ben de biliyorum
yanlış hikâyelerde olduğumu
ama gücüm yok
yeni hikâyeler yazmaya
şimdilik
günleri kutsuyorduk bir bir
sonra kutluyorduk
ben de biliyorum
yanlış hikâyelerde olduğumu
hani sen vardın birinde
cumartesi şiirleri yazmıyordum henüz
kirli de olsa ellerin vardı
ve bakmayı bilmediğin gözlerin
kuşlar uçardı göğümüzde
gök de maviydi hani
yani gitmemiştin henüz
şehrin sokaklarını tutuşturmamıştı
henüz gidişin
ben de biliyorum
yanlış hikâyelerde olduğumu
bilemezsin
neler taşıyorum terkimde
dua ediyoruz ölülere
diriler için
yasa dışı
tüm hüzünlerimiz
gülmeyi de bilmezdin sen
ama yine de
bir gülüşün etmiyor
bütün baharlar
ben de biliyorum
yanlış hikâyelerde olduğumu
kâğıdımız açık henüz
zaman var
kalemin yazdığı kadar
ve öğrendim
dikenli güllere dokunmamayı
öğrendim
azın çok, çoğun az olduğunu
suyun durgunken yandığını
ne kadar sert olsa da
taşın yastık olduğunu
yani acıtmadığını
öğrendim
bir sözün
ateşten çok yaktığını
dağların nasıl yıkıldığını
bir çınarın
içten içe çürüdüğünü
ve toprağın
tüm sevdiklerimizi sardığını
ben de biliyorum
yanlış hikâyelerde olduğumu
gelmesen de
yine de git sen
değil mi ki
düşman indik yeryüzüne