Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Mavi Treni Beklerken

EKLENDİ

:

“Kara tren gecikir belki gelmez” (Özhan Eren)

 

Yeni garda hocamı bekliyorum. Trenin düdük sesini duyduğumda onu karşılamak için yerimden fırlayıp elini öpeceğim. Yolcu bekleme salonuna girip biraz ısınayım diyorum. Dışarısı soğuk. Birkaç gündür -2’lere düşüyor sıcaklık. Bugün de öyle galiba. Güneş henüz yeni, yüzünü göstermeye başladı. Direklerden ve tellerden su damlacıkları zaman zaman başıma damlıyor, telefonumdan gençlik yıllarımdan kalma bir şarkı açıyorum, bitiyor tekrar açıyorum. Gözüm rayların çıkış noktasında. Ama ilk önce trenin çınlayan düdük sesini duyarım diye bakmaktan vazgeçiyorum.

Hocamla 42 yıl önce tanışmıştık. İlk dersimize girdiğinde dikkatimi çekmişti. Anlatım şekli, iletişim kabiliyeti, iyi bir psikolog gibi konuşmalarında sanki beni rehabilite ediyordu. Köyden yeni gelmiş, ürkek, saf, şehir kültüründen uzak, sosyal yönü henüz dipte bir delikanlı olarak hocamın düşünerek sakin sakin konuşması, beni farklı dünyalara, farklı düşüncelere götürürdü hep. Onu dinlerken pozitif yönümde ciddi hareketlenmeler olurdu. Bir gün derste, bu ders, konu işlemiyoruz, kitap okuyacağız, kitabı olmayan okulun kütüphanesinden kitap alabilir dediğinde koşarak üç tane kitapla sınıfa dönmüştüm. Kemalettin Tuğcu’nun adlarını hatırlayamadığım üç kitabıyla… Yerime oturduğumda, yanıma gelip kitapları göz ucuyla incelediğinde hafifçe bir gülümseme belirmişti yüzünde. Benim okuma hevesim o gün başlamıştı işte. Yüzündeki gülümseme benim hayatımda bir dönüm noktasıydı. O günden sonra hep okudum lise bitinceye kadar. Şehrin kütüphanesi olan Zeynelzade Halk Kütüphanesinde çok okuyanlar listesine bile girdiğim olmuştur.

İstasyonun parke taşları üzerinde raylara paralel; bir kuzeye, bir güneye bilmem kaç tur atmışım bu arada. Henüz düdük sesi yok. Son mesaj “Kırkağaç’tayız” diye gelmişti.

Acelesi yok beklemeye devam…

Bir gün beni bir dergiyle tanıştırdı hocam. Mavera… Kapak dizaynı çok sade. Genelde usta karikatürist Hasan Aycın’ın basit ama içinde derin anlamları barındıran bir çizgisi olurdu. Sonraları bende tutku hâline gelen bu dergiyi aylarca hatta yıllarca takip ettim. Serbest şiirle tanışmamı, şiir zevkimi bu dergiyle kazandığımı düşünüyorum. Öğretmenliğimin ilk yıllarında öğrencilerime de bu dergilerden beğendiğim, defalarca okuyup bıkmadığım şiirleri ve yazıları okuduğum olmuştur. Edebiyat öğretmeni olan öğrencim Hüseyin’in bu şiirlerden etkilenip edebiyat öğretmeni olduğunu, yıllar sonra, bir gece telefonla beni aradığında itiraf etmişti. Etki silsile yoluyla devam ediyormuş meğer…

Biraz üşüdüm gibi… Kendimi biraz toparlayayım diyerek yolcu bekleme salonuna girdim. Kapıdan içeri girer girmez sıcak bir hava yüzüme çarpıyordu. İstasyon binası güzel. Havadar, cam oranı yüksek, içerisi hayli aydınlık… Yolcular banklarda bekliyor. Ortalık sessiz. Biraz kendime gelip tekrar dışarı çıkıyorum.

Okulda hocalarımızı meslekçiler ve kültürcüler diye ikiye ayırırdık o yıllarda. Şimdi de “Aynı kültür devam ediyor mu?” bilmiyorum. Meslekçiler daha çok disiplinli, taviz vermeyen, öğrencilerle aralarına mesafe koyan, derslerini biraz daha önemli kılmak adına zorlaştıran bir tavır sergiliyorlardı. Kültürcüler de tam tersiydi. Ama hocam bir başkaydı. Küçük boylu ama dev bir öğretmendi. Öğrencilerin psikolojisini mükemmel derecede bilirdi. Onun yüzünden okulu seven, okula devamını sağlayan birçok arkadaşım olmuştur. Talebelerinin yeteneklerini de yakalamakta profesyonel bir özelliği vardı. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfedip yükseköğrenimlerine yönlendirmede üstüne tanımam. Tiyatro yeteneği olan bir arkadaşımızı İstanbul’a alanına yönelik eğitim alması için gönderdiğine ve arkadaşın bu alanda kendini çok iyi yetiştirdiğine tüm okul öğrencileri olarak şahidiz.

Nihayetinde dört saat gecikmeli olarak istasyona yaklaşan trenin düdük sesiyle irkiliyorum ve kendimi toparlayıp hocamı karşılama pozisyonu alıyorum. Vagondan iner inmez kendisinin elini öpmek için eğiliyorum ama maalesef öpemiyorum, izin verilmiyor. Sadece tokalaşıp, sarılıyoruz. Akhisar’a, ikinci adresinize hoş geldiniz, değerli hocam.

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Pin It on Pinterest