek istediğini
anladık
kar’ın bembeyaz ve güzel olsa da
ne kadar soğuk olduğunu
suyunsa her zaman aziz olduğunu
ve yavan ekmeğin de nimet olduğunu
anladık ve sustuk
bir başka baharda konuşmak için
toplandı ve dağıldı bulutlar
üstümüzden uçtu kuşlar
belki saçlarını yolmadı analar
belki dizlerine vurmadı babalar
ama içlerine ağladılar
sonra üzerimize hastane kokuları sindi
ve biz kör olduk
dağıldık dağılacağımız kadar
bir tespih ipine diz bizi
zira biz kör olduk
17 Mart 2023 – Trablusşam/Lübnan