1. Anasayfa
  2. Düşünce

Yapay Zeka Çağının “Bilgili Cahil” İnsanı: Ademoğlunun Gerçek Hesap Günü

Yapay Zeka Çağının “Bilgili Cahil” İnsanı: Ademoğlunun Gerçek Hesap Günü
0
  1. Ademoğlu artık “öğrenmeden öğrenmekte”; bilmediği şeyler hakkında kolayca ve zorlanmadan, yaş kuru her şeye hızlı erişim sağlamaktadır.
  2. Meraklı bir varlık olarak insan, ünsiyet kurduğu meseleler hakkında “okumadan” ve “öğrenmeden” okur ve öğrenir hale gelmiştir.
  3. Nisyan (unutkanlık) içinde olan insan, artık sindirmeden, içselleştirmeden, hücrelerinde yakmadan; sadece uzaklaşarak ve eleştirerek bilgiyle yüzleşmektedir. Adeta “çiğ atmaktadır.”
  4. Derin irfandan yoksunlaşan insan, artık kendisine her cevabı verdiğini iddia eden bir yardımcıya, bir karine dostuna, yani öz kişisel bir yapay zekaya sahiptir.
  5. Yapay zeka sayesinde insan, her şeyden anlık, ani ve yüzeysel olarak haberdar bir varlığa dönüşmüştür.
  6. Artık insan, bilgisi olmadığı konular hakkında dahi doktora düzeyinde tezler yazabilecek, hatta ödüllü kitaplar kaleme alabilecek seviyededir.
  7. Âlimi, hâkimi ve ârifi olmadığı şeyler hakkında bile en üst düzeyde bilgiye ulaşabilmektedir.
  8. Değişebilen, derinleşebilen ve farklılaşan çok boyutlu bilgilerin “yapay” sahibidir artık Ademoğlu.
  9. Bizler, ehlinden, uzmanından, hocasından veya doğrudan eserlerinden istifade edebilen, okuyabilen, okuduğunu yaşayabilen, öğrendiklerini anlatabilen ve etkilerini gözlemleyebilen son nesiliz.
  10. Böylece biz, kapağı açılmadan, önemli satırları çizilmeden, sayfaları pörsümeden, özel yerleri katlanmayan kitapların, yani mechûr (terk edilmiş) kitapların sahipleriyiz. Biz, son Kitap Ehliyiz.
  11. Aslında Ademoğlu, artık önüne kendi kitabının konulacağı, kendisine “Oku kitabını!” denileceği bir güne doğru hızla ilerlemektedir. Bu kitapta yaş ve kuru her şeyin yazdığı, hakikatin ortaya çıktığı, dillerin değil organların konuştuğu, pişmanlığın yüzüne vurduğu, hesabın anlık, eleştirel, tam ve toptan görüleceği bir gün…

İşte insan, Hak, Din ve Hesap kelimelerinin anlamının buluştuğu o zamanın ve mekânın içine sığdırıldığı o Gerçek Gün’e doğru gitmektedir.

Mustafa Alıcı, 1969 yılında Erzincan'da doğdu. 1988 yılında Erzincan İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenciliği sırasında hafız oldu. 1993 yılında İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1996 yılında Marmara üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Dinler Tarihi anabilim dalında doktoraya başladı. Ocak 1996- Aralık 1996 tarihleri arasında bir yıl süreyle İtalya, Perugia'da Yabancılar İçin İtalyanca Üniversitesi'nde ileri düzey İtalyanca dil eğitimi aldı. 1996- 1998 yılları arasında İtalya, Roma’da doktora teziyle ilgili araştırmalarda bulundu. 1998 yılında 3 ay İngiltere'de, Bristol, Birmigham ve Londra'da doktora teziyle ilgili araştırmalar yaptı. 1995- 2010 yılları arasında Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Dinler Tarihi öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2011-2012 yılları arasında Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı olarak hizmet etti.2012 yılının yazında üç ay süreyle YÖK bursu ile İtalya’da akademik çalışmalarını sürdürdü. 2013 yılında Profesör olan ve2014 yılında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak atanan Alıcı, 25 Kasım 2017 tarihinde aynı fakültenin dekanlığına asaleten atanan Alıcı, 24 Nisan 2019 tarihine kadar bu görevi sürdürdü. Alıcı, Evli ve üç çocuk babası olup Arapça, İngilizce, İtalyanca ve Latince bilmektedir. Alıcı halen dinlerarası ve kültürlerarası ilişkiler, İslam irfanı, monoteizm, postmodern din bilimleri konularında çalışmalarını sürdürmektedir. Bazı çalışmaları şunlardır; 1. Dinler Tarihinin Batılı Öncüleri”(2008, 2011) 2. Evrimci Politeizm Devrimci Monoteizm (2014) 3. Din Bilimlerinde Klasik ve Çağdaş Metodolojik Yaklaşımlar (2017) 4. Postmodern Din Biliminin Batılı Öncüleri (Yayımlanmak Üzere)

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir