Bizimle İletişime Geçin

Düşünce

Taksim’e Cami Bir İhtiyaçtı

Taksime cami meselesine ilişkin tartışmalara hangi cihetten bakarsanız bakın haklı ve anlamlı bir tarafını bulmak mümkün değildir. Mesele son derece yalındır ve tek kelime ile bu bölgede ihtiyaç hasıl olmuştur ve bunun için yapılmıştır.

EKLENDİ

:

Bir mekâna cami yapılması neden bu kadar önemli hale gelir? Düşünce aşamasında, karar verilirken, yapım sürecinde ve nihayet açılış gününde neden bu kadar gündem olur? Üstelik de birçok cami genellikle mimarisinden veya büyüklüğünden dolayı konuşulurken. Taksim camiinde bu özellikler önde değil arkadan gelmiştir. Yani sadece konumundan dolayı konuşulan, tartışılan ve gündem olan bir özelliği bulunmaktadır.

1986 yılından bu yana İstanbul benim mekânım olmuştur. Bununla da kendimi bahtiyar addederim. Fatih ve Üsküdar’da ikametim olmuş; Sultanahmet, Beşiktaş, Gülhane ve Beyoğlu’nda ise çalışma hayatım geçmiştir. 2008-2015 yıllarında Beyoğlu İstiklal Caddesinde idi ofisimiz. Dolayısıyla her gün Taksim’den geçerek işe giderdik. İstiklal caddesinin ise ayrı bir kültürel boyutu ve insan çeşitliliği vardır. Tabi ki kültürel zenginlik açısından.

Bilindiği üzere Taksim civarı nüfus yoğunluğu açısından çok zengin fakat ibadethane açısından oldukça fakir bir bölgedir. Özellikle cuma kılınacak cami sayısı hem çok azdır hem de var olanlar küçüktür. Özellikle havanın yağışlı olduğu vakitlerde -bilenler iyi bilir- cuma kılmak tabiri caiz değil ama tam bir işkenceye dönüşürdü.

Beyoğlu yani eski ismi ile Galata-Pera eski dönemlerde daha çok gayri müslim nüfusun bulunduğu, çalıştığı bir bölgedir. Bir anlamda Pera; XIX. yüzyıl başlarında yalnızca yabancı devletlerin büyükelçilikleriyle, diplomasi görevlilerinin ve onlara bağlı memurların mahallesidir. Avrupa’lı tüccarlar deniz ve limana yakınlığı sebebiyle Galata’da oturmayı tercih etmişlerdir. Halen konsoloslukların ekserisi bu bölgededir.

Tekrar konumuza dönecek olursak; bu bölgede cuma camisi anlamında gerçekten bir şiddetli ihtiyaç bulunmakta idi. Taksime cami meselesine ilişkin tartışmalara hangi cihetten bakarsanız bakın haklı ve anlamlı bir tarafını bulmak mümkün değildir. Mesele son derece yalındır ve tek kelime ile bu bölgede ihtiyaç hasıl olmuştur ve bunun için yapılmıştır.

Cami yapılmasını isteyenlerin ısrarı ve kararlılığı ise meseleye buradan bakmayıp istemezük’cüler üzerinden olmuştur. Aksi takdirde bu meselenin bu kadar uzatılacak bir durumunun olmaması gerekirdi. Konuya bölgeye fikri hâkimiyet açısından bakanlar, var olan ve çözülmesi gereken ihtiyaç durumunu maalesef bu noktaya getirmişlerdir. Tartışmalar da bunun üzerinden uzayıp gitmiştir.

Nihayetinde akıl ve sağduyu galip gelmiş ve özgün bir mimari ile yapım işi bitmiştir. Orta ölçekteki büyüklüğü ile hemen karşısındaki Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi ile nispet içinde bir yapı ortaya çıkmıştır. Hem mimarisi, hem tezyinatı ile çok yakından ve titizlikle ilgilenen hem de banisi olma şerefine eren Altan Elmas beyi tebrik ederiz. Şüphesiz ki asıl teşekkürümüz; Taksim’e cami yapma kararlılığını gösteren, inşaat aşamasında birçok kez gelerek çalışmaların titizlikle ve hızlı bir şekilde nihayete erdirilmesini sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’adır.

Bizce Taksim Meydanı bu yapı ile daha bir anlamlı ve güzel hale gelmiştir. Ama en önemlisi zaruri bir ihtiyacın karşılanması hususudur. Artık Taksimde cuma ibadeti daha rahat ve huşu içinde yapılacaktır. Umarız artık yanlış cihetten yapılan tartışmalar nihayete erer ve doğru yerden bakarız. Taksim meydanı; camiinden sonra yakın bir zamanda bitecek olan Atatürk Kültür Merkezi ile de sanatsal anlamda eksikliğini gidermiş olacaktır.

Hayırlı olsun…

Çok Okunanlar