Bizimle İletişime Geçin

Şahsiyet

Ödevimiz; Yüzyılın Düşünürü Aliya İzzetbegoviç

O, bu asrın mücedditlerinden biridir. Hatta bu yönüyle diğer mütefekkirler arasında öne çıkmaktadır. İzzetbegoviç; ilim, kültür, fikir ve felsefe ile siyaset, cihat ve devlet kavramlarını bir araya getiren bu kavramları başarılı bir şekilde hayata geçiren bir şahsiyettir. Nitekim Avrupa’daki Bosnalı Müslüman halkı kurtarmaya muvaffak olmuş ve onlara bir devlet tesis etmiştir.

EKLENDİ

:

Bosnak–Hersek 25. Bağımsızlık Yılı sebebiyle organize edilen “Doğu ve Batı arasında Aliya” adlı Cumhurbaşkanlığı Beştepe Külliye salonunda (01 Mart 2017) düzenlenen programa Cumhurbaşkanlığı’ndan Şair-Yazar Ali Sali ağabeyin gönderdiği davetiye ile katılmıştım. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gönlümde daima yakın iki isimdi ve bu program bu düşüncemi güçlendiren önemli bir kilometre taşı oldu.

Muhteşem programın ardından Ali Sali, beni programın yapımcısı şair-yazar yapımcı Ömer Erdoğan ile tanıştırdı. Erdoğan, kendisine bu programı ve Aliya’yı çalışma ödevi olarak Cumhurbaşkanımızın verdiğini söyledi. O gün kalbimden ‘bu ödevin bir kenarından ben de tutabilseydim keşke’ düşüncesi geçivermişti. Benim duam kabul olacak ki Ömer Erdoğan kardeşim çok geçmeden beni aradı, Bosna’da ve Türkiye’de yapılacak çalışmalarda benden destek istedi. Bosna-Aliya İzzetbegoviç sevdası ve ödevleri, bizde böyle başlamış oldu.

Bilgemiz Aliya İzzetbegoviç Bosna’nın Bosanzki Samac şehrinde bir beyzade olarak doğar. Dedesinin adı da Aliya’dır ve bu şehrin belediye başkanı, babaannesi ise Üsküdarlı bir Türk kızıdır.

Ailesi ile I. Dünya savaşında yaralanıp yatağa bağımlı kalan babası Mustafa, ömrünün son 10 yılını felçli olarak geçirmiştir. Ailenin yükünü ise dindar bir kadın olan annesi Hiba çekmiştir. Annesi ile birlikte sabah namazına uyanmakta zorlandığını ifade etse de İzzetbegoviç Vijeenica’daki Hacı Camii’nin İmamı Rahmanoviç’in er-Rahman Suresini benzersiz güzellikte okuduğunu yâd etmektedir. Saraybosna’ya taşınmış ve burada hukuk eğitimi görmüş, avukatlık yapmıştır.

Eylem İnsanı

Genç yaşından itibaren sosyal ve siyasal hareketlerde görev almış ve Genç Müslümanlar Hareketine katılmıştır. Bu yüzden tutuklanıp 3 yıl hapse mahkûm edilmiştir. Düşünce dünyasını geliştirerek Avrupa’nın kapısında manifesto niteliğindeki ilk eseri İslam Deklarasyonunu yayınlamıştır. 1983 yılında verdiği özgürlük mücadelesi sebebiyle 14 yıl hapse mahkûm edildi. 5 yılını hapiste geçirdi kalan kısmı ise sürgün ve kaçak yıllar ama aynı zamanda toparlanma ve teşkilatlanma yılları oldu.

Dağılma sürecine giren Yugoslavya’da Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA)  kurdu ve genel başkanı oldu. Komünist yönetimin çökmesiyle birlikte yapılan ilk seçimlerde Bosna Hersek Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçildi.

Sırp ve Hırvatlara karşı yürütülen bağımsızlık savaşına komutanlık yaptı. 1995’te savaşa son veren Dayton Anlaşmasını imzaladı. 1996 da yapılan seçimlerde ise üçlü koalisyona seçildi. 2000 yılında rahatsızlığı nedeniyle görevinden ayrıldı. 19 Ekim 2003’te vefat etti.

Aynı zamanda büyük bir mütefekkir ve yazar olan Aliya İzzetbegovic’in eserleri Türkçeye çevrilmiş ders kitaplarına okuma parçası olarak girmiştir. Büyükşehirlerimiz başta olmak üzere Bursa’da adı okullara ve kültür merkezlerine verilmiştir.

Eserleri:  Doğu Batı Arasında İslam, İslam Deklarasyonu, Tarihe Tanıklığım, Köle Olmayacağız, Geleceği Yenilemek, Doğu Batı Arasında İslam, Özgürlüğe Kaçışım, Konuşmalar, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları, Bosna Mucizesi, Konuşmalar.

