Şahsiyet
Sevgi Medeniyetinin Güzel İnsanı: Raşit Küçük
“Her dersinde kitap tavsiyeleri yapardı. Türkiye eskimiş fikirlerin bitpazarıdır der, bizleri yerli yazarları okumaya teşvik ederdi. Cümlelerini özenle seçerdi. Her cümlesini not etmeye çalışırdık. Bir yaz tatilinde öğrenci evimizde kamp yapmak istedik. Programımızı hazırladık, hocamızın kapısını çaldık. Kendisinden ders vermesini istedik. Hoca programı inceledi, kampın nerede yapılacağını sordu. Kampı evde yapacağımızı öğrenince çok güldü, kamp ya ormanda ya da deniz kenarında olur, evde kamp olur mu, diye sordu.”
EKLENDİ
-:
Erol Erdoğan
Umman büyüktür, derindir, geniş kıyıları, bitimsiz bir gökyüzü ve milyonlarca istifade edeni vardır. Bir umman her insanda farklı hatıralar bırakır, her insana farklı ilhamlar verir, farklı tecrübeler sağlar. Raşit Küçük Hocamız, çağımızın ummanlarındandı. Onunla ilgili herkes hatırasını paylaşsa, hatıraların çoğu birbirinden farklıdır, her biri diğerinden güzeldir.
Galiba 1992 idi. 12 Eylül darbesinin üniversitelerdeki izlerinin azaldığı günler. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenciyim. Fakültenin o dönem ilk öğrenci kulübü, şimdilerde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Âlim Yıldız ve arkadaşlarınca kurulmuştu. Edebiyat Kulübü adıyla kurulan topluluk, okulda başka kulüplerin kurulmasının yolunu da açtı. Fakültenin ikinci öğrenci kulübünü kurmak için, çoğunluğu Milli Gençlik Vakfı mensubu olan arkadaşlarımızla toplandık, konuştuk, yol haritamızı belirledik.
Öğrenci kulübünün bir danışman hocası olması gerekiyordu. Raşit Küçük Hocamızı ziyaret ederek, kulübümüzün danışman hocası olmasını rica etmeye karar verdik. Hocamızı fakültedeki odasında ziyaret ettik. Bizi, mütevazı ve mütebessim bir şekilde kabul etti, dikkatlice dinledi. Danışman hocamız olması ricamızdan memnuniyetini ifade etti, ufuk açıcı nasihatler yaptı. Sonra şunu söyledi: “Danışmanlığınızı severek yaparım. Lâkin size rehberlik yapacak daha iyi bir hoca önermek istiyorum. O kabul ederse, iyi olur.”
Bunu dedikten sonra, önerdiği hocamızın ismini telaffuz etti. Hocayı sabit telefondan aradı, bizi ve çabamızı anlattı, randevu ayarladı. Bahsettiği kişi İsmail Kıllıoğlu Hocamızdı. Sağ olsun, İsmail Kıllıoğlu Hocamız da bizi buyur etti, niyetimizi ve planlarımızı dinledi, elinden gelen desteği vereceğini söyledi.
Bu ziyaretten sonra Marmara İlahiyatın ikinci öğrenci kulübü kuruldu. NiDA Kültür ve Araştırma Kulübü, İsmail Hocamızın danışmanlığında, uzun dönem faaliyette bulundu. Endülüs Günleri ve Cahit Zarifoğlu Haftası kulübün ilk faaliyetlerindendi. Kulüpte dergi ve bültenler çıkardık, okul konferans salonunda siyasetçi, sanatçı, yazar, şair çok sayıda misafir ağırladık.
Raşit Küçük Hocamızın, fazla tanımadığı ve bazılarının da dersine girmediği öğrencilerin ricasını kırmaması, mütebessim ve tevazuuyla dinlemesi, niyetimize ve heyecanımıza değer vermesi hepimizi etkilemişti. Danışmanlığı, kendisinden daha iyi yapacağı kanaatiyle, başka bir hocayı önermesi de gönül genişliğini gösteriyordu.
