Pakistan’da birbirine çok yakın, hatta bitişik diyebileceğimiz Sukkur-Khairpur, İslamabad-Rawalpindi, ve Haydarabad-Jamshoro gibi şehirler var. Bu şehirler bizdeki büyük şehirlerin il ve ilçe merkezi gibi düşünülebilir.
Sukkur olarak yazılan Sakkar olarak okunan bu şehir de Khairpurdan daha büyük ve il merkezi olarak ifade edebileceğimiz bir şehir. İki şehrin arasında çok işlek olan Karaçi otoyolu ve İndus Nehri var. Şehir merkezleri arasında yaklaşık 20 kilometre kadar bir mesafe var. Görünüm ve gelişmişlik olarak pek farkı olmayan bu şehirlerden Sakkar, Khairpur’un iki üç katı daha büyük.
İki şehri ayıran noktada İndus nehri üzerinde İngilizler tarafından inşa edilmiş devasa büyüklükte bir baraj var. 100 kadar kemerden ve yaklaşık beş altı kilometre uzunluğunda olan bu barajın kemerleri arasında aynı sayıda açılır kapanır kapaklar mevcut. Ancak birçoğunun mekanizması zaman içinde bozulmuş ve tamir edilmediği için kullanılmıyor. Normalde bu kapakların işlevi biriken suyu yapay olarak açılan kanallarla iç kesimlere taşımak. Bu kanallar sayesinde sadece nehir havzasında değil daha uzak bölgelere suyu aktararak verimli tarım alanları oluşturulmuş. Hava oldukça sıcak olduğundan bu suyun da katkısıyla senede üç dört kez ürün almak mümkün olabiliyor.
Pakistan’ın en sıcak şehirlerinden biri Sakkar. Mayıs, haziran ve temmuz aylarında sıcaklık 55 dereceyi buluyor. İki şehrin arasından geçen İslamabad Karaçi otoyolunda çok yoğun bir tır trafiği var. Kuzey kentlerinden ve Çin’den gelen tırlar yüklerini Karaçi Limanı’na götürüyorlar.
Yaz aylarında bu güzergâhtan geçerken İndus nehrinin yüzeyi binlerce mandanın nehre girmesi nedeniyle simsiyah görünüyor. İndus nehri ülkeyi boydan boya kat eden çok büyük bir nehir. Sakkar’a yakın bir yerde nehrin geniş ve derin bir bölümünde motorlu gezinti tekneleriyle nehir turu yapabiliyorsunuz. Burada nehrin üstünden tren raylarının geçtiği devasa bir demir köprü var. Güneşin batışında bu köprü ve nehir müthiş manzaralara sahne oluyor. Burada gezinti esnasında içinde bir şii din büyüğünün türbesinin bulunduğu küçük bir adacığa çıkıp on dakika ziyaret yapıyorsunuz.
Gezinti teknelerinin hemen yanında bir tepeciğe inşa edilmiş Babür İmparatorluğu döneminden kalma küçük bir kale var.
Kale ilgili bir de efsane anlatılıyor. Burada yaşayan üç kız kardeşe zorla sahip olmak isteyen eşkıyalar kızların bedduasıyla taş kesiliyorlar. Kalenin üst katında bu kızların mezarları ve başka mezarlar bulunuyor. Kalenin beni cezbeden tarafı akşam güneş batarken ortaya çıkan müthiş manzaralardı.
Sakkar’da yukarıda zikrettiğim baraj ve yanındaki müze, nehir gezintisi ve yanındaki kale dışında gezilip görülecek birkaç yerin haricinde pek bir şey yok. Bunlardan biri de Hindu tapınağı. İçerisinde semiz birçok ineği barındıran bu ilginç tapınaktan inek satın almak isteyen Hüseyin Hoca’ya ineklerin ölüsünü bile satmayacakları cevabını verdiklerini öğrendiğimde epeyce gülmüştük…
Sakkar çarşısı Khairpura göre daha büyük olduğundan ve güzel birkaç lokanta bulunduğundan arada sırada buraya gelip hem alışveriş yapıyor hem de yemek yiyorduk ki bu bizim buradaki en büyük aktivitemizdi…
Sakkar ve diğer Pakistan şehirlerinin en ilginç özelliklerinden biri de cadde sokaklarda binalardan elektrik direklerine sarkan binlerce elektrik telefon ve internet kablolarıydı. Ayrıca yine başka bir şey ise bina diplerindeki açıktan akana kanalizasyonlardı. Bazen bunlar öyle ağır kokular yayıyordu ki o sokaktan nefes almadan koşarak geçmek icabediyordu…
Sakkar, Khairpur arası yol boyunca hurma ve muz bahçeleri var. Bu yolun bir kısmı Karaçi’ye giden ana yola denk geldiği için aşırı bir tır trafiği mevcut. Khairpur’dan kuzeye Multan’a doğru ve güneye Karaçi’ye doğru gittikçe bu hurma bahçeleri yerini mango ağaçlarına bırakıyor. Kuzeyde İslamabad, Lahor yakınlarından başlayan Multan, Kahairpur, Haydarabat’tan geçerek güneydeki Karaçi’ye kadar uzanan bu yaklaşık 2000 kilometrelik güzergâh boyunca devasa bir düzlük ve tarım alanları bulunuyor.
