…
5. II. Selim (1566-1574) zamanında Endülüs Müslümanlarıyla irtibat devam etti. Onun döneminde Moriskolar 1568’de Gırnata’nın Buşurrat bölgesinde Hristiyan dünyasının en güçlü devleti olan İspanya’ya karşı ayaklanma başlattılar. Onların hedefleri, Endülüs’te Müslüman bir devlet kurmaktı. Moriskolar başlangıçta Kalvinistler ve Protestanlarla uğraşan Kral II. Filip’e karşı üst üste bazı başarılar elde ettilerse de dışarıdan yardım almadan bu hareketi uzun süre devam ettirmeleri mümkün değildi. Onun için isyancı Moriskolar, iki yıl devam eden isyan sürecinde Osmanlı Padişahı II. Selim’e birkaç defa müracaat ettiler. Onların tek istekleri isyanın başarıya ulaşması için Osmanlı donanmasının İspanya üzerine gönderilmesiydi. Moriskoların yardım istedikleri mektuplara arşiv kayıtlarında rastlanmasa da II. Selim’in onlara cevap olarak gönderdiği iki ferman arşivlerde yer almaktadır.
16 Nisan 1570 tarihli “Endülüs ahalisine hüküm ki…” diye başlayan ilk fermanda Padişahın Endülüs’te olup bitenlerden haberdar olduğu, ayaklanmayı yakından takip ettiği, elinden geleni yapacağını, Cezayir üzerinden yardım edeceğini ama donanmayı gönderemeyeceğini bildirdi.
Aynı yılın bahar ayında Kıbrıs’ın fethine karar verilmişti. Moriskolardan yardım talebi gelince konu, Osmanlı sarayında görüşülmüş, Sokullu Mehmet Paşa, donanmanın Kıbrıs’a değil de Moriskolara yardım için İspanya’ya gönderilmesinde ısrar etmişti. Fakat bu, oldukça riskliydi. Çünkü Kıbrıs, İspanya’nın müttefiki olan Cenevizlilerin elindeydi. Bu durumda eğer Osmanlı donanması İspanya’ya gönderilirse Cenevizliler Kıbrıs’ı bir üs olarak kullanıp Osmanlının başına büyük dertler açabilirlerdi. Onun için önce Kıbrıs’ın fethedilmesi ve bu tehdidin ortadan kaldırılması gerekiyordu.
Moriskolara gönderilen fermanda Kıbrıs fethedildikten sonra donanmanın İspanya üzerine gönderilmesinin ve buraya asker çıkarılmasının padişahın tek arzusu olduğu belirtilmişti.
Sultan II. Selim aynı yıl (1570) Cezayir Beylerbeyi Kılıç Ali Paşa’ya da bir ferman gönderdi. Bunda da önceki fermanda belirtilen gerekçeler tekrarlanarak, devletin Kıbrıs’ın fethiyle meşgul olduğu, şu anda İspanya’ya donanma göndermenin mümkün olmadığı vurgulandı. Ancak Kılıç Ali Paşa’ya Cezayir üzerinden Moriskolara her türlü yardımı yapması için talimat verildiği de belirtildi. Bunun üzerine Kılıç Ali Paşa, Moriskoların isyanlarına destek olmak amacıyla onlara asker, silah ve mühimmat gönderdi.
Bu olayların yaşandığı sırada hayatta olan İspanyol tarihçi Matias Escudero (ö. 1599) Moriskolara Cezayir’den kırk gemi yardım gönderildiğini ancak bunların çoğunun Meriye önlerine varamadan fırtına yüzünden darmadağın olduğunu kaydetmektedir. Aynı tarihçi aşağıda anlatılacak olan Moriskoların ikinci elçisinin İstanbul’a gidişinin ardından kendilerine iki bin askerle birlikte silah ve mühimmat taşıyan on gemi daha gönderildiğini ama bunların Morsikolara ulaştığına dair bir bilginin bulunmadığını belirtmektedir.
Bir sene sonra yine Cezayir’den dört bin tüfek ve yüklü miktarda mühimmatın yanı sıra isyancı Moriskolara askerî eğitim verecek yüz asker gönderildi. Fransız elçi Fourqueux 6 Ocak 1569’da yazdığı bir mektupta Morisko isyanının lideri Muhammed b. Ümeyye’nin yanında 400-500 civarında Türkün bulunduğu bilgisini vermektedir.