*
Marmara İlahiyatta MGV’li öğrenciler olarak, bugün bile yapmakta zorlanacağımız faaliyetler gerçekleştiriyorduk. Kız ve erkek öğrenci evlerimiz vardı, onları yönetirdik. Her yıl ilahiyat Fakülteleri buluşması yapardık. İlahiyatlılara hitap eden bir dergi çıkardık. Yazın dağda, deniz kenarında, ormanda kamplar yapardık. Geziler piknikler düzenlerdik. Erbakan Hocamızın da ders verdiği eğitimlerimiz olurdu, otobüslerle Ankara’ya giderdik. Evlerde seminerler, sohbetler organize ederdik. Çevredeki MGV şubelerinde öğrenci buluşmaları ve etkinlikler yapardık. Farklı derneklerin açtığı yurtlara giderek arkadaşlarımızı ziyaret ederdik. Öğrencilerin sorunları ve talepleriyle ilgilenirdik.
Çabalarımıza MGV İstanbul Şubesi destek verir, bizi denetlerdi. Hocalarımızdan da çalışmalarımıza yardımcı olanlar vardı. Bunların başında Nedim Urhan Hocamız vardı. İsmail Kıllıoğlu ve Raşit Küçük de yardımcı olanlar arasındaydı.
Raşit Küçük Hocamızın, bizim için kıymetli desteklerinden biri, kız öğrenci evlerimizden ikisine ailecek yaptığı hamilikti. MGV öğrenci evlerinden ikisi, onların apartmanındaydı. Raşit Küçük Hocamız ve hanımı, öğrencilerle ilgilenir ve hatırlarını sorar, ihtiyaçları olduğunda ellerinden gelenleri yaparlardı.
O dönem Barbaros mahallesindeki öğrenci evlerinde kalan Hilal Yıldızlı Atıcı Hanıma, bu yazı vesilesiyle, komşuları Raşit Hocamızla ilgili hatıralarını sorduğumda “Hocamızın eşi Nesrin Abla ve kızları ile görüşürdük. Evimizde bir ihtiyaç olduğunda rahatlıkla kapılarını çalardık. Kızı Büşra evimize sık sık gelirdi” diye cevap verdi. Öyle ki, öğrenciler, ev sahibinden kaynaklanan nedenlerden dolayı sular akmadığı veya elektrikler kesildiğinde, kiracı kendisiymiş gibi dert edinir, ev sahibi başta olmak üzere ilgililerle temasa geçermiş. Hilal Hanım “Öyle durumlarda, bize kol kanat germesini hiç unutamam” diyor.
Raşit Küçük Hoca, öğrencilerin talebiyle evlerde hadis ve kavram dersleri de yapmış. Hilal Yıldızlı Atıcı’nın, Raşit Hocanın ders anlatımıyla ilgili anlattıkları ise şunlar: “Her dersinde kitap tavsiyeleri yapardı. Türkiye eskimiş fikirlerin bitpazarıdır der, bizleri yerli yazarları okumaya teşvik ederdi. Cümlelerini özenle seçerdi. Her cümlesini not etmeye çalışırdık. Bir yaz tatilinde öğrenci evimizde kamp yapmak istedik. Programımızı hazırladık, hocamızın kapısını çaldık. Kendisinden ders vermesini istedik. Hoca programı inceledi, kampın nerede yapılacağını sordu. Kampı evde yapacağımızı öğrenince çok güldü, kamp ya ormanda ya da deniz kenarında olur, evde kamp olur mu, diye sordu.”
Raşit Hocanın okuldaki sınavlardaki uygulaması ise gerçekten ilginç. Hilal Hanımın anlattığına göre, sınav başlayınca “Bizi aldatan bizden değildir” hadisini tahtaya yazar, yerine otururmuş. Tahtadaki ikazı gören hiç kimse sağına soluna bakmaya cesaret edemezmiş.
