Tarih
Osmanlı, Neden Endülüs’e Yardım Edemedi? (II)
EKLENDİ
-:
Yazar:
Nizamettin Parlak, Prof. Dr.
…
4. Yavuz Sultan Selim (1512-1520) Döneminde
Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlılar, Asya ve Ortadoğu istikametlerinde genişleme siyaseti takip etmiş; Suriye, Mısır ve Arabistan’da hâkim olan Memluklere bağlı yerleri ele geçirmeye başlamıştı. Bu arada Kuzey Afrika’da da kalıcı olmaya dönük adımlar atılmış ve Cezayir bir merkez hâline getirilmişti.
1514-1519 yılları arası; Kuzey Afrika’da bağımsız bir devlet kurmaya çalışan ve Barbaros’un liderliğini yaptığı Türk-İslâm kökenli korsanların aktif oldukları yıllardır. Fakat Oruç Reis’in İspanyollar tarafından öldürülmesinin ardından Cezayir halkı, Osmanlı Devletine bağlılıklarını bildirdi (1519). Bunun üzerine Yavuz, ağabeyi Oruç’un yerine geçen Barbaros Hayrettin Paşa’ya iki bin kişilik askerî bir güç gönderdi ve gönüllü olarak Cezayir’e gidecek askerlere yeniçerilik imtiyazı bahşetti. Bu sayede İspanyol kıyılarına çok sayıda akın gerçekleştirildi. Fakat Yavuz, bu sırada bir taraftan doğuda Safevilerle mücadele ederken diğer taraftan da Memluk topraklarını Osmanlıya katmak için faaliyet yürütmekteydi. Bu yüzden Cezayir üzerinden İspanya’ya yapılan seferler sonuçsuz kaldı.
5. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) zamanında
Kanuni Sultan Süleyman zamanında donanmanın oldukça güçlü olmasına rağmen, İspanya’ya doğrudan bir sefer düzenlenemedi. Çünkü o sıralarda İspanya ve Portekiz, sömürgeleri sayesinde oldukça güçlenmiş ve zenginleşmişti. Akdeniz’deki güç dengeleri böyle bir seferin gerçekleşmesine imkân tanımıyordu.
Bu dönemde Kuzey Afrika’da sadece Cezayir, Osmanlı’ya bağlıydı. Ayrıca Kuzey Afrika’daki bazı Müslüman yöneticiler ve hanedanlar Osmanlı gibi güçlü bir devletin, bölgeye yerleşmesini istemiyorlardı. Hatta bu duruma engel olmak için onlardan bazıları İspanya ile ittifak yapmışlardı.
Doğu ve Orta Akdeniz’deki Cerbe, Malta, Sicilya, Mayorka, Minorka ve Korsika gibi adalar doğrudan ya da dolaylı bir şekilde İspanyolların kontrolündeydi. Hatta stratejik Kıbrıs adası bile Osmanlı hâkimiyetinde değildi.
Öte taraftan Kanuni İran seferine çıkmak zorundaydı. Ayrıca Balkanlarda karışıklıklar vardı.1541-1543 yıllarında ise Kanuni Macaristan seferiyle uğraştığı için Endülüs’e (Moriskolara) doğrudan yardım edemedi. Onun zamanında Osmanlı donanması sadece Akdeniz’de değil, Portekiz saldırılarına karşı Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Hint Denizi’nde koruma görevi yapmak zorundaydı.
Üstelik Osmanlı’nın Arap eyaletlerinde yani Doğu Akdeniz’in ticaret alanındaki isyanlar ve karışıklıklar, siyasi ve ekonomik zorlukları artırıyordu.
Kanuni tarafından Kaptan-ı Derya olarak atanan Barbaros ve Turgut, Salih, Piyale gibi reisler Osmanlı’dan aldıkları destekle Orta ve Batı Akdeniz’deki İspanya İmparatorluğu hedeflerine saldırılar düzenlediler. Sadece Barbaros’un düzenlediği yedi sefer sonucu Endülüs’ten yetmiş bin kişi kurtarılarak Kuzey Afrika sahillerine taşındı.
