Edebiyat
Medh-i Kuds (Kudüs’e Övgü)-2
EKLENDİ
-:
Yazar:
insaniyet.net
Ahmet Fakih’in doğum tarihi ve yeri hakkında elimizde kesin bilgi yoktur. Şairin Kitâbü Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe adlı eserini bilim dünyasına Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu tanıtmıştır (1963). Eserin transkripsiyon ve sözlük eklemeli tıpkıbasım neşrini de yine Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu (Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe, Ankara 1974) yapmıştır. Eserde, Hacc’a giden Ahmed Fakîh’in bu yolculukta gördüğü Medine, Mekke, Kudüs ve Şam şehirlerinin kendisinde bıraktığı izlenimleri ve duygulanmaları anlattığı görülmektedir. Ahmed Fakîh Kudüs’e Hac’dan dönüş sırasında uğrar. Arkadaşlarından bir kısmı memleketlerine dönmesine rağmen Ahmed Fakîh ve bir grup arkadaşı yine iki ay kadar Kudüs’te kalır. Medh-i Kuds başlığıyla esere sonradan eklenen üç şiirin bu sırada yazıldığı düşünülmektedir. Bu şiirlerden ilkini 20 Ekim 2023 Cuma günü insaniyet.net okurlarıyla paylaştık elhamdülillah. İkincisini bugün (27 Ekim 2023 Cuma günü) okurlarımızla paylaşıyoruz. Şiirlerin yalın bir dille kaleme alındığı görülür. Şair, eserini Hacc’a gidemeyen arkadaşlarına armağan ederek onların da Hacc’a gitmelerini önerir. (Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe, Ahmed Fakîh, Hzl. Hasibe Mazıoğlu, Ankara 1974, s. 13)
MEDH-İ KUDS (KUDÜS’E ÖVGÜ)-2
Ahmet Fakih
(14-15. Yüzyıl / ?)
Var bu cihân içinde hazret-i sayvân-ı Ķuds
Allah’un nazargâhı mühr-i Süleymân’ı Kuds
Bu cihan içinde Kudüs şemsiyesi var.
Allah’ın baktığı yer, Hz. Süleyman’ın mührü Kudüs’tür.
Kudsdür miskinler hacı Mustafâ’nun mi’rācı
Ümmet-i Muhammed’e eyledi erzâni Ķuds
Miskin (Allah karşısında aczini, yokluğunu bilen gönül eri, gerçek zenginin Allah olduğunu ve kendisinin O’na karşı mutlak ihtiyaç içinde bulunduğunu bilen derviş kul) hacıların yeri ve Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’nın miracı Kudüs’tür.
Kudsdür yirün bünyâdı Ḥak olur anda kâzî
Yarıngı gün açılur defter u divān-ı Kuds
Yeryüzünün temeli Kudüs’tür, Cenab-ı hak orada hakîm olacaktır.
Yarınki gün Kudüs Divan’ı ve Defter’i açılır.
Allah’un nazargâhı derleyüb sular akar
Dört yanı çayır çemen misal-i cenneti Kuds
Allah’ın güç ve kuvvetinin yansıdığı sular orada akar.
Kudüs, dört yanı çimen, cennet gibidir.
Dünyânun âḥirinde Hak Kudsını gizleye
Halâyıklar söyleşüp eydeler kim kanı Kuds
Dünyanın sonunda Cenab-ı Hak Kudüs’ü gizleyecek.
Kadınlar söyleşip soracaklar, Kudüs nerede?
İsteyüp bulmayalar âh idüp ağlayalar
Halâyıgun gözinden kim ola penhâni Kuds
Arayıp bulamayacaklar, ah edip ağlayacaklar,
Kadınların gözünden Kudüs saklanacak.
Miskinlik ile gelün Hak’un Kudsını görün
Ne makâm durur bilün hazret-i sayvân-ı Kuds
Miskinlik (Kulun, gerçek zenginin Cenâb-ı Hak olduğunu ve kendisinin O’na karşı mutlak bir ihtiyaç içinde bulunduğunu bilmesi durumu) ile gelin de Cenab-ı Hakk’ın Kudüs’ünü görün.
Kudüs gölgeliğinin nasıl bir makam-yer olduğunu anlayın.
Varmaya nekes kişi çu mürdedür iş başı
O kubbe Sahre taşı Kuds-i mübârekdedür
Cimri kişi oraya gitmesin, çünkü onun işi gücü ölüdür, sonuçsuzdur.
O kubbenin sahra taşı (Kudüs’te kutsal bir kaya) Mübarek Kudüs’tedir.
Kudse gelen âdemi câna deger bir demi
Peygamberün kademi Kuds-i mübârekdedür
Kudüs’e gelen insan için orada bir an bulunmak cana eşdeğerdir.
Peygamberimizin ayak izi Mübarek Kudüs’tedir.