*
Eşim Vildan Hanım, 1995 yılında Marmara İlahiyattan mezun olduktan sonra öğretmenliğe başladı. Mezuniyetinden bir süre sonra 28 Şubat’ın baskıcı günleri başladığı için, fakülteye giderek diplomasını alamadı, geçici mezuniyet belgesiyle idare etti. Peşinden kamuda başörtüsü yasağı uygulandı. Fakülteye gidip diplomayı almak şöyle dursun, okulun bahçesine bile başörtülü girmek imkânsız hale geldi. Yetmedi, 2000 yılında memuriyetten men kararı ile öğretmenlikten çıkarıldı. Diplomanın da anlamı kalmamış gibiydi, olsa ne olurdu, olmasa ne olurdu. AK Parti Hükümetinin, geri dönüşü sağlayan 2006 yılındaki düzenlemesinden sonra Vildan Hanım öğretmenliğe tekrar başladı. Yine de, okula gidip diplomayı almaktan çekiniyordu. Yasak yer yer uygulanıyor, incitici muamelelerle karşılaşılıyordu. Bu ara, Raşit Hocamız İlahiyat dekanı oldu. Kapıdan çevrilmeyeceğimizden emindik. Bugün yarın gidelim derken 2009 yılının Ekim ayında eşimle birlikte fakülteye gittik, hocamızı ziyaret ettik. Diplomayı onun ellerinden aldığımız gibi sohbetinden de faydalandık.
*
Raşit Küçük Hocamız bir dönem İSAM Başkanlığı yaptı. Bu görevini 2022 yılı Eylül ayına kadar sürdürdü. DİA (Diyanet İslam Ansiklopedisi) İSAM’ın çalışmasıdır. DİA’yı, çıktıkça evimize cilt cilt almıştık. Ansiklopedinin web sürümünden de istifade ediyorum. İslam Ansiklopedisi iyi bir kaynak, bazı maddeleri risale veya kitap muhteviyatında.
DİA’nın bir de dijital ansiklopedi versiyonunun olması gerektiğini düşünüyordum. Bir anlamda Wikipedia gibi. İSAM Genel Sekreteri Fahrettin Ergün Ağabeyi aradım, meramımı anlattım. Fahrettin Ağabey, kısa bir yazıda önerimi özetlememi istedi. “DİA Birikiminin Değerlendirilmesi ve Yeni Nesil Dijital Ansiklopedi Teklifi” başlıklı bir bilgi notu hazırladım. Yazıyı, Fahrettin Ergün’e ve İSAM ekibinden Ali Hakan Çavuşoğlu’na 19 Haziran 2017’de eposta ile gönderdim.
Önerimi içeren metin, Raşit Küçük Hocaya ulaşınca, davet ettiler. Ben de başım üstüne diyerek gittim, anlattım. Hoca dinledi, notlarını aldı. Halen sürmekte olan ansiklopedinin güncellemeleri, internete aktarımı ve eksik maddelerin yazımı ile ilgili bilgileri de o gün benimle paylaştılar.
DİA’nın yeni nesil dijital bir versiyon üretmesi meselesini, 2018 yılında Tohum Dergisi için yaptığımız söyleşide de sormuştum. Hoca orada şöyle demişti: “DİA sizinle konuştuğumuz gibi, elektronik yayına geçmiş bulunmaktadır. İleriki günlerde dijital yayın gelişerek sürdürülecek ve inşallah ansiklopedinin ikinci versiyonuna da başlanacaktır. Bunun da bitmesinin uzun süre alacağı tabiidir.”
*
Halit Bekiroğlu’nun ÖNDER Genel Başkanı olduğu yıllarda, TOHUM dergisinde Söz Meclisi başlığıyla söyleşiler yaptık. Söyleşi ekibinde şu isimler vardı: Veysel Başar, Demet Tezcan, Tuba Karaçorlu, Erol Erdoğan. Söyleşi yaptıklarımız arasında Korkut Tuna, Yusuf Karaca, Mehmet Görmez, Abdurrahman Arslan, Cemalettin Latiç, Akif Emre, Hasan Aycın, Raşit Küçük gibi kıymetli büyüklerimiz vardı.
Raşit Küçük Hocamızla yaptığımız Söz Meclisi söyleşisi, TOHUM dergisinin 160. sayısında (Kış 2018) yayımlandı. Söyleşi, Raşit Hocanın “Geçmişin şekilciliğini kutsamayı değil, değerlerini yaşatmalıyız” cümlesiyle derginin kapağından duyuruldu.
Söyleşi ekibimizden Tuba Karaçorlu’nun “Elli yıl sonraya dair, Türkiye, Ortadoğu, İslam âlemi ve dünya için tasavvurunuz nedir?” sorusuna Raşit Hocanın cevabı şu olmuştu: “İnsanlık ailesi, yaşadığımız an itibariyle mutluluktan uzak. Mutlu olmanın yollarını aramaya ve yaratılışın sırrını yeniden düşünmeye başlayacağına inanmak istiyorum. Burada, Müslüman fertlere büyük görevler düştüğüne de inanmamız, sorumluluklarımızı idrak etmemiz gerekiyor. Müslümanlar kendine gelirse, insanlığın mutluluk arayışı onları mutlak hakikate ulaştırır diye düşünüyorum, bunu temenni ediyorum.”
Hocamız, Veysel Başar’ın “Sizin hayatınızda siyasetin anlamı ve anlamsızlığı nedir?” sorusuna verdiği uzun cevapta ise şu cümleleri dikkat çekici: “Hiçbir zaman politikacı olmayı arzu etmedim. Bu sebeple aktif siyasi hayat denilebilecek bir aktivite, yani milletvekilliği, meclis üyeliği gibi görevlere talip olmadım. Bunların önemine ve onlar olmaksızın siyasetin olamayacağına inanırım ama ben Hadis İlmi ve İslam Ahlakı öğretim üyeliği gibi bir görev yapmakta idim. Siyasetin teorik yanında, yani düşüncesi, felsefesi, ahlâkı gibi kanaatimce olmazsa olmazı olan ilmî ve sosyolojik denilebilecek boyutlarında kalmaya özen gösterdim.”
Hocamızın vefatından sonra söyleşiyi yeniden okuduğumda, iyi ki bu sohbeti yapmışız dedim.
1947 yılında Antalya Akseki Menteşbey köyünde doğan Raşit Küçük Hocamız, Antalya İmam-Hatip Okulu ve Konya Yüksek İslâm Enstitüsünden mezun olduktan sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesinde doktoraya başladı. 1978’de doktor, 1997’de doçent, 2003’te profesör oldu. İmam Hatip Okulu öğretmenliği, İslam Enstitüsü öğretim görevliliği, İlahiyat Fakültesi öğretim üyeliği, Marmara Üniversitesi Senatosu ve Marmara Üniversitesi Yönetim Kurulu üyeliği, Marmara İlahiyat dekanlığı, YÖK İlâhiyat Millî Komitesi üyeliği ve başkanlığı, YÖK Yurt Dışı İlâhiyat Denklik Alt Komisyonu başkanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyeliği, Din İşleri Yüksek Kurulu başkanlığı, İSAM başkanlığı görevlerini yürüttükten sonra 22 Kasım 2022’de vefat etti.
Hayatı mütevazı ve dolu dolu yaşayan Raşit Küçük Hocamıza Rabbimden rahmet niyaz ediyorum, mekânı cennet olsun. Hocamız, sevgi medeniyetinin güzel insanlarındandı.
Çok Okunanlar
- Dünyanın Renkleri-
Gül/lük ”Kırgızistan’da TDV ile Kurban Günleri (1)”
- Edebiyat-
Evlilikte Mutsuzluğun Nedenleri 2
- Edebiyat-
Gezen Güzel, Oturan Gazel Olurmuş
- Edebiyat-
Benzer İsimli Bilginler -Râzîler-
- Edebiyat-
Yüreği Olan Sözler ve Sözleri Olmayan Yürekler…
- Edebiyat-
Montu Kaptırmam Arkadaş
- Dünyanın Renkleri-
Gül/lük ”Kırgızistan’da Bir Müderris ve İmam Serahsi Camii”
- Edebiyat-
Anne Olmak