Kitap
Tadımlık Kitaplar-19 2022 Mayıs
Selamün aleyküm Sevgili Okur,
Tadımlık Kitaplar 19. Sayısıyla Ramazan Bayramı arifesinde sizlere Merhaba diyor. Ramazan Bayramı, Müminlerin sevinç anı… Ramazan Bayramı, büyüklerin küçüklere sevgi ve bağışlarının zirveye çıktığı bir dem… Ramazan Bayramı, kardeşlik bilincinin pekiştiği kutlu bir zaman dilimi. Ramazan Bayramı, iyiliğin toplumun kılcal damarlarına kadar yayıldığı bir bayram Ramazan, teravih ayı… Ramazan Bayramı, Allah’a kul olmanın meyvelerinin toplandığı mübarek günler…
Daha nice Ramazan Bayramları’nda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
EKLENDİ
-:
Yazar:
Murat ErdoğanSelamün aleyküm Sevgili Okur,
Tadımlık Kitaplar 19. Sayısıyla Ramazan Bayramı arifesinde sizlere Merhaba diyor. Ramazan Bayramı, Müminlerin sevinç anı… Ramazan Bayramı, büyüklerin küçüklere sevgi ve bağışlarının zirveye çıktığı bir dem… Ramazan Bayramı, kardeşlik bilincinin pekiştiği kutlu bir zaman dilimi. Ramazan Bayramı, iyiliğin toplumun kılcal damarlarına kadar yayıldığı bir bayram Ramazan, teravih ayı… Ramazan Bayramı, Allah’a kul olmanın meyvelerinin toplandığı mübarek günler…
Daha nice Ramazan Bayramları’nda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
1. DİVAN-I İLAHİYAT, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Yayına hzl. M. Kayahan Özgül, Şiir, DİB Yayınları, Ankara 2013.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Divan-ı İlahiyat’ı, 2013 yılında DİB Yayınlarınca yayınlanmış. Erzurumlu İbrahim Hakkı Divan’ını yayınlandığı yıl 11 Kasım 2013’te, Ankara’da satın almışım. DİB Yayınları’nın Divan-ı İlahiyat dizisi altında yayınlanan kitap, Divan’ları kütüphanemde bulundurma hassasiyetim dolayısıyla ama özellikle bu Divan’ı hem alim hem gönül dostu İbrahim Hakkı’nın iç dünyasına doğru bir yolculuğa götüreceği için satın almışım. Divan, masa başı kitaplarımdan biridir. Canımın her istediğinde Divan’ın engin dünyasında birkaç şiir okuyarak yolculuğa çıkarım.
Divan’ın şairi, Erzurumlu İbrahim Hakkı, 18 Mayıs 1703’te Erzurum’un Hasankale ilçesinde dünyaya gelmiş. Hem medrese hem de tarikat eğitimi alarak kendini geliştiren Erzurumlu İbrahim Hakkı, 22 Haziran 1780’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Arapça, astronomi, tıp, anatomi, fizyoloji, aritmetik, geometri, trigonometri, felsefe, psikoloji ve ahlâk alanlarında çalışmaları bulunan Erzurumlu İbrahim Hakkı, toplumun geniş katmanlarınca tanınmasını gönül ehli ve şair olmasına borçludur. Eseri yayına hazırlayan Prof. Dr. M. Kayahan Özgül ile eserin basımını özel bir itinayla gerçekleştiren DİB Yayınları da teşekkürü hak ediyor.
Divan 596 sayfadan oluşuyor. Erzurumlu İbrahim Hakkı, Divan-ı İlahiyat ve Lügatçe olmak üzere eser üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde M. Kayahan Özgül Hoca Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın biyografisini sunuyor bize. İkinci bölümde şairin Divan’ına ve diğer manzum eserlerinden seçmelere yer verilmiş. Son bölümündeyse M. Kayahan Özgül Hoca’nın Divan okurlarının işini kolaylaştırmak için hazırladığı Lügatçe yer alıyor.
