Örsümü yanımda taşıyorum
Bir amentü birikiyor göğsümde
Yorgun kumru kırık dal ıslak duvar
Eskitme bir mobilya gibi
Ne varsa ardında bıraktığın
Sancı, acı ve gece
Saksıda sardunya yastıkta yasın
Öylece duruyor yerli yerince
Kırkı çıkmadı henüz
İçimden geçen ırmakların
Önce ellerin öldü
Dünyanın boy aynasında
Gitmek kolay da
Yaşamak aramızda kalsın
Sen ayaklarını uzatacaksın diye
Ben bütün denizlerini yıkadım yeryüzünün
Cebimde kırık aynalar
Yüzümün kırılan çizgilerini saklamak için
Yaprak kadar yalnız dal gibi bir başına
Bildin mi kuşkonmaz balkonları?
İncecik kahırlar ekili saksılarda
Gökyüzü usandı
Denizin yaralarını sarmaktan
Atlantik, okyanus, lapis lazuli
Üstüme örtün dünyanın bütün mavilerini
Alacaklıyım vakitsiz aylardan
En çok da gök ekin biçen
Korsan ağustoslardan
Künyemde içilmeyen bir kahvenin
Telvesinden damıttığın efkâr
Toplandı çadır, soldu duvarda takvim
Saçların uzamaz artık okşanmakla
Ne zaman hasar ören ellerini özlesem
Temyizden dönüyor kalbim