Edebiyat
ŞEHİR VE KÜLTÜR Aylık Kültür, Edebiyat, Dil, Sanat ve Tanıtım Dergisi (SAYI: 96 TEMMUZ 2022)
Balıkesir İl Kültür Müdürü Mehmet Mazak Kahramanmaraş’ta geçirdiği bir günü anlatıyor “Kahraman Şehirde Bir Günüm” adlı yazısında.
EKLENDİ
-:
Yazar:
Murat ErdoğanŞehir ve Kültür Mehmet Kâmil Berse’nin Genel Yayın Yönetmeliğinde okuruna ulaşan bir dergi. Özenle hazırlanan dergi, okuyucularının desteğiyle yayın hayatını sürdürmektedir. Sayın Berse, “Biz’den” üst başlığıyla kaleme aldığı “Vatan Tekdir, Birdir, Yurtdur” alt başlıklı editör yazısında şunları söylüyor:
“Benim de bir ülkem vardı yıldızlar Kadını hatundu, erkeği erdi Benim de bir ülkem vardı yıldızlar Çocukları yurt şarkısı söylerdi Benim de bir ülkem vardı yıldızlar Bir yılının her mevsimi bahardı Benim de bir ülkem vardı yıldızlar Çiçekleri sade sevgi kokardı /
(Çam sakızı kitabından)–Yaşar Fersahoğlu
(Direnişin Altıncı yılında; 2016 yılının 15 Temmuz günü darbe girişimine direnen milletim benim ülkemde yeniden doğuşu yaşattı, Kurtuluş savaşının özetiydi 15 Temmuz.. Hakkında çok şeyler yazıldı konuşuldu. O gecenin şehitlerine rahmet gazilerine sağlıklar, milletime saygılar dilerim…)
Yazımın başında yer verdiğim şiir benim çok değer verdiğim edebiyat kompozisyon hocam Yaşar Fersahoğluna ait. Bu şiirinden bir kısmını aldım. Kendinden çok şey öğrendim, sağlıklar diliyorum.
(…)
Şehir ve Kültür dergimiz yüze yaklaştı, 96.sayı ile huzurunuzdayız. Kravatımız bağlı ve saçımız taralı.Hz.Mevlâna der ki; (Biri diyordu: “Bir müşkülü kendisine danışmak için bir akıllı arıyorum.” Biri ona dedi: “Bizim şehrimizde şu deli görünüşlüden başka akıllı yoktur.”)
Hoş bulduk efendim, hoşça bakın zatınıza”
“Balıkesir’de Tarih kapağıyla okurlarının huzuruna çıkan Şehir ve Kültür (sayı 96) dergisinde Prof. Dr. Abdülhamit Avşar “15 Yıl Sonra Bakü’de Üç Gün” adlı gezi yazısında bize şunları şöylüyor: “Velhasıl, 15 yıl sonra gerçekleşen 3 günlük Bakü seyahatim, her açıdan çok farklı ve duygu dolu bir seyahat oldu. Temennim odur ki, Azerbaycan’ın inkişafı hep devam etsin, Türkiye-Azerbaycan kardeşliği daim olsun.”
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan “Yolcular Gibi Yaşamasını Bilenler Siyasal Sınırlar İçin Savaşmazlar” başlıklı yazısında aşağıdaki düşüncelerini okurla paylaşıyor: “Siyasal sınırların, büyük bir esneklik kazandığı Yirmi birinci yüzyılda, dünyada yaşayan bütün insanlar, aynı şehirde yaşayanlar gibi, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda birbirlerine bağımlıhale gelmişlerdir. Yirminci yüzyılda ülkeler arasında ekonomik bağımsızlıklar önemliyken, Yirmi birinci yüzyılda ekonomik bağımlılıklar önem kazanmıştır. Ülkeler birbirleriyle, ne kadar alışveriş yapıyorlarsa, üretim güçlerini o kadar büyütüyorlar.
Dünyada yolcu olmasını bilenlerin ulaşamayacaklarıülke, gidemeyecekleri şehir kalmamıştır. Ülkelerinekonomilerinde yolcuların ve yolculara hizmet verenkuruluşların payları, yeni açılımlar kazanarak artıyor.Havayolları, denizyolları, demiryolları, karayolları dünyanın bütün ülkelerini, bütün şehirlerini birbirlerine bağlıyorlar. Ulaşım dünyasındaki hızlı gelişmeler, ülkeler ve şehirler arasındaki uzaklık ve yakınlık farklarını ortadan kaldırıyor.”
Kâmil Uğurlu “Fatma Sultan’ın Sarayı”nı tanıtıyor. Ayrıca Kâmil Uğurlu “Hüzün ve Erguvanlar” şiirinde okura şöyle sesleniyor:
“Aşağı bölük ağaları aşağıda toplansın
Böyle buyurdu İbrahim Paşa
Hârelendi Selimiye’nin avlusu
Ve doru atlar üzerindeki canlar
Bir hüzzam deryadayım ki,
tarifimuhal,
Mevsimi ayı unuttum;
Bu mevsim mi açardı erguvanlar?”
Mehmet Kamil Berse Balıkesir İşletme 1980 mezunu olarak “Balıkesir’de Öğrenci Olmak” başlığı altında duygu ve düşüncelerini paylaşıyor. 1988 Necatibey Eğitim Fakültesi mezunu olmam hasebiyle bana daha farklı duyguları çağrıştırdı bu yazı.
