Müslüman dünyanın değişim ve dönüşümünde bana göre en önemli ve en birinci mesele orta namazın (sabah namazı) muhafaza edilmesidir.
Müslümanlar vakitlerini kamere (aya) göre belirlediklerinden İslam’da ilk namaz güneşin batıp ayın ortaya çıkışı ile vakti giren akşam namazıdır.
İkinci namaz yatsı namazı ve üçüncü orta namaz sabah namazıdır.
Sabah namazı hem geceye hem gündüze bakar.
Orta namaz (sabah namazı) hem geceyi ihya eder, hem gündüzü imar eder.
İyi bir gündüzün ilacı iyi bir gecedir.
Kur’an- Kerim’de ölümün hayattan önce zikredilmesinin hikmeti; iyi bir hayat için iyi bir ölüme dikkat çekilmesidir.
“O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini sınamak için ölümü ve (ve her iki âlemde) hayatı yarattı. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” Mülk, 67/2.
Müslümanların günün en değerli, en bereketli vakti olan sabah namazı camileri doldurduklarında İslam dünyasının birçok probleminin çözülmeye başlayacağına inanıyorum.
Eğer güne sabah namazı erkek ve kadınlar birlikte camilerimizde başlayabilirsek işin en az yarısını kat etmiş olacağız.
Sonrasında sabah namazı mahalleyi kuşatan cami toplantıları dünya ve ahiretimize dair istişareler gündeme gelecektir.
Daha sonra camiyi Peygamber (s.a.v.)’in mescidi gibi hayatın merkezi haline getirme işi hayata geçirilecektir.
Bir şeyleri düzelteceksek işe doğru düğme ile sabah namazını (orta namazı) icra ve ihya ederek başlamamız gerekiyor.
“(Ey inananlar!) Namazlarınızı Allah’a gönülden boyun eğerek farkında olarak, derin duygular besleyerek gevşemeden, pörsümeden, her türlü yıpranmadan uzak, okuduklarınızı anlayarak gereği gibi kılın. Ve özellikle orta namazla (sabah namazıyla) ilgili sorumluluklarınızı yerine getirin.” Bakara, 2/238.
