Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Yolcu

Tık tık kapı çaldı; herkes kapıya yöneldi. Beklenen yolcu bu olamazdı. Siz kimsiniz? Biz bir misafir bekliyorduk! Gelen, muhtaç görüntüsü ve tavrıyla içeri alınmadı. Sadece görünen haline bakıldı.

EKLENDİ

:

Yolcu yola çıktığında, ziyaretinin ay dünyanın etrafında döndüğü kadar süreceğini biliyordu. Tüm hazırlıkları tamamdı. Onun da bu dünyada yılda bir kez, bir görevi vardı. Bu yolculukta veri toplamakla görevli ve aynı zamanda evlerimize misafir kimliğiyle geliyordu. Öyle ise, başımızın üzerinde yeri vardı…

Geleceği günler öncesinden belliydi. Gelene rağbet o kadar fazlaydı ki davet davet üstüne, kime gideceğini şaşırdı. Nerden ve kimden başlayacağına kendisi karar verecekti.

Gelir gelmez işe koyuldu. Kendince bir plan yaptı. Onun için uzaklık yakınlık gibi bir derdi yoktu. Düşündü taşındı ve en yakınından başladı.

Tık tık kapı çaldı; herkes kapıya yöneldi. Beklenen yolcu bu olamazdı. Siz kimsiniz? Biz bir misafir bekliyorduk! Gelen, muhtaç görüntüsü ve tavrıyla içeri alınmadı. Sadece görünen haline bakıldı. Eline sıkıştırılan bir parça ekmekle oradan uzaklaştırıldı. Kapıdan dönen yolcu, ekmeği bir kenara bırakarak, arkasına bakmadan oradan ayrıldı.

Gece boyunca beklenen yolcu gelmedi. Sahi söz verdiği halde, neden gelmemişti? Ev halkı tarafından sürekli yorumlar ve konuşmalar ortamı gerdi. Herkes birbirini suçlar durumdaydı. Bu durum içinden çıkılmaz hâl aldı. Anlayan anladı, anlamayan hâlâ orada kalmaya devam etti. Fakat beklenen yolcu gelmiş, çoktan gitmişti bile…

Ertesi gün bir başka ev ziyaret edildi. Ev sahipleri kapıda yolcuyu güzel bir şekilde karşıladılar. Giderken de son derece güzel ağırladıklarından emindiler. Ev son derece gösterişli ve lüks görünüyordu. Sofrada hiçbir eksik yoktu. Ana yemeğinden salatasına, tatlısından tuzlusuna her şey tastamam. Fazlası var, eksiği yoktu. Yemek sonrası sofrada o kadar yemek kaldı ki kendilerinden sonra, bir gurup daha otursa doyardı. Ama öyle olmadı, kalanlar doğrudan çöpe atıldı. Ev sahibi hazırlık için o kadar çok yorulmuştu ki oturup konuşacak hal kalmamıştı. Yolcu gitmek için izin istedi. İkiletmeden müsaade sizin dediler…  

Görevlerini yapmış olduklarından, içleri rahatlamıştı. Fakat ikisi de çok yorgundular. Geleni uğurladılar ve yeniden gelmesi için söz aldılar, sözler verdiler. Şimdilik sırayı geçirmişlerdi ve üzerlerinden büyük bir yük kalkmıştı. Bu durumun verdiği rahatlık sonrasında gece boyu, konuştular da konuştular.

Sonraki gün, yolcu yaşlı bir çiftin evine misafir oldu. İkisi birden kapıda karşıladılar geleni. Hoş geldin safalar getirdin diyerek, en doğal halleriyle içeriye buyur ettiler. Sofrada çorba, salata, ekmek, su ve hurmaları vardı. Gelen giden olabilir diye fazladan bir çeşit yemekleri bile vardı. Yemek yenildi, çay kahve, karşılıklı sohbet, muhabbet derken, vaktin geçtiğini anlamadılar.

Ortam o kadar sıcaktı ki çoluk çocuğu sormadan edemedi. Ellerinizden öperler, oğlumuz da kızımız da var çok şükür. Hem de çifter çifter. Yolcu, onlar nerelerde diye soruverdi. Ev sahipleri ikisi birden, canları sağ olsunlar, iyiler, biraz uzakta evleri, işleri güçleri var; bize pek uğrayamazlar, dediler. Yolcu durumu anladı. Anne baba işte, özlemlerini gizleyerek, hem gelsin istiyorlar, görmek istiyorlar, hem de kıyamıyorlar diye düşündü.

Anlatmaya devam ettiler. Ev aldılar, araba aldılar, dünya borçları vardı. İkisi birden çalışıyor, ancak üstesinden geliyorlardı. Üçünden birer tane torunları bile vardı. Ne de çabuk büyüyorlardı. Torunlarının doğdukları günü hiç unutmuyorlardı. Bir geldiklerinde emekliyor yürüyor, bir de bakmışsın doğum günleri gelmiş. İki gün önce büyük torunun doğum günüymüş. Anlata anlata bitiremediler. Her birinin ayrı ayrı bankada hesap numaraları vardı. Her yıl hiç kaçırmadan, iyi ki doğdun dileklerini iletiyor olduklarını söylediler.    

Yolcu için son günlerdi. Ayrılma vakti gelmiş, geçiyordu. Ay dünyanın etrafında bir kere dönmesiyle bu özel vakit tamamlanmış, veda vakti gelmişti. Bazılarına haberli bazılarına hiç haber vermeden uğradı. Kimi gördü kimi görmedi. Kimi bildi kimi hiç bilmedi. Bazen gizli bazen aşikâr, yolcu gereğini yerine getirdi.  Çok fazla kişiyle hemhal oldu…

Yolcu birkaç gün önce konuk olduğu yaşlı çifte, söz verdiği gibi bayram sabahı onlara yine uğradı. Kahvaltı için çağrılmıştı ve bekleniyordu. Kapıyı çaldı açan olmadı. Merak etti ve komşularına sorma ihtiyacı hissetti. Komşuları akşamdan evlerinde olduklarını görmüştü. Başlarına bir şey mi gelmişti? Onların kapısı gün doğumuyla birlikte açık olurdu. Her zaman kapı pencere o saatlerde açılır, ayakta olanlara;sağlığın, rızkın ve bereketin dağıtıldığına inanırlardı. Böyle bir günde, bir yere gitmiş olamazlardı.

Acil bir durum olsa bize haber verirlerdi. Evin bir anahtarı komşudaydı. Kilitli kapıyı, çekinerek açıp içeri girdiler. İçeride gördüklerine inanamadılar. Bayram sabahı olan olmuştu.  Tatilde olan çocukları çağrıldı. Yolcu en anlamlı vedalaşmayı yaparak, son görevini yerine getirdi.      

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar