Şair: Mehmet Kabakçı
ulaklar mektup taşır
mühürleri bozulmuş
tam unutmuştum ki
gökyüzünü gördüm
sonra açık bir çekmece
astarı yırtılmış bir yelek
ne kadar uzak bir dağ
ah şimdi sevmek
ulaklar mektup taşır
güllerle dolu
hiçbiri koklanmamış
bir otel odası yalnızlığı
yitirilmiş adresler
sarı bir ayrılık
dolaşıyor havada
bilmem hangi cemre düşen
suya, havaya, toprağa
bir türlü almadı seni aklım
ama ah yüreğim
ulaklar mektup taşır
kirletilmiş kelimeler
temize çekilmiş cümleler
saatleri geri almıyorduk artık
belki de bu yüzden şaşıyordu
tüm takvimlerimiz
ve bu yüzden eksik
ömürden sayılmayan günlerimiz
ulaklar mektup taşır
sahibini yitirmiş
yeterince vakti vardır
her zaman
bir kelebeğin
ve örümcek ağındaki sineğin
ulaklar mektup taşır
pulları sökülmüş
ah bu sonbahar
ve güz artığı yapraklar
hiçbiri sana varmayan
çıplak yollar
senin karanlığın sana
uzak da
yakından iyidir bazen
ulaklar ölür bir gün
mektuplar kendini taşır