Balıkesir İl Kültür Müdürü Mehmet Mazak Kahramanmaraş’ta geçirdiği bir günü anlatıyor “Kahraman Şehirde Bir Günüm” adlı yazısında.
Özer Kangür “Ressam Nazmi Ziya’ya Vefa (sızlık)!..” başlıklı yazısında metruk haldeki Nazmi Ziya’nın kabrinin onarımıyla ilgili çabasına yer veriyor.
Fahri Tuna Kırklareli’yi, Şakir Diclehan Ergani’yi, Mustafa Uçurum Van’ı, Hüseyin Yürük Aydın’ı, Prof. Dr. Muharrem Kızıltoprak Buhara’yı anlatıyor Şehir ve Kültür’ün bu sayısında.
Mehmet Cemal Çiftçigüzeli “İki Özbekistan-1” adlı yazısında Özbekistan’ın günümüzdeki haline ışık tutuyor.
Muhsin İlyas Subaşı “Aşk ve Bağdat” adlı yazısında Bağdat’ı, Dr. Serhat Onur “Afrika’nın Şehirleri-20 Kinşasa”yı, Prof. Dr. Ömer Özden “Balkanlardan Esintiler 2 Bulgaristan 3”ı anlatmaktadır.
Yüksek Mimar F. Süeda Kurt “Mimaride Marka Kentler Yok-Mekân Yok-İnsan” yazısında modern mimariyi değerlendirirken Necla dursun “Kent İmgesi” üzerinde durmakta.
Prof. Dr. Mehmed Maksudoğlu Eskişehir Tepebaşı Çalkara Köyünü merkeze bugünkü köy hayatı ve köylüler hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.
Bilal Arıoğlu “Begonya” çiçeğini merkeze alarak edebiyatımızda çiçek sevgisine değiniyor.
Mehmet Kurtoğlu “Amerikan Efsanesi”ni, sömürgecilik bağlamında derinlemesine sorguluyor.
Şifanur Özçelik Şirin, Elazığı’ı anlatırken Adnan Karaismailoğlu “Mevlânâ ile Şehir ve Köy Üzerine Yorumlar-1” adlı yazısında Mevlânâ’nın şehir ve köy değerlendirmelerini anlatıyor.
Zehra Azize, “Beş Şehirden Bir Şehir İstanbul Üzerine 2” adlı yazısında İstanbul’un üzerindeki etkisine değiniyor.
Muhsin Duran “Takunyalı Keçi Güden Kız”ı anlatırken Zülgaip Akkuş, “Haluk Hoca ile Saray Hatıraları 15 Kitap, Kütüphane ve Sahaflık Kültürü 2”yi hatırlar eşliğinde gözler önüne seriyor.
Serdar Yakar “Huzeyfetü’l-Meraşî”yi anlatırken Muhsin Karabay “Yolumuz İzmir’e Düştü” yazısında İzmir’i, M. Nihat Malkoç da “Gül Kokulu Ak Şehir: Akçaabat”ı anlatıyor.
Erbay Kücet “Dışımızdaki İrlandalı”yı, Iris Murdoch’un dünyasını çözümlerken İsmail Bingöl de “Dost, Hemşehri ve Şair: Nurullah Genç”in dünyasına ışık tutuyor. Ahmet Narinoğlu “Şehir Üzerine Günce ve Düşünceler 1”de şehrin temel ilkelerini hatırlatıyor bizlere.
Mehmet Nuri Yardım “Nesilleri Yetiştiren Kitapların Yazarı Gülten Dayıoğlu” adlı yazısında Gülten Dayıoğlu’nun hayatı ve düşünceleri hakkında açıklamalar yapıyor.
96 sayıdır yayın hayatını sürdüren Şehir ve Kültür derinlerden akan bir ırmak gibi kendi örgüsünü örmekte. Şehirlerimizi kentleştiren ve insanı benliğinden uzaklaştıran gökdelen zihniyetine karşı mücadele etmek zorunda çağımız insanı. Ultra Kapitalizmin dayatmasına hiçbirimiz boyun eğmek durumunda değiliz. Yeter ki onların bize dayattıkları karşısında kendi medeniyetimizin şehir örneklerinisunabilirsek Kapitalizm ve tüm varyasyonları etkisiz kalacaktır.
Biz tüketerek TÜKENEN İNSAN değil üreterek KATKI SAĞLAYAN İNSAN yetiştirebilirsek önümüzde hiçbir engel duramaz. Kanaatkâr insan, hak hukuk bilen insandır aynı zamanda.
Şehir ve Kültür’ün yeni sayılarında buluşmak dileğiyle hoşça kalın.
Beğenebileceğiniz Gönderiler
Çok Okunanlar
- Kavram-
Bize “Baby Boomer/Bebek Patlaması” Kuşağı Diyorlar
- Kültür Sanat-
“Hatiboğlu Ailesi” Ulusal Sempozyumu Burdur’da Düzenlenecek
- Kavram-
Bedevilikten Kurtuluş
- Kavram-
Millî Tarih Bilinci Üzerine
- Din ve Hayat-
Farkı Fark Et(me)mek
- Edebiyat-
Susmak İnce İşçilik İster
- Genel-
Müstakim Ol! Hazret-i Allah Utandırmaz Seni
- Dünden Bugüne-
Dünden Bugüne – 10