Sevgili Okurlar,
Kıymetli Dostlar,
Kur’an’ı anlamak için Arapça öğrenme yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz? Kutsal kitabımızın Türkçe mealleri ve tefsirleri olsa da okumuş, aydın entelektüel düzeyde bir Müslümanın onu asli dilinden okuyup anlamak esas olmalı değil midir sizce? Tabii ki Kur’an’ı hakkıyla anlamak, onun derin ve etkileyici çağrısını bihakkın idrak etmek için Arapça öğrenmek temel olmalıdır. Bu yazıda sizlere Kur’an’ı anlama yolcuğuna çıkarmak ve bu yolculukta Arapça öğrenmek konusunda karınca kaderince sizlere rehberlik etmek istiyorum.
Bir adam sabahleyin, bahçesindeki gül fidanlarını sularken şöyle düşünür: “Bu güller açtığında onların kokusunu duyabilmek için yaklaşmam gerekecek. Uzaktan sadece renklerini görebilirim ama o eşsiz kokuyu alabilmek için yanlarına gitmem, onlara dokunmam gerekir.”
İşte Kur’an-ı Kerim ile ilişkimiz de buna çok benziyor. Onu uzaktan görebilir, varlığıyla huzur bulabilir, ama gerçek anlamını, kokusunu alabilmek için ona daha da yaklaşmamız, dilini öğrenmemiz gerekiyor.
İlk Karşılaşmam: Anlayamadığım Kelamla Tanışmam
Çocukluğumda, dedemin, babaannemin Kur’an okurken döktüğü gözyaşlarını hatırlıyorum. O zamanlar merak ederdim: “Dede, neden ağlıyorsun?” diye sorduğumda “Evladım, Allah’ın kelamını okuyorum, Onunla konuşuyorum” derdi. Aslında onlar da Arapça bilmezlerdi ama duygusal, manevi bağlarının gücü onlara bu hissiyatı verirdi. Dedem okumayı bilirdi ama anlamazdı, ben ise sadece Arapça harfleri görür, ahenkli sesini duyardım. Onları ne okuyabilir ne de anlayabilirdim. Ayetlerdeki kelimelerin, cümlelerin arkasındaki derin anlamlar, benim için erişilmez bir hazine gibiydi o yıllarda.
Yıllar yıllar sonra Ankara İlahiyat Fakültesinde okurken hocamın söylediği şu söz beni derinden etkiledi ve çok şiddetle sarstı: “Kur’an’ı anlamadan okumak, sevgilinin mektubunu sadece zarfına bakarak okşamak gibidir.” Bu söz, beni Arapça öğrenmeye iten ilk kıvılcım oldu. Hemen işe başlamak gerektiğini anladım. Derslerde okuduğum Arapça yeterli değildi, bununla yetinemezdim.
Neden Sadece Meal Yeterli Değil?
Kur’an meali okumak, oradan ilahi mesajı kavramak elbette ki çok mühim. Bunun değerini küçümsemek asla mümkün değil. Ancak her tercüme, bir anlamda yorum sayılır ve orijinal metnin tüm zenginliğini yansıtması mümkün olamayabilir. Örneğin: Yunus Emre’nin “Bana seni gerek seni” dizesini İngilizceye “I need you, I need you” diye çevirdiğimizde o mistik derinlik ve şiirsel ahenk nereye gider?
Kur’an’daki kelimeler sadece anlamlarıyla değil, ses değerleriyle, kökleriyle, çağrışımlarıyla ve tarihsel bağlamlarıyla bir bütündür. Örneğin, “Rahman” ve “Rahim” kelimeleri. Her iki kavram da “merhamet” kavramıyla ilişkilidir ama biri Allah’ın tüm yaratılmışlara yönelik genel merhametini, diğeri ise özellikle müminlere yönelik özel şefkatini ifade eder. İşte bu nüanslar, tercümelerde çoğu zaman kaybolabilir.
Arapçanın Zengin Dünyası
Arapça sadece bir iletişim aracı değil, âdeta bir sanat eseridir. Bir kelimenin onlarca anlamı olabilir ve bu anlamlar, bağlama göre muhteşem bir uyum içinde dans eder. Arapçada “kalp” anlamına gelen “kalb” kelimesi, aynı zamanda “değiştirmek, dönüştürmek” fiilinden gelir. Düşünün, kalbimiz sadece kan pompalayan bir organ değil, ruhumuzu dönüştüren manevi bir merkezdir. “Kalpazan, maklup ve benzeri K-L-B kökünden türetilen pek çok kelime çok farklı anlamlar taşımaktadır. Bu tür dilbilimsel incelikler, Kur’an’ı anlamamızda derin kapılar açar. “İhdinâ’s-sırâtâl mustakîm” (Bizi doğru yola ilet) ayetindeki H-D-Y kökünden türetilen “hidayet” kavramı, sadece yol göstermek değil, sürekli rehberlik etmek, eşlik etmek anlamlarını da içerir. Bu, Allah’ın bizi yalnız bırakmadığını, yaşam yolculuğumuzda sürekli yanımızda olduğunu hissettiren bir nüanstır.
67’lik Ali Amca’nın Dönüşümü
Size 67 yaşındaki Ali amcadan bahsetmek istiyorum. Emekli olduktan sonra “Artık zamanım var, Kur’an’ı anlamak istiyorum” diyerek Arapça kursuna yazıldı. İlk başta çevresindekiler “Bu yaştan sonra dil mi öğrenilir?” diye gülümsediler. Ali amca, sabırla ve kararlılıkla çalıştı. İki yıl sonra camide Yasin Suresi’ni okurken gözyaşlarına boğuldu.
“Neden ağlıyorsunuz Ali amca?” diye sorduğumda şöyle dedi: “Evladım, 65 yıl boyunca bu sureyi okudum ama bugün ilk defa gerçekten ne söylediğimi anladım. ‘Yasin. Ve’l-Kur’ani’l-hakîm’ dediğimde Allah’ın bana hitap ettiğini, benimle konuştuğunu hissettim. Bu duygu, tarif edilemez.”
Arapça Öğrenmenin Zorlukları ve Kolaylıkları
Elbette, her değerli şey gibi, Arapça öğrenmek de emek ister. İlk karşılaşılan zorluklar arasında farklı alfabe, sağdan sola yazım ve Türkçede olmayan sesler gelir. Ancak zorluğun büyüklüğü, sonunda elde edilen ödülün değerini de artırır.
Sanılanın aksine Arapça ile Türkçe arasında birçok ortak kelime vardır. “Kitap”, “kalem”, “meclis”, “mektep” gibi yüzlerce kelime, zaten dilimizde yaşamaktadır. Bu, Türkçe konuşanlar için büyük bir avantajdır. Ayrıca, Arapçanın mantıklı ve sistematik yapısı, öğrenmeyi kolaylaştırır. Kök-sistem prensibi sayesinde bir fiil kökünü öğrendiğinizde onunla ilişkili onlarca kelimeyi türetebilirsiniz.
İbadetinizin Kalitesini Artırmak
Namazda okuduğunuz surelerin anlamını bildiğinizde ibadetin ruhu tamamen değişir. Artık sadece telaffuz ettiğiniz sesler değil, kalbinizle hissettiğiniz kelimeler olur. “İyyâke na’büdü ve iyyâke neste’în” (Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz) dediğinizde bu derin bağlılık yeminini bilinçli olarak yapmak, namazınızı manevi bir yükselişe dönüştürür.
Ramazan’da teravih namazında imam “Ve’l-fecr, Ve leyâlin ‘aşr” (Tan yerinin ağarmasına and olsun, on geceye and olsun) dediğinde, Allah’ın yemin ettiği o mübarek zamanların kutsallığını hissedersiniz. Bu, sadece meal okumakla elde edilemeyecek, doğrudan metinle kurulacak bir bağdır.
Nereden Başlamalı?
Arapça öğrenme yolculuğuna çıkmak isteyen herkesin aklındaki soru budur. İşte size adım adım öneriler:
- Temel Alfabe ve Sesler: İlk adım, Arap harflerini ve seslerini öğrenmektir. Günümüzde çevrim içi kaynaklar, YouTube videoları ve mobil uygulamalar bu konuda büyük kolaylık sağlıyor. Günde sadece 15 dakika ayırarak bir ay içinde tüm harfleri tanıyabilirsiniz.
- Basit Kelimeler ve Dua İfadeleri: Namazda sık kullandığınız surelerin ve duaların kelime kelime anlamlarını öğrenin. Bu, hemen pratik fayda sağlayacak ve motivasyonunuzu artıracaktır.
- Temel Gramer Yapıları: Arapçanın basit cümle yapılarını öğrenmek, kelimeleri anlamlı bütünler halinde kavramanızı sağlar. İsim cümleleri ve basit fiil çekimleriyle başlayın.
- Kur’an Kelimelerini Öğrenme: Kur’an’da en sık geçen 300-500 kelimeyi öğrenmek, ayetlerin büyük bir kısmını anlamanızı sağlayacaktır. Bu konuda hazırlanmış özel sözlükler ve kelime kartları bulunmaktadır.
- Düzenli Pratik: Her gün küçük de olsa Arapça pratiği yapmak, öğrendiklerinizi pekiştirecektir. Sesli okuma, yazma alıştırmaları ve basit metinler çalışmak, ilerlemenizi hızlandırır.
Yaşınız veya Eğitim Seviyeniz Asla Bir Engel Değildir!
“Ben yaşlandım, artık öğrenemem” veya “Benim eğitimim yok, yapamam” gibi düşünceler, sadece zihinsel engellerdir. Her yaşta ve her eğitim seviyesinde Arapça öğrenmek mümkündür. Önemli olan, kararlılık ve düzenli çalışmadır.
75 yaşında Arapça öğrenmeye başlayan Fatma teyze, şöyle demişti: “İlk başta harfleri karıştırıyordum, gözlerim de iyi görmüyordu. Ama torunumun yardımıyla, büyük harfli kitaplar kullanarak çalıştım. Şimdi Kur’an’dan bazı kısa sureleri anlayabiliyorum. Geç olsun, güç olmasın.”
Teknolojinin Nimetlerinden Faydalanalım
Günümüzde Arapça öğrenmek için sınırsız imkânlar var. Akıllı telefon uygulamaları, interaktif web siteleri, çevrim içi kurslar ve sesli kitaplar, öğrenme sürecinizi kolaylaştırabilir. Özellikle Kur’an odaklı Arapça öğretim programları, hedeflerinize daha hızlı ulaşmanıza yardımcı olur.
Kendinize bir öğrenme planı oluşturun ve günlük rutininize Arapça çalışmayı ekleyin. Sabah namazından sonra 15 dakika, öğle molasında 10 dakika, yatmadan önce 5 dakika… Bu küçük zaman dilimleri, zamanla büyük bir bilgi birikimine dönüşecektir.
Çevremizdeki Fırsatları İyi Değerlendirelim
Çoğu şehirde, cami derneklerinde veya kültür merkezlerinde Kur’an Arapçası kursları düzenlenmektedir. Bu kurslara katılmak, hem öğrenmenizi hızlandırır hem de sizinle aynı yolda ilerleyen dostlar edinmenizi sağlar. Birlikte öğrenmek, motivasyonunuzu canlı tutar ve zorluklarla baş etmenizi kolaylaştırır.
Ayrıca çevrenizdeki Arapça bilen kişilerden yardım istemekten çekinmeyin. Çoğu insan, bilgisini paylaşmaktan mutluluk duyar. Düzenli buluşarak pratik yapmak, hızlı ilerlemenize katkı sağlayacaktır.
Sonuç: Sabırla Açılacak Kapılar
Kur’an’ı anlamak için çıktığınız Arapça öğrenme yolculuğu sadece dilbilimsel bir süreç değil, manevi bir arınma ve derinleşme sürecidir. Bu yolda karşılaşacağınız zorlukları, sizi bekleyen hazinenin büyüklüğünü düşünerek aşabilirsiniz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İlim öğrenmek her Müslümana farzdır” buyurmuştur. Kur’an’ı anlamak için gösterdiğiniz her çaba, bu hadise uygun bir davranıştır ve Allah katında değerlidir.
Bugün küçük bir adım atın. Bir harf öğrenin, bir kelime ezberleyin, bir ayet üzerinde düşünün. Zamanla bu küçük adımlar, sizi Allah’ın kelamını doğrudan anlama seviyesine ulaştıracaktır. Ve o an, tarif edilemez bir huzur ve aydınlanma yaşayacaksınız.
Sevgili Dostlar,
Niyet edelim
Karar verelim
Yola çıkalım
Kur’an’ımızı anlamak için
Arapça öğrenmeye başlayalım.
Rabbim yolunuzu açık etsin, zihninizi ve kalbinizi Kur’an’ın nuruyla aydınlatsın.
Rabbim nasip ederse daha sonraki kaleme alacağımız seri yazılarımızda Kur’an’ı anlamak için çıktığınız veya çıkacağınız Arapça yolculuğunuzda hedefinize ulaşıncaya kadar sizin yanınızda olmaya çalışacağım inşallah.
Allaha emanet olunuz.