Aksayile Sahrenün ok atımı bir yanı
Kamu girçekler cânı Ķuds-i mübârekdedür
Aksa ile Kubbetu’s-Sahra’nın ok atımı bir yanı ile
bütün gerçeklerin canı Mübarek Kudüs’tedir.
Nûr ağacı demürden ne otdan ne kömürden
Düzmeyenler hamurdan Kuds-i mübârekdedür
Nur ağacı demirdendir ne ottan ne de kömürdendir.
Hamurdan yapmayanlar Mübarek Kudüs’tedir.
Kudsün öni kayadur kapusi kıbleyedür
Ol kaya kim söyledi Kuds-i mübârekdedür
Kudüs’ün önü kayadır, kapısı kıbleyedir.
Söyleyen-konuşan kaya Mübarek Kudüs’tedir.
On iki mermer direk başları altun bezek
Biri birinden yigrek Kuds-i mübârekdedür
On iki mermer direğin başı, altınla süslüdür;
Her biri diğerinden üstün direk, Mübarek Kudüs’tedir.
Kadem bir taşa basdı taş kopdı bile kalkdı
Kalk ya mübârek didi Kuds-i mübârekdedür
Ayağı bir taşa bastı, taş havada durdu.
Kalk ya mübarek diyen taş, Mübarek Kudüs’tedir.
Sahre taşı pâresi Süleymân’uñ kubbesi
Canlarun mağarası Kuds-i mübârekdedür
Sahra taşının parçası Hz. Süleyman’ın kubbesindendir.
Canların mağarası Mübarek Kudüs’tedir.
Cennet kapusın var gör anda olur cennet-i hûr
İçi taşı tolu nur Ķuds-i mübârekdedür
Cennet kapısını git de gör, cennet hurileri ordadır
İçi dışı nurla dolan, Mübarek Kudüs’tedir.
Mûsâ çun Tûra çıkar bakar Kudsını görür
Asâsınun nişânı Ķuds-i mübârekdedür
Hz. Musa Tur Dağına çıkar, bakınca Kudüs’ü görür.
Asasının izi, Mübarek Kudüs’tedir.
Beytü’l-lahim kenîse ki anda doğdı Îsâ
Irak degül el-kıssa Kuds-i mübârekdedür
Hz. İsa (as) Beytü’l-lahim kilisesinde doğdu,
Kıssa Irak’ta değil, Mübarek Kudüs’tedir.
Vardum Îsâ beşigine yüzüm sürdüm işigine
Girdüm yatdum beşigine Kuds-i mübârekdedür
Hz. İsa’nın beşiğine (Kudüs’e) gittim, yüzümü eşiğine sürdüm.
Beşiğine girip yattım; o, Mübarek Kudüs’tedir.
Var bir sırat nişânı rahmet kapusı ya’nî
Hızır nebî makâmı Kuds-i mübârekdedür
Onda bir sırat izi var; o, rahmet kapısıdır.
Hızır Peygamber’in makamı Mübarek Kudüs’tedir.
Yazuk müzd terâzûsi anca sırat köprüsi
Sekiz uçmak kapusı Kuds-i mübârekdedür
Günahın karşılık terazisi sadece Sırat Köprüsüdür.
Sekiz cennetin kapısı Mübarek Kudüs’tedir.
Îsâ kademi Tûrda Meryem kabri derede
Rabî’a kabri anda Kuds-i mübârekdedür
Hz. İsa’nın ayağı Tûr Dağında, Hz. Meryem’in kabri derededir.
Rabiatü’l-Adeviyye’nin kabri de (Râbia el-Adeviyye, 180 (796) veya 185 (801) yılında Basra’da vefat eden takva sahibi hanımefendi. Kabri’nin Basra’da veya Kudüs’ün doğusunda bulunan Hz. Îsâ’nın semaya yükseldiği yerin civarındaki Tûr-i Zeytâ’da olduğuna inanılır) orada, Mübarek Kudüs’tedir.
Kanatlanup uçalum külli hevesden geçelüm
‘Ayn-ı Selvandan içelüm Ķuds-i mübârekdedür
(Kudüs’e gitmek için) Kanatlanıp uçalım ve bütün heveslerden vazgeçelim.
Ayn-ı Selvan Çeşmesinden içelim; o, Mübarek Kudüs’tedir.
İmdi Fakıḥ sen bunı medḥ idesin dün güni
Yarın (ki) mahşer güni Kuds-i mübârekdedür
Ey Fakih, şimdi sen bunu (Kudüs’ü) gece gündüz övesin.
(Bu övgün) Yarın mahşer günü, Mübarek Kudüs’te karşına çıkar.
Söz uzanur uzatma Kudsı koyuban gitme
Muhyiddin’i unutma Kuds-i mübârekdedür
(Ey Fakih) Söz uzar, sen sözü uzatma; Kudüs’ü bırakarak gitme.
Muhyiddin’i unutma; o, Mübarek Kudüs’tedir.
“Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe, Ahmed Fakîh, Hzl. Hasibe Mazıoğlu, Ankara 1974, s. 43-45”