Tanıklık

“Merhum İzzetbegoviç’le, son olarak vefatından kısa süre önce bir araya gelme imkânı bulmuştum. Avrupa’daki bir programdan Türkiye’ye dönerken Saraybosna’ya inmiş sağlık durumu ağırlaşan bilge lideri tedavi gördüğü hastanede ziyaret etmiştim. Kendisi bu sohbetimizde ellerimi tutarak, önce ‘dualarımız sizinle’ dedi, arkasından da şu vasiyette bulundu: “Bosna’mı koruyun, Bosna’ma sahip çıkın, o size emanet. Aliya vefat ettiğinde ben Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’teydim daha sonra kendisini de kaybettiğimiz büyük yazar Cengiz Aytmatov’la, Aliya’nın anısı üzerinden, müşterek rüyalarımızla ilgili coşkulu bir sohbet gerçekleştirmiştik. Merhum Aliya’nın vasiyetini yerine getirmek için bugüne kadar tüm gücümle çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum.”

Bu kıymetli hatırasını alıntıladığımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yüklendiği emanetini canla başla taşırken biz de Aliya sevdalıları olarak onun açtığı yolda yürümeye devam edeceğiz.

Çok Yönlü Bir İnsan

Kıymetli dostum Ömer Erdoğan’ın sempozyum notlarını bir araya getirdiği Doğu- Batı Arasında Aliya adlı eserde Müslüman alimler birliği genel sekreteri Prof. Dr. Muhyiddin El Karadaği bir devlet adamı olarak Aliya’yı şöyle anlatmaktadır:

“Üstad Aliya İzzetbegoviç (Allah ona rahmet etsin), sebat yönünden yüce bir dağ, ilim, irfan ve kültür yönünden uçsuz bucaksız bir okyanus, siyasette büyük bir deha, yenilikçi / reformcu anlayışta ve düşüncede bir ekoldür. O, bu asrın mücedditlerinden biridir. Hatta bu yönüyle diğer mütefekkirler arasında öne çıkmaktadır.

İzzetbegoviç; ilim, kültür, fikir ve felsefe ile siyaset, cihat ve devlet kavramlarını bir araya getiren bu kavramları başarılı bir şekilde hayata geçiren bir şahsiyettir. Nitekim Avrupa’daki Bosnalı Müslüman halkı kurtarmaya muvaffak olmuş ve onlara bir devlet tesis etmiştir. İşte böyle bir taraftan düşünce ve siyaset, diğer taraftan ise bunların hayata geçirilmesini, tatbikini, siyasi değişkenler, çıkarlar ve maksatlar çerçevesinde geniş bir alanda sabiteleri dikkate alarak uygulamasını bir araya getirebilme becerisi, İzzetbegoviç’ten başka üstat Raşid el-Gannuşi gibi (Allah onu korusun) çok az mütefekkirde bulunur.

İzzetbegoviç, Avrupa’nın kayıtsızlığına rağmen bu yüzyılın 1990’lı yıllarının başında ülkesini paramparça eden çatışma ve kargaşa ortamına adil bir şekilde son vermek için azimle ve samimiyetle mücadele etti ve akabinde 1995 yılının Aralık ayında Dayton Barış Antlaşması imzaladı. Özgürlük için halkının liderliğini üstlendi ve tüm dünya halkının beğenisini ve saygısını kazandı.

O, bir siyasetçi, mücahit, dirilişte önder, âlim ve mütefekkir bir şahsiyettir. Aynı zamanda İzzetbegoviç, zahit biriydi.  Dayton Barış Antlaşmasından sonra Doha’da bulunan Sheraton Otel’de bir grup gençle birlikte onunla görüştüğümde ona şunu söylemiştim:

‘Sayın Başkan, değerli kardeşim! Bu gençler ve bunlar gibi niceler, bu antlaşmanın haksız ve adaletsiz bir antlaşma olduğunu, Bosna’daki Müslümanların aleyhine olduğunu söylüyorlar. Niçin kabul ettiniz?’

O, bu soruya karşı harikulade kıvrak zekâsıyla şöyle cevap verdi:

‘Siz bana cevap olarak ne söylersiniz?’

Dedim ki: ‘İslam fıkhında siyaset konusu geniştir. Siyaset, şer’i sabitelerle çelişmediği müddetçe her şeyi yapabilme sanatıdır. Haremeyn imamı der ki: Kamu ilkeleriyle ilgili olmadıkça (İslam fıkhında siyasete dair kesin hükümler yoktur).’

O vakit Aliya İzzetbegoviç gülümsedi ve şöyle dedi:

‘Kardeşlerim! Allah’ın fazlıyla bizler Bosna-Hersek Devletinin yapısını koruma konusunda anlaşmada başarılı olduk. Bu, bizim geleceğimizin temel gayesidir.’

Sonra şöyle dedi: ‘Düşmanlar, devlet ve Bosna halkının emirlerinin yok olup gitmesini istiyorlar. Lakin Allah bize bunları muhafaza etmeyi nasip etti. Artık devletin ve kurumlarının etkin hâle getirilmesi ve boşlukları doldurma sorumluluğu gelecek nesillerin omuzlarındadır.’

17. vefat yıldönümünü yaşadığımız bugünlerde bir kez daha onun hayatını, eserlerini ve düşüncelerini gündeme getirmek, Aliya ve Bosna sevdalısı olarak bizlere lütfedilen bir ödev olmuştur.

Yararlanılan Kaynaklar:

-Tarihe Tanıklığım (Klasik Yayınları)

-Doğu Batı Arasında İslam (Klasik Yayınları)

-Doğu-Batı Arasında Aliya (Kaf Yapım)

-Bilgemiz Aliya İzzetbegoviç (Hece Yayınları Özel Sayısı)

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar