1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Zıtlıkların Birliği: Şahmeran Metaforu

Zıtlıkların Birliği: Şahmeran Metaforu
0

Şahmeran efsanesini bilirsiniz. Yılanların şahı Bilge Şahmeran… Bilmeyenler de dijital ortamdan birkaç dokunuşla ulaşabilir. Bizim söyleyeceklerimiz bilenler için.

Şahmeran neyin nesidir? Bu insan başlı, yılan bedenli yaratıkla ilgili hikâye, mecazlarla bize ne anlatmaya çalışır?

Yılanlı bir mağaraya girip ölenlerin aksine oraya girip sağ salim çıkan bir adamın uydurduğu ve dilden dile aktarma/eklenme sonucu dallanıp budaklanmış bir macera da olabilir. Fakat yoruma açık ve ilham verici bir hikâye…

Şahmeran bana göre hayatı oluşturan zıtlıkların aynı yerde vücut bulmuş hâlidir. Bu zıtlıklar bir denge ve uyum içinde bir araya gelir. Hangi zıtlıklar?

Bir tarafı ŞİFA, bir tarafı ZEHİRDİR Şahmeran’ın. Öyleyse zehir sanılan şey şifa olabilir ve her zehrin panzehiri vardır.

Duymuşsunuzdur. Lokman Hekim, ölümsüzlüğü keşfettiği formülünü köprüden düşürür. Bu otları, bir yılan yer. Bence bunun tersi de mümkün. Yılan topladığı otları Lokman Hekim’e verir ve ilk doktor böylece otlardan ilk ilacı yapar. Yılanlı sembol, bugün tüm dünyada sağlık bilimlerini temsil eder.

Şahmeran’ın bir tarafı tebaasına karşı GÜÇLÜ sultan, bir tarafı dostu karşısında duygusal ve belki de KIRILGANdır.

Bir tarafı KUYUdur: Çünkü kapanma ve gizlilik istemiştir. Bir tarafı MERDİVENdir: Çünkü ölümünün onun elinden olacağını bildiği hâlde dostunun özgürlüğünü vermiş, yükselişini ve kazanmasını sağlamıştır. Demek ki KÖTÜ görünenin içinde İYİ vardır. Aynı anda birçok insanı kurtaracak kadar zeki ve planlıdır, bencillikten uzaktır. Onu zor duruma düşüren insandan daha iyidir.

ÇİRKİN görünenin içinde GÜZEL vardır. Yılan, insanların nezdinde çirkindir ama insan, güzel ve çirkin tanımını nesnel biçimde yapamaz. Bir yılan, niçin çirkin olsun? Yılana göre insan denen varlık çok çirkindir. Bacak, kol denen garip uzantıları vardır mesela.

Bu yılan ön yargıların ötesinde olağanüstü bir biçime sahiptir. Gözleri derin ve anlamlıdır. Rengârenk pullarla kaplıdır. KARANLIKta korkutucu bir hayat sürer bize göre. Ama kalbi AYDINLIKtır. O kadar ki karanlıkta da görür. “Peki aydınlıkta sen ne kadar görebiliyorsun insanoğlu?” diye sorabilir bize.

ÖLÜM DOĞUMU getirir öyküde. Karanlıktan güneş doğar. Düşmandan dost olur. Bir taraf için ışık sönerken diğer taraf için aydınlanma olur.

Birinin saf gerçekliğinin başkasının yargıladığı şey olduğunu görürüz. Çünkü yılan bize söylendiği gibi değildir. Hayır, yılan hakkında bize YALAN söylenmiştir. Anlarız ki dilde söylenen, yaşanandan farklıdır. DOĞRUSU şu ki efsanede insanoğlu sözünü tutamamıştır.

“Peki, bu durumda yılandan mı daha çok korkmalıyız yalandan mı?” diye sorsak “Yalandan tabii ki” diyen insan, yalan söylemiştir. En azından yılan karşısındayken yalan söylediğine şahit oluruz.

Yılan mıdır, insan mıdır Şahmeran. İkisi birden mi? Sondan başa mı baştan sona mı bakarız ona. Yoksa bu bir döngü müdür? Hepimizin içinde bulunduğu döngü gibi… ACIKIP DOYMA durumuyla insan bir döngüye girmemiş midir? Yeme içme derdi olmasa ve bu durum süreklilik arz etmese kim çalışmak derdine düşer? Kim “Ben bugünün ağır kayasını bugün çıkarmayacağım tepeye” diyebilir? Kalkacaktır, yemek içmek ve günü tamamlamak için döngünün içine girecektir. Kim döngüyü kırmak için uyumayı terk edebilir? UYUNACAK ve UYANILACAKtır.

Yarın GÜNün doğmayacağını bilsek GECEye tahammül edebilir miyiz? Döngü ve zıtlıkların birbiri ardı sıra gelmesi hayatımız olmuştur. Bir yerlerde MEZARLAR kazılırken bir yerlerde BEŞİKLER hazırlanır. DÜĞÜNLERDE süsler içinde oynayan insan, bir süre sonra MORGDAKİ paslı çekmecede herhangi bir numaradan ibarettir.

Şahmeran bize “Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.” çağrısı yapıyor.

Tabii bu hikâye yılanlı mağaraya girip ölenlerin aksine oradan sağ salim çıkan bir adamın uydurduğu bir macera da olabilir.

Ayla Abak, 1966 doğumlu, İstanbullu. 1988’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Muğla, İstanbul ve Ankara’da öğretmenlik yaptı. Hâlen Ankara Şehit Ömer Halisdemir Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğretmenliğe devam etmektedir. Ayla Abak’ın İkindi Yazıları, Raillife, Diyanet Çocuk, Diyanet Avrupa, Birdirbir, Seyyide, Türk Dili ve Hece dergisi başta olmak üzere çeşitli dergilerde şiir, masal, hikâye ve denemeleri yayınlandı. Eserleri: Tüm Ortaokullar ve Liseler için Dilbilgisi - Hazar Yayınları Örnekleriyle Kompozisyon Bilgileri - Hazar Yayınları Doğrucu Davut (Masal) - Salıncak Yayınları Kardan Adam Camdan Baktı ( Hikâye) - Salıncak Yayınları Çevre Bilinci (Deneme) - Diyanet İşleri Başkanlığı Sonsuzluk Yurdu: Ahiret (Deneme) - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Martıları Evcilleştiren Şairler: Şeyh Yahya Efendi, Şeyhülislam Yahya Efendi (Roman)- Diyanet Vakfı Yayınları Samanyolundaki İslam Atlısı: Mevlana ( Roman )- Diyanet Vakfı Yayınları Ya Ben İstanbul’u Alırım Ya İstanbul Beni ( Roman)- Timaş Yayınları Aşkı Söylemek/Galib’in Hüneri (Roman)- Timaş Yayınları

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir