Evreni kara dumanlar bürüdü
Zulümler arşa ulaştı, büyüdü
Gözlerde yaş kalmadı, kan yürüdü
Neredesin Ey Muhammed’ül-Emin?
Neredesin yıldız Ashab-ı Güzin?
Yamyamlar doymuyor arza üşüştü
En mukaddes mekânları bölüştü
Cemre toprağa, sızı bize düştü
Neredesin ey Mert Murteza Ali?
Neredesin Selahaddin Eyyubi?
Mazlumların ahı âlemi sardı
Yürekler yandı yüzler sarardı
Güneşe hasret tenler karardı
Neredesin ey Osman, neredesin Orhan?
Neredesin Mehemmed Fatih Sultan?
Hastalıklar devasız, büyük çile
Hekimler aciz reçete nafile
Nice canlar gidiyor bile bile
Neredesin ey hikmet yüklü Lokman?
Neredesin hekim piri Harakan?
Binalar, meskenler hep kırık-dökük
Can güvenliği yok cümlesi çürük
Estetik mi? mazide çoktan bitik
Neredesin ey ulu Sinan Mimar?
Neredesin çağdaş Turgut Cansever?
Güzel sanatlar, musiki nerede?
Tiyatro, sinema kayıp firarda
Edebiyat şiir tozlu raflarda
Neredesin ey Muhammed Fuzuli?
Neredesin halkın dili Dümbüllü?
Sevgi, kardeşlik, dostluk pek kalmadı
Muhabbet kendine yürek bulmadı
Komşuluk lügatte, hayat bulmadı
Neredesin ey veli Yunus derviş?
Neredesin Lâdikli Ahmet ermiş?
Alparslan, Fatih, Fuzuli dedimse
Lokman, Yunus, Akşemsettin yazdımsa
O sensin sen ey genç kulağın varsa!
Neredesin ey yarınımız gençlik?
Neredesin “Asımın Nesli” gençlik?
Neredesin şairlerin vaadi gençlik
Aradığım sen yolu gözlenen sen
Dünyanın ümidi, beklenen sensin.