Bu arada Kanuni’nin Fransızlarla iş birliği yaparak İtalya ve İspanya’ya ait sahil şehir ve kalelerini vurmak üzere Barbaros’u Akdeniz’e gönderdiği de rivayet edilmektedir. Barbaros’un Andrea Doria’yı Preveze Deniz Savaşı’nda mağlup etmesi (1538) de bu anlamda oldukça büyük önem arz etmektedir.
Öte taraftan Kanuni, batı yönünde Avrupa içlerine doğru ilerleyerek ve de askerî ve siyasî ilişkileri geliştirerek Endülüs Müslümanları üzerindeki baskıyı hafifletmek istemiştir. Sultan’ın bu tür faaliyetleri yüzünden olsa gerek 1547-1562 yılları arasında Endülüslüler (Moriskolar) üzerindeki İspanya baskılarında bir gevşeme görüldü.
Ancak İspanya Kralı II. Filip 1563’te Moriskoların, Türkler adına casusluk yaptıklarını iddia ederek onların yaşadıkları bölgelerde silah arama tarama faaliyeti başlattı ve engizisyon mahkemelerinin daha titiz çalışmalarını emretti.
Yaşanan gelişmelerden umutlanan Moriskolar, Osmanlı denizcileriyle sürekli temas hâlinde olmuşlardır. Bu konuda İspanyol Engizisyon Mahkemelerine ait raporlarda oldukça net bilgilerin yer aldığı kaydedilmektedir. Nitekim Belensiye Engizisyon Mahkemesine ait bir raporda, Belensiye’deki Moriskolardan Fakih Pedro de Castro’nun deniz kıyısındaki evinde Kuzey Afrika’dan gelen bazı Osmanlı temsilcileriyle görüştüğü ve başlatmak istediği bir isyanla ilgili olarak onlarla istişare ettiği belirtilmektedir. Yine bu rapora göre Pedro Osmanlı denizcileriyle sık sık mektuplaştığını bizzat itiraf etmiştir. Başka bir mahkeme raporunda da Aragon Moriskolarının Osmanlı ile haberleşme ağı kurduklarına dikkat çekilmiştir.
Moriskoların Osmanlı ile kurdukları irtibatı tespit eden İspanyol idareciler, Osmanlıların desteğiyle çıkabilecek isyanların doğuracağı tehlikeleri bertaraf etmek için 1567’de bir kraliyet fermanı yayımladılar. Bu fermana dayanarak papazlar ve taşradaki idareciler Morsikolara yönelik hakaret ve işkencelerini artırdılar. Üstelik Gırnata’daki zengin fırsatçı Hıristiyanların teşvikleriyle Moriskoların mal varlıkları ve mülkleri gasp edilmeye başlandı.
DEVAM EDECEK
Dipnot
[1] Seyyid Murâdî Reis, Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları, İstanbul: Çamlıca, 2014, s. 38.
[2] Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları Siyasî Tarih, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara 2010, I, s. 303-307.
[3] Mehmet Özdemir, “Endülüs Müslümanlarına Osmanlı Yardımı”, Türkler, c. IX, 728-758.
Not: Yazı dizisinin ilkine bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Çok Okunanlar
- Kavram-
Bize “Baby Boomer/Bebek Patlaması” Kuşağı Diyorlar
- Kültür Sanat-
“Hatiboğlu Ailesi” Ulusal Sempozyumu Burdur’da Düzenlenecek
- Kavram-
Bedevilikten Kurtuluş
- Gezi Yazısı-
Şehriyar, Ah…
- Edebiyat-
Sıla Ölür Gurbet Kalır
- Kavram-
Millî Tarih Bilinci Üzerine
- Düşünce-
Dünya: Yerel ve Küresel Oyun Sahası
- Edebiyat-
Susmak İnce İşçilik İster