Bu güzergâhta güneye daha yakın olan Khairpur bu şehirler içindeki en küçük şehirlerden biri. Hurma yetiştiriciliği de bu şehirde yoğunlaşmış durumda.
Khairpur Mirs Krallığı şiir bir krallık olarak devam etmiş, Pakistan’nın bağımsızlığından bir müddet sonra bu ülkeye bağlanmış. Krallık döneminden kalan bazı saraylar Krallık hanedanın özel mülkü olarak devam etmekte. Ancak bu aile üyeleri genellikle yurtdışında, İngiltere, Dubai gibi yerlerde yaşıyor. Yılın belli zamanlarında buraya gelip ikametlerinde kalıyorlar.
En son kralın oğlu doksan küsür yaşında, o ve çocukları zaman zaman Khairpur’a gelip bu sarayda kalıyorlar.
Saray, yirmi otuz dönümlük bir bahçenin içinde oldukça ihtişamlı ve mimari olarak oldukça güzel. Sarayın büyük salonu müze olarak misafirlere açık. Özel izin alarak ziyaret edebiliyorsunuz. Sarayın müze kısmındaki fotoğrafların birinde, Osmanlı padişahlarından birinin kızlarının burayı ziyaretleri yer alıyor. Bu hanım sultanlardan birinin o zamanki Hindistan şehzadelerinin birisiyle evli olduğuna dair bilgi de yer alıyor.
Bahçesinde değişik birçok ağaç var. Bazılarının üzerinde arılar doğal olarak petek balı yapmış. Bu ağaçlardan biri ilginç görüntüsüyle tanınan “Hayat Agacı”. Büyük dallarından yere kadar sarkıt şekilde uzayan dallar ile çok büyük bir alanı kaplıyor. Ayrıca bahçenin kullanılmayan bir bölümünde idamlık mahkûmların asıldığı harabe bir kule de mevcut.
Okulumuza Türkiye’den ve Pakistan’daki diğer şehirlerdeki okullarımızdan gelen misafirlerimizi, mutlaka bu sarayı gezdiriyorduk. Çünkü gerçekten bu sarak görülmeye değer bir yer.
Khairpur’da alışveriş yapabileceğiniz bir iki orta büyüklükte market var. Bunun dışında sebze ve meyve satan bol miktarda seyyar satıcı bulunuyor.
Mart ayından aralık ayı başına kadar hava çok sıcak. Mayıs’tan ağustosa kadar 50 derecenin üzerinde seyrediyor. Ve maalesef şehirdeki elektrikler periyodik olarak 3 saat geliyor, 3 saat gidiyor. Ki zaman çoğu zaman bu periyod bozuluyor daha uzun zaman elektriksiz kalabiliyorsunuz. Yani en fazla 12 saat elektriğiniz oluyor. Kalan zamanlarda UPS cihazıyla aküye depoladığınız elektriği kullanıyorsunuz ama bu ancak ışıklandırmaya yetiyor. Yani klima, fırın, buzdolabı vb. araçları kullanamıyorsunuz. Çünkü UPS cihazının ve akülerin gücü bunları çalıştırmaya yetmiyor. Çok sıcak geçen aylarda elektrik kesintisinin olduğu saatlerde sıcak o kadar bunaltıcı ki bazen arabayı çalıştırıp klimasını açarak serinleyebiliyorduk.
Okulumuzda da aynı şekilde derslerde sıcaktan sırılsıklam oluyor, teneffüste kendimizi klimanın altına güç bela atıyorduk.
Buna rağmen okulumuz bizim için sığınacak bir liman gibiydi. Derslerin dışında da vaktimizin çoğunu okulda geçiriyorduk. Müdürümüz ve yerel personelle çeşitli aktiviteler yapıyorduk.
Khairpur şehrinin yakınlarında tarihi ve turistik birkaç yer daha var. Büyük bir kale, çöl safarisi ve Butto ailesinin anıt mezarlarının bulunduğu yakın bir şehri bir sonraki yazımıza bırakalım.