Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Vefatının 85. Yılında Mehmed Âkif

Mehmed Âkif 20 Aralık 1873 İstanbul-Fatih doğumlu. 27 Aralık 1936’da İstanbul’da Hakk’ın rahmetine kavuştu. 2021, Mehmed Âkif Ersoy’un doğumunun 148. yılı, vefatınınsa 85. Yılıdır.

EKLENDİ

:

Mehmed Âkif 20 Aralık 1873 İstanbul-Fatih doğumlu. 27 Aralık 1936’da İstanbul’da Hakk’ın rahmetine kavuştu. 2021, Mehmed Âkif Ersoy’un doğumunun 148. yılı, vefatınınsa 85. Yılıdır.

Kimdir Mehmed Âkif Ersoy? Biyografik bilgiler herkesçe malumdur. Burada onun dünyasını ve kişilik özelliklerinden birkaçını sıralayalım:

Mehmed Âkif, her şeyden önce gönlü Allah ve Resulullah sevgisiyle atan Bir Müslüman’dır.

Mehmed Âkif, şiirleriyle milletimizi uyandıran usta bir şairdir.

Mehmed Âkif, ilme ve öğrenmeye tutkulu bir ilim yolcusudur.

Mehmed Âkif, 15 yaşındayken aile sorumluluğunu üstlenen bir gençtir.

Mehmed Âkif güreş, koşu, yüzücülük vb. spor dallarına düşkün bir sportmendir.

Mehmed Âkif, bir musikişinastır.

Mehmed Âkif, karşısındaki kim olursa olsun haksızlıklara tahammül edemeyen bir yiğittir.

Mehmed Âkif, iyi bir veterinerdir.

Mehmed Âkif, özü sözü bir, adam gibi adamdır.

Mehmed Âkif, ailesini ihmal etmek pahasına dünyalığa ve makamlara iltifat etmeyen bir toplum hizmetkârıdır.

Mehmed Âkif, Milletimize İstiklal Marşı’mızı armağan eden gönül dostudur.

Mehmed Âkif, süreli yayınlar çıkarıp şiir ve yazılarıyla insanlığı aydınlatan bir meşaledir.

Mehmed Âkif, bazen camilerde bazen caddelerde bazen savaş meydanlarında bazen daha değişik ortamlarda bulunup Hakk’ın sözcülüğünü üstlenmeye azmeden bir hatiptir.

Mehmed Âkif, verdiği sözü namus kabul eden ve o söz için tüm zorlukları üstlenen bir kişilik âbidesidir.

Mehmed Âkif, toplumun yanlışlarını ortaya koymaktan kaçınmayıp her türlü mücadeleyi veren bir eylemcidir.

Mehmed Âkif, Sırat-ı Müstakim ve Sebilü’r-Reşad gibi kültür hayatımızda önemli bir yer tutan iki derginin hem kurucusu hem de yayın yönetmenidir.

Mehmed Âkif, dostunu kolay kolay terk etmeyen, onlara gönülden bağlı bir vefakârdır.

Mehmed Âkif, din adına ortaya çıkan hurafelere meydan okuyan ve insanları hurafelerden uzaklaşmaları için uyarıcılık görevini üstlenen bir bilgedir.

Mehmed Âkif, kitaplarla dolu bir hayat yaşayan bir kitapsever ve okurdur.

Mehmed Âkif’e ilişkin söylenen bu sözlere birçok şey daha eklenebilir. Fakat burada sözü, Âkif’in özlü şiirlerine bırakmak onu anlatmak açısından daha uygun düşer:

Evlâdım Mehmed Ali’ye yâdigâr-i vedâdımdır.

 

a. Bana sor sevgili kâri’ sana ben söyleyeyim

Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım :

 

Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;

Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.

 

Şi’r için “göz yaşı” derler, onu bilmem, yalnız,

Aczimin giryesidir bence bütün âsârım !

 

Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;

Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım !

 

Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;

Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa. (I. Kitap, sf. 1)

 

b.Bir sahne demek âleme pek doğrudur elbet

Ancak görülen vak’aların hepsi hakikat (I. Kitap, sf. 19)

 

c. Îmandır o cevher ki ilâhî ne büyüktür

İmansız olan paslı yürek sînede yüktür (I. Kitap, sf. 21)

 

d. Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası

Dostunun yüz karası düşmanının maskarası (I. Kitap, sf. 71)

ç. Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne

Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne (II. Kitap, sf.166)

d. Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez (II. Kitap, sf.178)

e. Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak

Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak! (III. Kitap, sf.209)

f. Sahipsiz olan memleketin batması haktır

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır (III. Kitap, sf. 210)

g. Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim;

İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim

Şudur benim cihanda en beğendiğim meslek

Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek! (IV. Kitap, sf. 240)

h. “Muallimim” diyen olmak gerektir îmânlı

Edepli, sonra liyâkatli, sonra vicdanlı (IV. Kitap, sf. 281)

ı. Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır (V. Kitap, sf. 307)

i. Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz:

Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz

Düşer mi tek taşı sandın, harim-i nâmusun?

Meğerki harbe giren son nefer şehid olsun (V. Kitap, sf. 351)

j. Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla öveme

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem (VI. Kitap, sf. 400)

k. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber. (VI. Kitap, sf. 427)

l. Çünkü milletlerin ikbâli için evladım

Mârifet bir de fazîlet… iki kudret lazım (VI. Kitap, sf. 441)

m. Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol (VII. Kitap, sf. 466)

n. Hakkın bu veli kulları taş türbeye girmez;

Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler (VII. Kitap, sf. 485)

o. Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarihi”i “tekerrür” diye ta’rif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? (VII. Kitap, sf. 495)

ö “Ölen insan mıdır, ondan kalacak şey: eseri

Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri” (VII. Kitap, sf. 501)

 

Merhum Mehmed Âkif Ersoy’un ruhuna bu vesileyle birer Fatiha hediye edelim.

Çok Okunanlar