Yardım için gönderilen donanmanın fırtına yüzünden dağılması Moriskolar için büyük bir talihsizlikti. Ancak o sırada en az o kadar olumsuz bir gelişme daha yaşandı. Şöyle ki; isyana destek vermesi için Endülüs’e gönderilen Hüseyin adlı bir yeniçeri ağası, orada bazı yanlış işlere kalkıştı. Bu yüzden isyancılar arasında anlaşmazlık çıktı ve ayaklanmanın lideri Muhammed b. Ümeyye öldürüldü. Bütün bunlar isyanı olumsuz etkiledi.
Moriskolar bu durumu haber vermek ve yardım istemek için İstanbul’a yine elçi gönderdiler. Bunun üzerine yukarıda bahsedilen ikinci ferman gönderildi ve orada belirtilenlere ilaveten Yeniçeri Ağası Hüseyin’in yakalanarak cezalandırılması da istendi.
II. Selim, Moriskolara yardım etmek için İspanya’ya karşı ayaklanan Protestanlarla da iletişim kurmuştu. Padişah, isyancı Protestanlara haber göndererek ayaklanmalarını sürdürmeleri konusunda onları cesaretlendirmiş ve yardım gönderme vaadinde bulunmuştu. Padişahın amacı, İspanya’yı iki cephede meşgul etmek ve Moriskoların üstündeki baskıyı azaltmaktı. Fakat bu sırada isyancı Moriskolar arasında daha önce başlayan anlaşmazlıklar iyice derinleşti. Bunu fırsat bilen Kral II. Filip, isyandan vazgeçenleri affedeceğini ilan etti. Bunun üzerine Muhammed b. Ümeyye’nin yerine ayaklanmanın liderliğini üstlenen Mulay Abdullah’ın sağ kolu el-Habakî, isyandan vazgeçti. Ardından da İspanyollarla iş birliği yaparak ve Moriskolar arasında dolaşarak Osmanlılar aleyhine propaganda yapmaya başladı. Ümitleri kırılan isyancı Moriskoların çoğu teslim oldu. Bir kısmı ayaklanmaya devam ettiyse de liderleri Mulay Abdullah 1571’de öldürülünce isyan tamamen bitti.
Tam bu sırada Osmanlı Kıbrıs’ı fethetti, böylece donanmanın İspanya üzerine gönderilmesinin önündeki en büyük engel ortadan kalkmış oldu. Ancak Kıbrıs’ın kaybedilmesini hazmedemeyen Hristiyanlar Papa’nın öncülüğünde oluşturulan müttefik donanmayla İnebahtı’da Osmanlı Donanmasını ağır bir yenilgiye uğrattı (7 Ekim 1571).
Osmanlı yeni bir donanma inşa etmekle uğraşırken İspanya Kralı, teslim olan Moriskolara verdiği sözleri bir kenara bırakarak Gırnata ve civarında yaşayan seksen bin Morisko’yu, ileride Osmanlı ile irtibat kurmalarını önlemek için ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgelere sürdü.
Bu arada II. Selim, Moriskolarla ilgilenmeye devam etti. Ancak muhtemelen İspanyadakilerle irtibat kuramadığı için Osmanlı topraklarına taşınanlarla ilgili yeni bir ferman yayınladı. 1571’de Cezayir Beylerbeyine gönderilen fermanda; göçmen Morisko’larla yerli halk arasında bir fark olmadığı, dolayısıyla şeriata uygun olmayan vergilerle mükellef tutulamayacakları vurgulanıyordu. Ayrıca Morisko’lardan ehil olanların kadılık, müderrislik ve kâtiplik gibi görevlere atanmalarında haksızlık yapıldığı belirtilerek bunun önüne geçilmesini ve tayinlerin ehliyet ve liyakat esaslarına göre yapılmasının sağlanması emredilmiştir.
Bir süre sonra Osmanlı-İspanya mücadelesinde birtakım farklılıklar görülmeye başlandı. Özellikle İnebahtı’dan sonra İspanya, Papa’nın ısrarlarına rağmen 1580’lerde (III. Murat zamanında) Türklerle mücadeleyi esneterek Akdeniz’den uzaklaşma politikası benimsemeye başladı. Dünya egemenlik savaşı artık Atlantik Okyanusu’na kaydı. Ancak İspanya’da da işler yolunda gitmemekteydi.
…
Dipnot
[1] Seyyid Murâdî Reis, Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları, İstanbul: Çamlıca, 2014, s. 38.
[2] Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları Siyasî Tarih, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara 2010, I, s. 303-307.
[3] Mehmet Özdemir, “Endülüs Müslümanlarına Osmanlı Yardımı”, Türkler, c. IX, 728-758.
[4] Lütfi Şeyban, Mudejares & Sefarades, İstanbul: İz Yayınları, 2010, s. 285-303.
DEVAM EDECEK