Buyurun Erzurumlu İbrahim Hakkı Divan’ından şu gazeli okuyup tefekkür vadisine dalmaya:
Gazel
Kesildi ravza-i dilden hemân su Gel ey sâkî kerem kıl el-amân su
O sudan kim bu sular görmez anı Verir kalbe hayat-ı cavidân su
Aceb menba’dır ol kim cünbişinden Dolar her dem nice bin nehr-i cân su
Heman bir lokma nan için gedâ-veş Yüzünden dökme var ey mihmân su
Cihan baştan başa bir lokmadır çün Ona hırs eyledin oldu nihân su
Bu hırsı terk ederse hût-ı canın Varır bahrinde nûş eyler her ân su
Hayat ol dem bulur bu ravza-i dil Ki ol yemden dolar bağ-ı cinân su
Revân u cânın ol dem şâd olur kim O deryâdan dola cânın revân su
Gönülden bâğ-ı aşk ey Hakkı ancak O sakiden bulur bu gülsitân su
(Divan, s. 325)
2. GENÇLER İÇİN HATIRALARLA NECİP FAZIL, Vehbi Vakkasoğlu, hatıra, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kahramanmaraş 2021.
1947’de Kahramanmaraş’ta dünyaya gelen Vehbi Vakkasoğlu, uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik yaptıktan sonra emekli olur. Edebiyatın değişik türlerinde yetmişe yakın eser kaleme alan yazar, bu çalışmasında Necip Fazıl Kısakürek’e ilişkin gerek kendi hatıralarına gerekse diğer hatıralara yer vermiştir.
İlk baskısı 2021 yılında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediytifade ediyordum. e Kültür Yayınları’nca yapılan “Gençler İçin Hatıralarla Necip Fazıl”ın ön sözünde yazar şöyle diyor: “Bu eser, yaşanmışlıklardan hareket etti. Teoriden, tahminden çok, hatıralara dayandı. Ondan geriye kalan unutulmasın, manevi cihadın basın dünyasındaki mühim bir unsuru ve edebiyat tarihinin şanlı Üstadı geleceğe taşınsın diye yazıldı.” Bu eseri yazar, babasının vasiyeti gereği yazdığını söyler. “Gençler İçin Hatıralarla Necip Fazıl” kütüphaneme Değerli Büyüğüm Duran Boz Bey’in hediyesiyle geçen yıl girmiş. Hatıralardan zaman zaman okuyup istifade ediyordum. Sizleri de yazarın Üstat Necip Fazıl’la ilgili bir hatırasıyla baş başa bırakarak eserden haberdar etmek istiyorum.
Buyurun tadımlık bir hatıraya:
Büyük Doğu’da Şiiri Çıkmak
Büyük Doğu bir dergi değil bir mektepti. Başöğretmeni Necip Fazıl olan bu mektep ile herhangi bir şekilde ilişkisi olmak çok mühimdi. Çünkü Şairler Sultanı’nın kıstasları çok ince ve hassastı. Bu yüzden o sayfalarda bir yazısı ya da şiiri, hatta bir cümlesinin çıkması, bir insan için çok değerli br ümit kaynağı idi.
‘Benim de Büyük Doğu’da bir şiirim çıkmıştı’ desem, ne dersiniz? Herhalde çok şaşırırsınız değil mi?
Evet, ilk gençlik yıllarımda gerçekleşen bu olay, bir sanat işinden çok, bir eğitim meselesiydi hiç şüphesiz. Çünkü babamın defterimden alarak Üstat’a gönderdiği bu şiir, bir hatır işinden çok, sahiplendiği bir manevi evladı ehl-i kalem olmaya yönlendirme ve teşvik eylemiydi. Bu bakımdan olay diyorum; çünkü Büyük Doğu’nun son sayfasında da olsa, birkaç masrafı görmek benim için gerçekten olay, hem de büyük bir olaydı. Çünkü o birkaç mısra, benim geleceğime damga vurmuş; beni düşünmeye, konuşmaya ve yazmaya yönlendirmişti.
Bu şiirin Büyük Doğu’da yayınlanan kısmını, Şairler Sultanı’nı rahmetle anarak paylaşıyorum:
ÂMİN
Asırların ötesinden bu toprak Secde kokar. Bu mermerlerde kim bilir Hangi niyazın bereketi var? Dua dua ağlayanlar, Gök kubbeyi kaç âmin tutar?”
(Gençler İçin Hatıralarla Necip Fazıl, s. 73-74)
3.MÜZİK VE KİMLİK, Rıdvan Şentürk, İnceleme-Röportaj, Pruva Yayınları, Ankara 2022.
Prof. Dr. Rıdvan Şentürk film-drama ve felsefe alanlarında kafa yoran değerli bir akademisyen. Şu anda İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesinde görev yapıyor. “Müzik ve Kimlik” Hoca’nın Pruva Yayınlarından Mart 2022’de çıkan bir kitabı. Kitapla ilk defa karşılaşınca bu çalışmanın birçok yönden diğer kitaplardan farklı olduğunu gördüm.
Kitap dokuz bölümden oluşsa da ana hatlarıyla iki bölümde toplanabileceği söylenebilir. 1. Bölüm kitaptaki ilk bölümdür. Bu bölümde yazar tarih-kimlik-müzik ilişkisi üzerinde düşüncelerini yoğunlaştırıyor. Yani bu bölüm bir nevi teori kısmıdır. Yazar, sadece teoride kalmıyor, Türk Müziğine ilişkin yapılması gerekenleri ilgililerine öneriyor aynı zamanda. Kitaptaki ikinci ile dokuzuncu bölümler çalışmanın ikinci kısmını oluşturmaktadır.
Bu kısımda tarih, kimlik ve müzik bağlamında 23 kişiyle yapılan röportajlara yer verilmektedir. Bu röportajlar azınlık (Rum-Ermeni-Süryani-Keldani-Yahudi vd.) temsilcilerinin kendi müzikleri ve Türk müziğiyle ilgili sorulara verdikleri cevaplardan oluşuyor. Azınlıkların dışında Türk müziği üzerinde çalışan ve bu müziği icra eden kişilerle (Sadettin Ökten-Ruhi Ayangil-Yalçın Çetinkaya-Ömer Tuğrul İnançer vd.) yapılan röportajlar da tarih-müzik-kimlik ilişkisine cevaplar arıyor.
Bu eseri ayrıcalıklı kılan bir başka husus da kitaptaki röportajların kayda alınması ve dileyenlerin hem bu röportajları hem de azınlık müziği örneklerini ilgili yerlerdeki karekodları cep telefonlarındaki karekod okuyucuya okutarak dinleme-izleme imkânı bulmalarıdır. Bu yönüyle Müzik ve Kültür, yeni bir kitaptır aynı zamanda.
Tarih, kimlik ve müzik üzerine söylediği şu sözler dikkatimizi yoğunlaştırmamızı gerektiriyor: “Yeniden düşünmeye, varlık iştiyakıyla abidevi eserler inşa etmeye başlamamız, kendimizle irtibatımızı koparan sürecin tersine işletilmesine bağlıdır. Aklımızın kendisiyle irtibatının kurulabilmesi, kendi diline ve müziğine, bir başka deyişle oluş ritmine malik olmasına, beslendiği ruh köküyle buluşmasına, tarihsel kimlik hafızasına kavuşmasına ve eylemde bulunduğu diğer bilim ve sanat alanlarıyla bütünlük ilişkisinin kurulmasına bağlıdır. Bunun için ruh ve düşüncemizin kendi sesine, yani kendi hakikat ve güzellik idealinin diline, şiirine, mimarisine ve müziğine kavuşması, bunu merkezî hüviyette bir varlık iddiasına dönüştürmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede öncelikle ırkçı, ulusçu ve etnik kimlik politikalarından feragat edilmesi, bütün etnik kimlikleri kuşatıcı millet kavramının tercih edilmesi, dünya ufkunun yeniden kazanılması önem arz etmektedir. Bilinmelidir ki Türk milletinin büyüklüğü; hakikat, özgürlük, adalet ve ahlâk ilkelerini etnik kimliklerin üstünde tutup yücelterek ırk bağını aşan bir tarihsel kimlik inşa etmesinden kaynaklanmaktadır. Türk milleti bu ilkeleri koruduğu ve yücelttiği ölçüde büyümüş, bu ilkelerden uzaklaştığı ölçüde küçülmüş ve kendi içinde çatışır hale gelmiştir. Türk milletinin gücü de zenginliği de tarihsel kimliğinin merkezî hüviyetinden, etnik kimlikler üstü ideal ilkeler etrafında sağladığı birlikten, beraberlikten ve kader ortaklığından kaynaklanmaktadır.”
(Müzik ve Kimlik, s. 125)
Beğenebileceğiniz Gönderiler
Çok Okunanlar
- Dünden Bugüne-
Gazze, Gırnatâ’nın Kaderini mi Paylaşacak?
- Eğitim-
Millî Eğitim Müdürlüğü ve Kars Günlerim
- Söyleşi-
Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödüllü Yazar Belkıs İbrahimhakkıoğlu ile Sohbet
- Şahsiyet-
Benim Dedem Dua Profesörü
- Şahsiyet-
Şerafeddin Gölcük’te Billurlaşan Ümmet Bilinci
- Genel-
Siirt: Ziyaretgâh Şehir
- Söyleşi-
Ercan Şen’le Başbaşa
- Din ve Hayat-
Gazze’deki Zulme Karşı Ne Yapalım?