Seni ne yapayım ey çığlık Kanatlandırıp yüce dağlara Ovalara mı bırakayım Mazlum bir şiirin ortasından Akan ırmaklara mı salayım? . Ahdimizi bin defa yeniden Kalbimize mühürleyip...
Sinsice kanatırlar yaralarımı Özgürce bakmamı çekemezler Çekemezler umutla bekleyişimi Soysuz vahşetler icat ederler Toprağa her koyuşumda alnımı Yangınlar tutuşur yüreğimde Daha bir anlarım yaşamayı Uyanırım yeniden....
Esirgeyen bağışlayan kahhar adıyla Kurşunlardan önce bir nida ile aşk olsun Yüreğinde gerillanın Çünkü biliniyor anlamı yaşamanın Biliniyor savaşın artık Kelimenin alacasında hüznün Sıcacık alnında ölümün…...
Biz haydi dağı aşıp düze varalım dediğimizde Kara bulutlar gibi önümüzde durdular da Şubatın gelmesini beklediler dört gözle Mayıstan gelmişlerdi ne kadar hırçınlık varsa Üzerlerine...
Yanıldım bir koşu gidip hemen Çınar ağacının gölgesine sığındım Cehennemden korktum bir de Mecburen içeriye aldım kendimi Bir şey kalmasın diye ukdemde Bir yangına gider...
Önce seslerini bıraktılar ortaya Sonra yumruklarını havaya Şehadet parmaklarını kaldırıp Azimlerini imanlarını koydular Tankların önünde Tankların üzerinde Yüreklerini koydular Sonra susamış olarak Son nefeslerini Yaralarını kanlarını...
Toprak; kara dedikleri kadar kara topraktı Nasıl da ağlatıyordu sonunda beni. İşte böyle bir var bir yok dünyanın Daima sürecek gibi sanılan saltanatında Bir...
bir daha çıkayım bağırayım bari denize nazır tepeden: / Yu’şaaaa! Yu’şaaaa! / geceye akan yıldızın adı ne?
Haydi haydi dur durak yok bir hengâme bir telaşe \ Nereye böyle peş peşe çalık çatık kaş insanın.
Ey iyiliğin ve kötülüğün çemberinde dönen. Kendini kendine bırakmak çare değil. Bir uzatılacak dal, bir uçurum çiçeği hiç değil. Kendini azade kılmak yolun üzerindeki taşlardan dikenlerden...