Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

YÜZSÜZ KELİMELER, YALANCI SAYILAR

“Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz
Bu matematik bizi kandırıyor hocam
Elde var sorular, gözyaşları, boş umutlar
Hesaplar tutmaz, tutmaz hocam.”

EKLENDİ

:

Duydun mu Çağlar’ın sıkıntıları varmış? İşten çıkartacaklarmış.

Yo, duymadım ama kesin patronu haklıdır. Tembelin teki.

Şu gelen o sanki!

Evet, ta kendisi. Hiç de sevmem, durup dururken nereden çıktı şimdi!

Nereden olacak, adını andık, geldi. İstemediğin ot burnunun dibinde bitermiş.

Sus, sus duyacak.

Ooo! Çağlar hangi rüzgâr attı seni? Biz de tam senden bahsediyorduk. İyi insan lafının üzerine gelirmiş.

Seçtiğimiz harflerden istediğimiz kelimeleri oluşturup kendi kurduğumuz cümlelerle bir olayı iyi ya da kötü diye nitelendirebiliyoruz. Aynı duruma, farklı zamanlarda işimize geldiği gibi ayrı ayrı etiketler yapıştırıyoruz. Canımız nasıl isterse, çıkarımız neyse ona göre durumu eğip büküyoruz. Nasıl olsa harfler bizim hizmetimizde. Onlara istediğimiz yargıyı oluşturacak bakış açısıyla şöyle bir bakıyoruz, hemen hizaya giriyorlar. İşte böyle böyle kelimelere inancımızı kaybettik. Konuşmalarımız etkisini yitirdi, cümlelerimiz karşımızdakini ikna edemez oldu. Biz yine de kendimize güvenden taviz vermedik. Emin emin baktık muhatabımızın gözlerine, kelimelerim seni ikna etmeyebilir ama sen bakışlarıma inanabilirsin dercesine.

Ah kelimeler! Neden böylesiniz? Ey şairler yoksa siz de mi yalan söylediniz? Sayılar peki! Onlar ne halde? Rakamlarınsonsuz kombinasyonları olan sayıların işaret ettikleriyle gerçekler arasındaki bağ kuvvetli mi? Ya da soruyu şöyle değiştirelim: Matematik gerçek midir yoksa gerçeği açıklayan bir dil midir? Pekâlâ gerçeği olduğu gibi resmetmek mümkün mü? Varoluşundan beri insanların tartıştığı konulardan biri de bu olduğuna göre henüz resmedebilen yok demektir.

Matematik gerçek midir?” sorusunu realizm ve nominalizm gibi birbirine karşıt iki akım da iyice irdelemiş. Matematiksel nesnelerin varlığının zihinden, zamandan ve mekândan bağımsız olduğunu düşünen Matematiksel Platonculuk “Matematik vardır, gerçektir” inanışına sahiptir. Matematiğin evreni açıklarken mükemmel bir yapı ortaya koyduğunu söyleyenler ile matematiğin son derece düzenli, sistemli ve anlaşılır bir şekilde açıklama yaptığını düşünenler birer Matematiksel Platoncu’dur aslında. Onların karşısındaysamatematiği insan icadı olarak tanımlayan ve onun sadece evreni açıklamada kullanılan bir dil olduğunu savunanlar vardır. Şöyle derler: Ne tanımlar ne kavramlar ne de sözcükler vardır hatta diller de gerçek değildir, nesnel bir varlığı yoktur.

Peki kim haklı? Bu sorunun muhatabı, savunucuları çok ama bir cevabı yok.Gerçeklik kelimesinin yanına matematikkelimesi çok yakıştırılıyor, bunda herkes hemfikir sanırım.Bilim felsefesi “Matematik gerçek midir?” sorusuna cevap arayadursun biz ilk sorumuza geri dönelim: Matematik, gerçeği olduğu gibi katışıksız, doğru ve anlamlı olacak şekilde açıklayabilir mi? Olması gerektiği gibi değil, olduğu gibi.Avusturyalı matematikçi Kurt Gödel (1906-1978) matematiğin mantıksal olarak tutarlı olduğunu kanıtlamanın mümkün olmadığını söylemiş. Sadece söylemekle kalmamış bu sözünü kanıtlamış. O halde kendi tutarlılığını kanıtlayamayan matematik hepimizin gerçeklerini nasıl kanıtlayabilir?

