Din ve Hayat
Yakmak İçin Değil Aydınlatmak İçin Gelen Kitap: Kur’an-ı Kerim
EKLENDİ
-:
Yazar:
Mustafa Alıcı, Prof. Dr.İslam, hem yerelliği hem evrenselliği kucaklar ve insanın olduğu “her yerdedir”. Bu her yerde oluşu ile her sosyo kültürel kategoriyi kucaklayabilen onlar hakkında konuşabilme hakkına sahip olabilen yegane dindir. Yine Kur’an-ı Kerim’de öncelikle “insanlar” yani kendini insan hisseden herkes hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, ilahi hitaba muhataptır. Bu beşeri bir kucaklayıcılıktır. Yine Kura’n mantığında insanların başına sarılan tüm sorunlar sadece beşerden kaynaklanırken onlara verilecek çözümler ilahi olmaktadır. Bu bağlamda antropolojik açıdan, hiçbir etnik dışlamaya tabi tutmadan tüm insanlığı (Ademoğullarını) zincirleme bir süreçle kesintisiz olarak kucaklayan İslam, bütün insani vasıflara sahip çıkarak onların doğal/kendiliğinden oluşlarına vurgu yapar ve insani özelliklerin her boyutuyla yaygınlaşmasını daima destekler.
Kuran, öteki insanlar için “Müslüman olmayan (Gayr-ı Müslim)” gibi diğer insanları, ötekileştiren dışlayıcı ve yabancılaştırıcı kavramlar kullanmaz. Dahası Kur’an, diğer din mensuplarına pejoratif ve iğrenç lakaplar takmaz. Allah’ı inkar etmelerinden Hakkın üstünü örttüklerinden dolayı kafir derken diğer insanları kendilerinin kabul ettiği veya köklerinde bulunan temel kavramlarla çağırır.
Allah, tüm insanların ilahı olduğunu gösterecek şekilde hitap eder.
Zaten Kur’an çoğu kez anti-tetiktir; yani bir şeyi karşıtlığıyla mutlaka anlatır, gece -gündüz, ruh madde, açlık tokluk, Allah/sözde batıl ilahlar, doğu/batı, alim/cahil, Mümin/kafir gibi. Bu tür yaklaşım, insanlara aslında ayırımcı görüşler, yabancılaştırıcı fikirler değil tamamlayıcı ve bütüncül bakış açıları sağlamaktadır. Bütün gaye, ateşte yanmak veya kavrulmak değil; batılın o kül edici, yok edici, bir avuç toprağa dönüştürücü zihniyetinden tüm insanlığı kurtarmak; İnsan olarak Hakikat ile hayat bulmak, nurlanmak aydınlığa kavuşmak “İslam olmaktır” İslam’ı ve Kur’an-ı Kerim’i tek bir nefesle haykırmaktır.