1. Anasayfa
  2. Şahsiyet

Kısacık Ömrüne Çok Şey Sığdıran Adam Ali Kaya

Kısacık Ömrüne Çok Şey Sığdıran Adam Ali Kaya
0

Fakülteye başladığım 1993 yılında tanıdığım ve bir daha da kopamadığım, benim ve herkesin Ali Ağabeyi. Öğrencileri bile “Hocam” derdi ama aslında onu ağabey görür ve ondan ağabey muamelesi görürlerdi.

Ali Kaya Hoca, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin üçüncü kuşağının mümtaz şahsiyetlerinden biriydi. Zaten mümtaz olması şahsiyetinde saklıydı. Herkesin derdine koşar, derdini kendi derdi bilir ve adeta derdin peşinden sürüklenirdi… İşte bu onun farkıydı ve mümtaz konuma yerleştiren özelliğiydi.

Kapısını çalanların çoğunun dertliler olması o yüzdendi.

Meslektaşı gelir, öğrencisi gelir, dağlısı gelir, ovalısı gelir, memuru gelir, işçisi gelir… Kapısı dertle açılır, çözümle kapanırdı. Derdi hallolmayan bile hoşnut kalırdı. Bilirdi ki elinden geleni fazlasıyla yaptı ama yetmedi. Fakat halletmekten daha büyük bir şey yapardı: Derdini dinler, dert edinir, bütün imkanlarını seferber eder, gelenin işi çözmese de gönlü hoş, içi rahat ve huzur içinde ayrılırdı.

Başlıkta dedik ya: Kısa ömrüne çok şey sığdırdı.

İçine doğduğu Gelemiç köyü, aşığı olduğu Uludağ, memleketi Bursa, mensup olduğu fakültesi için çok şeyler yaptı, hepsini de işte o kısacık ömrüne sığdırdı. Köylüsü, dağlısı, Bursalısı, fakülteden hocası, öğrencisi ona koştu. Kimi onu Uludağ bilip eteğine sığındı, kimisi Bursa çınarı deyip duldasına girdi, kimisi kestane ağacı deyip yemişlerine yöneldi. Ama herkes aradığını buldu. O yüzden onu bulan ve değerini bilen bir daha ondan kopamadı, yanından ayrılsa kalbinde taşıdı, uğramadan geçmedi, selamını esirgemedi.

Herkese dokundu, o sebepten ölümü herkese dokundu.

Herkesler koştu geldi, hüsn-i şehadette bulunmak için hem namazına hem mezarına…

Vâkıf adamdı, vakfa kendini adayan adamdı. Kah Ensar Vakfında, kah Kur’an Araştırmaları Vakfında kah İlahiyat Vakfında…

Dağlılarına hizmet etti: DAĞDER’de hizmet erliğinde bulundu, başkanlığını yaptı, ayrıldı ama onursal başkan olarak her daim anıldı. Onun için hizmette sınır yoktu. Bursa Dağ Yöresine hizmet için bir vakıf düşündü ve DEKAV’ı kurdu. Yıllarca hizmet etti, başkanı olarak vefat etti.

Bulunduğu konumu, oturduğu koltuğu ve aldığı unvanı değişse de bir özelliği hiç değişmedi: Dağına, yöresine, ilçesine, köyüne… Hasılı herkese hizmet eri olmak.

Uludağ’a hizmet etti: Keles, Orhaneli, Büyük Orhan, Harmancık ilçelerinden olup da Ali Kaya ismini duymayan yoktur. Onların onurlu başkanı, hizmet adamı, dağın beyi, beyfendisi, her şeyi…

En çok da öğrencilerine hizmet etti: Odasında, sınıfında, koridorda, bahçede, hatta Uludağ’daki bahçesinde…

Öğrenciye hizmet pergelinin sabit ucu fakültedeydi, hareketli ucu ise Balkanlar, Afrika, Asya, Avrupa hatta ta Uzak Doğudaydı. Onların da dert ağabeyi, dert babası, hasılı dert ortağıydı. Fakülteye gelen yetmiş iki milletten, bölgeden, ülkeden gençlerle halleşti, haberleşti, hemhâl oldu. Cenazesinde her dilden, her milletten insan olması bundandı.

Farkını akademik çalışmalarında da gösterdi. toplum adamı kimliği ve sivil toplum önderliği eserlerine yansıdı. İslam Hukukunda Sebepsiz Zenginleşme’yi dert edindi ve yazdı. Hukuken hak etmeyi ve haklı olmayı dert edindi İslam Hukukunda İstihkak eserini kaleme aldı. Her dönemin güncel konusu olmuş zühr-i âhir namazını dert edindi, Nuh b. Mustafa Konevi’nin Zühr-i Âhir Namazı kitabını neşretti. Güncel Fıkhî Konular adında yazdığı eserde ise hemen herkesin kafasına takılan fıkhî meselelere, sorunlara ve sorulara cevap aradı. Bunların yanı sıra makale, bildiri ve düşünce yazıları da oldu.

Kimdi Ali Kaya?

Bursa ili Keles İlçesi Gelemiç köyünde 1957’de dünyaya gözleri açan yağız bir Türkmen eri.

İlkokulu köyünde okudu, bir yıl Kur’an kursuna devam etti. 1969 yılında başladığı imam-hatip lisesi eğitimini 1977 yılında tamamladı. Kısa bir imam-hatiplik tecrübesi oldu. 1977’de başladığı Bursa Yüksek İslam Enstitüsünden 1981 yılında mezun oldu. Yolu orta Anadolu’ya düştü. Nevşehir Kozaklı ilçesinde bir yıllık öğretmenlik vazifesinde bulundu. Yıl 1982 Bursa’ya tekrar döndü, ilahiyat fakültesine araştırma görevlisi olarak atandı. Enstitü olarak okuduğu okulu fakülteye dönüşmüş ve yeni bir kimlik kazanmıştı. 1982’den 2025 yılına kadar fakültesinin hemen her kademesinde görev yaptı: Araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesör. İdarî görevlerde de bulundu: İlahiyat meslek yüksek okulu müdür yardımcılığı, anabilim dalı başkanlığı ve en son olarak fakülte dekanlığı.

Dekanlığının bitimiyle birlikte yaş haddinden emekliliğe ayrıldı. Üç yıl dekanlık görevi süresinde otuz yıllık iş başardı.

Fakültenin kuruluşunun 50. yıl dönümünde, takvim 1 Aralık 2025’i gösterirken hocalarına, dostlarına, arkadaşlarına, öğrencilerine veda etti. Uludağ’a, Bursa’ya, Gelemiç’e veda etti. Belki cismen ayrıldı ama ismen değil. O, eserleriyle, eylemleriyle, bıraktığı iziyle, tutarlı çizgisiyle, ahlakı, şahsiyeti, şanı ve şöhretiyle içimizde, gönlümüzde, gözümüzde olacak. Unutulmazlar arasında yerini alacak…

Rabbim onu mağfireti ve rahmetiyle yarlığasın; mekânı cennet olsun, komşuları bizler kılsın, Rahmet Nebisi’nin Kevseri civarında hepimizi buluştursun. Âmîn!

Mustafa Kara Hocamız da gönlünden diline dökülen kelimelerle vefatına şöyle bir tarih düştü:

“Fakîh Ali Bey

Dekan Ali Bey

Çıktı bir Yâ Hû

“MAĞFÛR ALİ BEY” 1447 (21 Cemaziyelahir 1447)

23 Cemaziyelevvel 1447 / 3 Aralık 2025

 

1964 yılında Sivas merkez Kartalca köyünde dünyaya geldi. Kayseri İmam-Hatip Lisesini 1984, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini 1989 yılında bitirdi. Aynı Üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1991’de yüksek lisansını, 1997’de doktorasını tamamladı. 1992-1993 yıllarında alanı ile ilgili araştırma yapmak için 8 ay Şam’da bulundu. Türkmenistan Devlet Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 1999-2000 öğretim yılında ders verdi. 1999’da Yardımcı Doçent, 2004’te Doçent ve 2010 yılında Profesör unvanını aldı. 2012-2015 yılları arasında Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı. 2015 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine atandı. Hâlen bu görevini ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalında öğretim üyeliği görevini birlikte yürütmektedir. Çalışmalarını İslam düşüncesinde Allah ve âlem tasavvuru, kelam atomculuğu, kelam-tasavvuf-felsefe ilişkisi, kelam okullarının oluşum ve gelişim süreçleri konularından sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir