1. Anasayfa
  2. Edebiyat
  3. Deneme

Kirpinin Dikenleri Gibi

Kirpinin Dikenleri Gibi
0

Kirpinin dikenleri battı bir gece, içime değil, sessiz bir çığlık gibi zor ve sessiz görünene değil, gözlerimden düşen o garip hayale…

Yunus ne güzel demiş: Tesbih elimden gitmez, dilim ma’rifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez.Ben de öyleyim; sözüm devran eder, cümlem hikmet söyler, Oysa yüreğim, kırık bir testi gibi zâhirimin sükûnetini boğar.  Bir teşbihin ardına gizlenen boşlukla sorarım: Ben neyim?

Âlem çıraktır sadır, gönlüm bunu gözetir, derûnumdan süzülen mürekkep, her defasında biraz eksik… Hatta çokça yarım kalır. Ve çoğu zaman, sonu gelmeyen, noktası eksik, tek bir virgülle biten cümleler gibi…

Yeni bir sabah, önceki gecenin yorgunluğu omuzlarımda. Geçtim yolun karşısına bir çocuk vardı orada, duruyordu elinde kalemle: Yanına yaklaştım usulca:

“Bir kalem de bana ver, çocuk,” diyorum içimden,
“Ben de yazayım… Kalbimin hakiki mürekkebiyle,
Kim olduğumu, ne halde olduğumu anlatayım.”

“Sizde bulunmaz mı da bir kurşun kalem…
Yazam arzu halımı da yâre gönderem…”

Kalem yoktu, buruk bir sâda, ahu bir bakış hüzünle eş bir dert, bir çığlık, bir gözyaşı vardı kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde, bir ömrün yükünü taşıyamaz oldu hâreler.

Çünkü yâr artık yalnız bir adam değildi. Yâr, hayattı. Yaşamın ta kendisiydi.

Ne kucakladı, ne de sardı, sırtıma binen bir kambur gibi günden güne ağırlaştı.

“Erzurum dağları kar ile boran,
Aldı içerimi de dert ile verem”…

İşte tam da öyle. Ruhum üşüyor, üzerime örtecek tek bir kelime bile bulamıyorum bazen.

“Sizde bulunmaz mı da bir kurşun kalem,
Yazam arzu halımı da yare gönderem?”

Korkum ayrık yerde, gözüm yolum gözetmez. Yüreğimin gittiği yerle ayaklarımın bastığı yer aynı değil artık. Sözlerim ne kadar pürüzsüzse, sînem o kadar bulanık, dervişim derim, hoş gör beni Hak derim, Ama sabrım yok… İnce ince damlıyor benliğime her şey. Sustukça çoğalıyor sanki ruhumdaki gürültü. Kirpinin dikenleri gibi batmadı riyâ. Zira onun dikenleri tabiatından gelir, fakat riyâ bambaşka bir diken, yarayı sessizce derinlere doğru açan…

Bazen düşünüyorum da, hayat bir tren sesi gibi. Durmuyor. Ben hep bir peronda bekleyen gibiyim. Cebimde bilet yok, gidecek bir yerim de yok. Üşüyorum… Ama bu eksiklik bir mont değil, bir vuslatın eksikliği olur dimağımda yarım bir nota, bazen bir şiirin ortasında unutulmuş bir kelime gibi hissediyorum kendimi. Ne başa aitim, ne sona.  Ama gönül? O, her kelimeyi kabul etmez; kapılarını sımsıkı kapatır. Bir yabancı gibi durur sözlerin ardında; ne çağrılırsa gelir, ne de gitse kaybolur.

Söz güzel, suret parlak…

Ama öz?

Öz, annesiz kalmış bir çocuğun üşüyen yüreği gibi titrer içimizde.

Saracak bir şefkat arar, ısınacak bir kucak bekler…

Çünkü öz, kendini riyanın soğuk duvarlarından koruyamaz olmuş artık.

Sonra düşündüm…

İçimizde bir yokuş varsa eğer, onu tırmanmak cesaret ister. Ama biz, bize varamadan, başkalarının fırçasından dökülen renklere bulanıyoruz kendi rengini bulamadan, başkalarının resminde kaybolmak…

“Ben melamet hırkasını
Kendim giydim eğnime
Ar u namus şişesini
Taşa çaldım kime ne…”  

Kime ne? Demek kolaydır, bir türkü gibi, herkesin dilinde döner durur. Dilsiz bir taşın üstüne yazılan zamanla şekil alan bir hece gibi kalır. Ama gerçekte, bu sözü işitmek, bütünü görmek… O çok başka bir faziletti.

Çok duydum.  Çok gördüm.
Ama işitmek?
O başka bir faziletti.
İşitmek için kalbinin duvarlarını indirmen gerekirdi.
Ama biz…

Ve şimdi…

Ömrümün yarısından fazlasını geride bırakmışken, kirpinin dikenlerini masum bulan bir yürekle soruyorum kirpinin dikenleri kendini savunmak içinken, bizim dikenlerimiz niçin başkasını kanatır?

Ankara'da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladı. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri bölümünde yüksek lisans yaptı. Eğitimcilik kariyerinde uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik görevlerinde bulundu; okul müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli idari görevler üstlendi. Eğitimcilik kimliğinin yanı sıra yazı ve şiir dünyasında da aktif olarak yer almaktadır. Şehir ve Kültür dergisi ile Asanatlar internet sitesinde yazıları yayınlanmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir