1. Anasayfa
  2. Edebiyat

ARAYIŞ

ARAYIŞ
0

Evleneli altı ay olmuştu. Eşinin gülümseyen yüzü ve “Hoş geldin!” diyen sesi rahatlatmıştı onu. Sevim, üniversiteden arkadaşıydı Ersin’in. Birlikte bilgisayar mühendisliği bölümünü bitirmişlerdi. Sevim evden talebe göre yazılım yapmayı tercih etmişti. Ersin’se uluslararası bir şirketin Türkiye ofisinde yazılımcı olarak çalışmaya başlamıştı. Bir gün akşam olmuş, günün koşturmacasının esaretinden kurtulmuştu bir parça Ersin. Evine adımını atınca üzerinden ağır bir yük kalktığını hissetti.

Ceketini çıkarmış, asmıştı. Gün boyunca koşturma, bir sürü şirketle ve kurumla iletişim, yeni hazırladıkları yazılım programını tanıtıcı çalışmaları bedensel olarak yorsa da ortaya çıkan bir ürünün satışını müjdelediği için bu durum, onu pek etkilemiyordu. Bu çalışma sürecinde Ersin’i etkileyen, insanların ilişkilerde izlediği yüzsüzlük ile şirketin yazılımları satmak için izlediği acımasız yoldu. Ya çevresindekiler gibi yüzsüz olup kişiliğini ayaklar altına alacaktı ya da bu yüzsüzlüklere prim vermeyip eminlik sıfatını her ne pahasına olursa olsun koruyacaktı. Bu, insanlık tarihi boyunca karşılaşılan bir durumdu. Yüzsüzlüğe karşı onurlu duruş, bir numaralı ilaçtı.

Küresel şirketin kendilerinin bin bir emekle ortaya koyduğu yazılımları satmak için izlediği acımasız yola ses çıkarmaması mümkün müydü? Elbette değildi. İşte Ersin’in bugünkü gerginliği ve yorgunluğu biraz da bundan kaynaklanıyordu. O, eşiyle bu hususu istişare etti ve küresel şirketlerin arka yüzünü gözler önüne sermek için sakin ama dikkatli bir yol izlemeleri gerektiği kanaati hasıl oldu her ikisinde.

Ersin çarkın içine hiçbir şekilde dâhil olmamak için yaptığı işlerde özellikle kolayca görülemeyecek açıklar bırakıyordu. Bu açıklar şirketin çirkef yüzünü ortaya çıkarmaya matuftu. Hazırladığı yazılımlarla insanları daha az tüketmeye ve israftan uzak bir hayat sürmeye yönlendirmeye çalışırken çalıştığı şirketin politikası hep, daha çok nedenle tüketmeye ve insanı ruhsuzlaştırmaya yönelikti.

İşte bugün şirketin Avrupa temsilcisi Bedbay Hotef telefon etmiş, hazırladığı yazılıma yönelik birkaç soru sormuştu. O da kendisine yöneltilen soruları renk vermeden Bedbay’ın anlayacağı şekilde cevaplamıştı. Bedbay,

“Yazılım denemelerinde neden istediğimiz sonucu alamıyoruz?” diye sorunca Ersin, yazılımı bilinçli şekilde kurgulamamış gibi,

“Ben de anlamıyorum: Neden insanlar bizim amacımız doğrultusunda hareket etmiyor?” diye cevaplamıştı. Bedbay bu durumu yönetim kuruluna anlatmakta zorlandığını belirtince Ersin,

“Üzerinde biraz daha çalışayım, belki hatanın neden kaynaklandığını anlayıp onu düzeltebilirim” demişti. Bunun üzerine Bedbay,

“Sana bir ay süre, bu süre içerisinde hatayı bulup düzeltmezsen seninle yollarımızı ayırırız” diye tehdit etmişti.

Ersin işte bu görüşmenin yapıldığı günün akşamında evine gelince eşi Sevim Hanım’la durumu yeniden değerlendirmek için hiçbir iletişim aracının bulunmadığı, hiç kimsenin onların konumunu bilemeyeceği ve dinleyemeyeceği yalıtılmış özel odalarına geçmişlerdi.

Özel odayı Sevim Hanım akıl etmişti. Çünkü küresel şirketler hem personellerinin hem de kendi cihazlarını kullanan herkesin konumlarını bilmekle kalmıyor, neler yapıp konuştuklarını öğreniyorlardı. Çünkü kişilerin kullandığı her cihaz, bir istihbarat aparatı gibiydi. Neler yiyip içiyorsun? Nereye gidiyorsun? Kimlerle oturup kalkıyorsun? Nasıl giyiniyorsun? Neler düşünüyorsun? Geleceğe ilişkin tasavvurların neler? Daha birçok sorunun cevabına ulaşıp ona göre yol haritası çiziyorlardı kendilerine. Bunları bilen Ersin ve Sevim özel odayı tasarlamışlar, gerektiğinde bu odaya geçip konuşmadan, sadece bakışarak özel görüşmelerini yapıyorlardı.

Özel odalarına geçen Ersin, eşi Sevim’e durumdan patronlarının kuşkulandığını ve kendisine bir ay süre verdiklerini anlatınca Sevim Hanım,

“Onları oyalamanın başka bir yolunu bulmalıyız. Yoksa tüm insanlığı robotlaştırmanın son adımı bu yeni yazılım. Kendileri tüm mühendisleri bir araya getirseler de bizim planladığımız yazılımı yapamazlar. Bundan dolayı sorumluluk bizde. Onlara insanlığı robotlaştırarak yok edecek yazılımı teslim etmemeliyiz. Bir aylık süre önemli, bu süre içerisinde biz ellerindeki bilgileri yok edecek bir yazılım programı yapıp ‘İşte istediğiniz program bu!’ diyerek onlara vermeli ve programı kullandıklarında kendilerindeki bütün yazılımlar arka planda sessizce yok olmalı. Biz de bu sırada ‘Tatile gidiyoruz’ diye kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gitmeliyiz.” demişti.

Sevim Hanım ile Ersin Bey özel odada çalışarak yirmi gün içinde küresel şirketlerin ellerindeki yazılımları imha edecek programı yapmayı başarmışlardı. Ersin Bey, hazırladığı yazılım programını küresel şirketin yöneticisi Bedbay’a teslim etmek için şirketin Paris’teki merkezine gitti. Yazılımı nasıl kullanacaklarını, sonuçların nasıl elde edileceğini görmeleri için gereken bilgileri Bedbay’a ve şirketin tepe yöneticilerine teslim etti. Hemen büyük bir iştahla Bedbay, yazılımı çalıştırdı, Ersin Bey yazılımın başlarında onların elde edeceği birtakım bilgilere ulaşmalarını sağlamıştı ki Bedbay ve ekibi yazılımı çekincesiz kullansınlar. Bu aşama geçince Bedbay ve ekibi bir an için istedikleri sonuçları görünce sevinç çığlıkları attılar. Artık yeni yazılımın sessizce tüm bilgisayarlara yüklenmesi ve kurulması aşamasına gelinmişti. Yeni yazılımı tüm bilgisayarlara yükleyip kurunca Ersin, yedi gün boyunca hiçbir bilgisayara dokunmamalarını söylediği için onlar da yedi gün boyunca hiçbir bilgisayara dokunmadılar.

Yedi gün içinde Ersin ve Sevim, kendilerine hiçbir kimsenin ulaşamayacağı gizemli bir yere doğru hareket ederek tatile çıktılar. Yedi gün boyunca sessizce çalışan yazılım, bütün bilgisayarlardaki en basit programdan en karmaşığına dek bütün yazılımları bir daha geri getirilemeyecek şekilde sildi. Yedinci günün sonunda tüm bilgisayarlara yüklenen yeni programı görmek için açtıklarında hiçbir bilgisayarın çalışmadığını, tüm programların silindiğini ve bir daha asla yeniden kuramayacaklarını öğrendiler. O esnada ana bilgisayarın içinde kendilerine yönelik bir notun bulunduğu kâğıdı gördü Bedbay. Hemen kâğıdı alıp okumaya başladı:

Ey yaptıklarıyla tanrılık taslayan küstahlar! Sizler her şeyi kontrol edeceğinizi, her yerde tahakküm kuracağınızı sanıyordunuz. Buyurun zanlarınızla baş başa kalınız. İnsanları robota dönüştürüp etkisiz kılmanız hiç mümkün olmayacak. Biraz sonra tüm enerji kaynaklarınız da çalışamaz hâle gelecek. Haydi kendi karanlık dünyanızda baş başa kalın!”

Bedbay mesajı okumayı bitirir bitirmez birden bütün şehirdeki elektrikler kesildi. Herkes şaltere koşup tekrar elektrikleri getirmek istese de bunu bir türlü yapamadılar. Böylece kendilerinin manen karanlık dünyalarına benzedi fiziki dünyaları da. Her şeyleri kararan küresel şirketlerin ultramodern patronları ve elemanları taş devrine dönmenin ezikliğiyle baş başa kaldılar.

Ersin ile Sevim birden manevi bir silüet gibi ortaya çıkarak kendilerini dinleyen milyarlara şöyle seslendiler:

Nedir bu insanoğlunun kazanma ve yükselme tutkusu? Sonu gelmez ve göz karartan bir tutku… Kazanma ve yükselme için olmadık oyunlar oynama, en yakın arkadaşını, kardeşini, hatta ailesini yok etme hırsı ne zaman sona erecek? Ne zamana dek devam edecek bu tutku? Bir gün teslim olacak mıyız hakikatin acı yüzüne acaba? Belki, âlemlerin sahibi Rabbimizin hükümlerine boyun eğerek O’na gerçek kulluk ettiğimiz zaman gerçekleşecek bu isteğimiz…”

1965 Artvin doğumlu. İlkokulu Murgul’da, ortaokul ve liseyi Artvin’de okudu. 1988’de Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümünden mezun oldu. 1989’da başladığı öğretmenlik görevine devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Osmanlı Türkçesinden yeni alfabeye açıklamalarla hazırladığı ve yayımlanan altı adet çalışması [İntibah (Namık Kemal), Araba Sevdası (Recaizade Mahmut Ekrem), Eylül (Mehmet Rauf), Hatıralarım (Yusuf Akçura), Medrese Hatıraları (Muallim Naci) ile Siyaset ve İktisat (Yusuf Akçura)] vardır. Erdoğan Muratoğlu’nun Ahenk, Edebiyat Ortamı, Hece, Türk Dili, Mevlana Araştırmaları Dergisi ve Çoruh adlı süreli yayınlarda yayımlanmış öykü, deneme ve incelemeleri bulunmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir