Zimem, zimmet kelimesinin çoğuludur. Zimmet, “borç” demektir. “Zimem Defteri” de “borçluların borçlarının yazılı olduğu defter”, günümüzde daha çok bilinen ismi ile “veresiye defteri” demektir. Osmanlı’da hayırsever zenginler, özellikle Ramazan ayında tebdili kıyafet ederek hiç tanımadıkları mahallelerin esnafına giderlerdi. Zimem defterini başından, ortasından ve sonundan rastgele açtırır, borçlunun kim olduğunu bilmeden hesabını yaptırır ve buna göre ödemesini yaparlardı. Ne borcu ödeyen kimin bu borçtan kurtardığını bilir ne de borcu silinen kendisini kimin bu borçtan kurtardığını bilirdi. Kim olduğu belli olmayan bu iyiliksever kişi de söylenen miktarı öder, “Silin borçlarını. Allah kabul etsin.” der, giderdi. Böylece ihtiyaç sahibi, kimseye minnet duymamış olur, varlıklı kişi de gösterişten uzak, hiçbir çıkar gözetmeden infak yapmış olurdu.
İşte bu olay, Zimem Defteri diye şöhret bulmuştur. Osmanlı’da yaygın olan bu yardımlaşma geleneği, Osmanlı’nın yardımın zarâfetini anlatan ve bize âdeta ders veren bir sistemdir. Atalarımız dinimizce teşvik edilen hayır ve hasenâtı farklı âdetler hâlinde yapagelmişlerdir. Peygamberimizin (as) belirttiği, kıyamet günü arşın gölgesinde gölgelenecek olan yedi sınıf insandan biri, sağ elinin verdiğini sol elinin duymayacağı şekilde sadaka veren kişidir.
Bu yardım siteminde yoksul rencide olmuyordu. Ana kural buydu. “Hayrı yapan bilinmeyen kişi” bunu övünme vesilesi haline de getirmiyordu. Bakkal huzurluydu, alamadığı parasını tahsil ediyordu. Borçlu ise bu yardım sever kişiyi gönderdiği için Allah’a dua ediyordu. Bilinmeyen kişi ise birine yardım etmenin sevabını alıyor ve huzur duyuyordu.
Sizler bu bilgileri okuyunca “Nerde o günler ahh!” diye iç geçirdiğinizi duyar gibiyim.
Evet, çoğumuz sanırım benzer tepkileri verir.
Ama “o günler” sadece eskide kalmış değil çok şükür.
Gazi unvanı ile ismini birleştirmiş Antep şehrimizde bu güzellik modern dönemde de devam ediyor.
İşte bu yazıda sizlerle bu güzelliklerden katreler paylaşmak istedik…
“Gaziantep Valiliği tarafından hem Ramazan ayındaki yardımların yerine ulaştırılması hem de Coronavirüs salgını nedeni ile ekonomik açıdan sıkıntıya girenlere destek verilmesi amacı ile ‘Zimem Defteri’ projesi kapsamında Şahinbey ve Şehitkâmil ilçelerinde başta dar gelirli vatandaşların yer aldığı 81 mahalledeki 400 bakkal ile 120 fırın, Vefa Sosyal Destek Grubu tarafından ziyaret edildi.
Gaziantep Valisi Sn. Davut Gül; “Zimem Defteri geleneği Osmanlı’dan günümüze kadar gelen, Gaziantep’te de hayırseverlerin katkıları ile yaşatılan bir gelenek. Bugün de Şahinbey ve Şehitkâmil ilçelerimizde toplamda 81 mahallede çalışmamız var. Bu 81 mahallenin nüfusu Şehitkâmil ve Şahinbey’in nüfusunun yaklaşık olarak %60’ına tekabül ediyor. Bir milyon nüfusun üzerindeki bir kitleye hitap ediyor. Hedefimiz seçtiğimiz 400 bakkalın ve 120 tane de pide fırınının veresiye defterlerini satın almak. Bugün saat 09.00 itibari ile çalışmalara başladık. Bakkal ve fırınlarda ödenen borçlara istinaden afiş hazırladık. Bayrama kadar bu afişler burada asılı kalacak” dedi.
Konu ile haberlerin devamından şu bilgileri de öğreniyoruz:
-Borçları ödenen bakkal ve fırınlar özellikle dar gelirli ailelerin yaşadığı mahallerden seçiliyor.
-Dezavantajlı mahalleler, oralarda ise daha çok küçük bakkallar seçiliyor. Bu süreçte hem küçük esnafa destek verilip hem burada alışveriş yapanların borcu kapatılmış oluyor hem de bakkalların mahallelerde yaşaması için katkı sunuyor.
-Daha önceki senelerde de aynı uygulama ile birçok vatandaşa yardım elinin uzatıldığı proje kapsamında, ziyaret edilen bakkal ve fırınlarda, vatandaşların borçları hesaplanarak borç defteri tutanakla alındı ve hayırseverlere verildi. Hayırsever ise bakkala defterde yazan alacağı kadar ödeme yaparak vatandaşların borçlarını kapatmış oldu. Ödeme yapılan bakkalların camlarına ise Gaziantep Valiliği tarafından hazırlanan ve üzerinde “Bu bakkalda vatandaşlara ait olan tüm borçlar, 24.04.2021 tarihi itibari ile Gaziantep Valiliği Vefa Sosyal Destek Grubu koordinasyonunda hayırseverlerimiz tarafından ödenmiştir” yazılı afiş asıldı.
Projeye ise yaklaşık 5 milyon TL’lik bir bütçe ayrıldığı bildirildi.
Ne güzel ne güzel…
Demek ki “her güzel işler” eski de kalmamış.
İstenirse “eski” güzel gelenekler “eskimez” hale getirilip güncel bir formatla devam ettirilebiliyor.
Eyvallah Gaziantep eyvallah…