FD de aynı fikirde gibi:

“Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz
Bu matematik bizi kandırıyor hocam
Elde var sorular, gözyaşları, boş umutlar
Hesaplar tutmaz, tutmaz hocam.

Tam bu noktada “istatistik” diyelim ve üzerine düşünelim biraz. Araştırmaların sahne elbisesidir istatistik. Boyanır, pullanır, süslenir çıkar seyircisinin karşısına. Çalışmaların birçoğu bilimsel yöntemle yapılsa da zaman zaman ticari hedeflere giden yolların kilit taşlarını oluşturmak gibi bir misyona da hizmet ettiği olur. Bu da onu, herkesi memnun etmeye çalışan bir zavallı hüviyetine büründürür. Herkesi memnun etme çabası, çıkar çatışmalarının ortasında tıpkı koca makinelerin dişlileri arasında sıkışan, ezilen, büzülen imalat hatası ürün gibi memnuniyetsizlikle sonuçlanır. İmkânsızı isteyenlerin göze alması gereken muhtemel sonuç da budur zaten. Bir diğer sonuçsa oyuncunun performansından hem seyircinin hem de yönetmenin memnun kalmamasıdır, çünkü ortada bir güvensizlik sorunu vardır. Her ne kadar sayılardan çok güzel kostümler biçilmişse de bir şekilde eğreti durmuş, yakışmamıştır. Hele bazı kostümler iyice abartılarak seyircinin gözüne sokulmaya çalışılmıştır ama nafile, bilen bilir:“İstatistik, yalan söyleme sanatıdır.

İnanmak ve inandırmak deyince insana, şirketlere, devletlere hizmet etmek için koşa koşa gelen istatistik, belirli bir amaç için veri toplar, o verileri analiz eder, tablo ve grafiklerle sonuçları özetleyerek yorumlar. Örnekleminin sonuçlarını evrene genellemeden ve geleceğe yönelik tahmin yapmadan duramaz. Bu sebeple hisse senetlerinin analizinden siyasi partilerin seçime yönelik kamuoyu yoklamalarına kadar birçok alanda karşımıza çıkar. Fizik ve doğa bilimleri ile sosyal bilimler alanında karşılaştığımızda gözümüze masumane görünen istatistik, özellikle iş dünyası ve siyasette karşımıza çıktığında şüpheli bakışları üzerine çekiyor. Darrel Huff“İstatistik ile Nasıl Yalan Söylenir” adlı kitabına “Romancı olup da ne yapacaksın? İstatistikçi ol, hayal gücünü daha çok kullanırsın diyerek başlamıştır. Kitabında alanın hatırı sayılır istatistikçilerinden derlediği gerçek örnekleri çeşitli başlıklar altında sunmuş okuyucusuna. Saptırımlı örneklemler, doğru seçilmemiş ortalama çeşitleri, kaybolan küçük sayılar, hokus pokus grafikler vb. başlıkların yanında “İstatistikbazlık” adında bir bölüm mevcut. Burada, insanları istatistik malzemeler kullanarak dolandırmaya çalışan kişileri birer istatistikbaz olarak nitelendirmiştir. İstatistik, istatistikbazlarınelinde hileyle gerçeği olduğundan farklı gösterebilir.

Matematik gerçek midir, yoksa gerçeği açıklayan dil midir? Bu konuyu tartışmaya devam edelim ama kelimelere de sayılara da yalan söylettiğimizi itiraf edelim hadi!

Son soru: O halde suçlu olan sadece biz miyiz yoksa yüzsüz kelimeler ve yalancı sayılar da suçlu mu?

​​​​​​​​​​  

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar