Sanki yokmuş
Belki bir masal ağırlığında varmış gibi lapa lapa indi,
Şefkatle örttü fırının önünde çekişen canı,
Düzdeki çukuru, engeli, varlıktaki açığı,
Örttü bir bir narin bel kemiklerini açlığın
Çukurda bir çocuğun
İzleri
Yanmış parmak kemikleri açıkta kaldı
Şeker de yiyecek bir çocuğun
Askılı pantolon da giyecek bir çocuğun
Yaktîn ağacının dibinde
Askıda mavi nazar boncuğun
Aah ismi İsmail olsa
Asâ
Sûr
Daha çocuk bir çocuğun
Ana rahminde kalsa
Bari anadan ayrılmadan göçüp gidecek
Bir çocuğun
İzleri
Yanmış parmakları
Açıkta kaldı
Çağırdım toprağa, eylen, örtelim diye,
Rüzgâr müsait, bir varmış mesafesi ayakta,
Bir yekindi, ardına bile bakmadan,
Ardında ölü çocuk kemikleri, ölü un torbaları sıra sıra
Bir yokmuş
Göz ilmez kara tuğlu salgın gibi düştü yollara